Memur-SEN'den Dinçer'e tepki
Abone olBaşbakanlık Müsteşarı Dinçer’in bürokratik yapının değişim ile ilgili açıklamalarına Memur-Sen Başkanı Aksu'nun tepkisi sert oldu. "Ömer Dinçer. Önce sen değiş.."
İNTERNETHABER ÖZEL- Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in bürokratik
yapının değişim ile ilgili açıklamalarına tepki gösteren Memur-Sen
Konfederasyonu Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu, “Değişimin tepeden
başlaması gerektiği doğrudur, ancak önce Ömer Dinçer’in
kendisinden, Dinçer’in kafasındaki kamu yönetimi anlayışından
başlamalıdır” dedi. Aksu, yaptığı yazılı basın açıklamasında
değişime ve kamu yönetimi reformuna en büyük destek veren
sendikanın Memur-Sen olduğunu hatırlatarak, sırf değişiklik yapmak
amacıyla değişiklik yapmanın bugüne kadar Türkiye’ye faydadan çok
zarar getirdiğini söyledi. Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in
ülkede yapılması gereken bürokratik yapıda değişim ile ilgili
açıklamalarına cevap veren Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı
Dr. Ahmet Aksu, bu tür açıklamaların Türkiye’ye faydadan çok zarar
getirdiğini söyledi. Dinçer’in sözlerini ve Kamu Yönetimi Reformunu
değerlendiren Aksu, şu açıklamalarda bulundu: “Sayın Ömer Dinçer,
değişimin tepeden başlaması gerektiğini söylüyor evet doğrudur,
değişim önce Ömer Dinçer’ in kendisinden başlamalıdır. Özellikle
Türkiye’deki değişime en büyük destek veren sendika MEMUR-SEN’ dir.
Ancak, sırf değişim yapmak amacıyla değişiklik yapmak Türkiye’ye
faydadan çok zarar getirmiştir. Değişim önce Dinçer’ den başlamalı,
Dinçer’in kafasındaki kamu yönetimi anlayışında başlamalıdır.
Kamuda reform çalışmaları yapılırken sadece sermaye, kamu ve
bürokratik tecrübeleri olmayan üniversite hocalarının görüşlerini
almaktadır. Milyonların temsilcisi olan STK ve sendikaların
görüşlerini alınmamaktadır. Kimse unutmasın! Halka rağmen halkın
temsilcilerinin hor gören zihniyet bu ülkede başarılı olmamıştır.
Bunları tarihe bakmaya davet ediyorum. Maalesef geçmişte sol ve
jakoben zihniyetin düştüğü yanılgıya bugün anti-jakoben kişilerde
düşmektedir. Memur-Sen olarak Kamu Yönetimi Reformu’na ‘’Evet’’
dedik ve evet demeye devam edeceğiz. Ama Sayın Dinçer’le Kamu
Yönetimi Reformu’nda belirttiği birçok konuda hemfikir olabiliriz.
Anca bazı anlayışlar ile Memur-Sen’in anlayışı arasında
farklılıklar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi memurların
statülerinin belirginleşmesidir. Memur-Sen olarak memur kavramının
günün koşullarına uygun olarak yeniden değerlendirilmesi gerekir.
Ancak 1.5 milyon memuru sözleşmeli memur konumuna getirip kolayca
görevden atılmasını sağlayan yapı Kamu Yönetimi Reformu yer alamaz.
Böyle bir uygulama kamu yönetiminde yıkımlar ortaya çıkaracaktır.
Amirlerin iki dudağı arasında ve bir imzası ile sözleşmeli
personelin görevine son verilebilecektir. Memurları gladyatörlerin
insafına terk edecekler Aksu sözlerine şöyle devam etti: “AB’ deki
bazı ülkelerde böyle bir yapı vardır. Ancak yöneticiler demokratik
olarak kişilere ve olaylara baktıkları için insanların inançları,
kıyafetleri, düşünceleri ve etnik yapısı kendileri için önemsiz
olduğundan (önemli olan kişinin çalışması ve performansıdır)
sistemdeki aksaklıklar çok az olmaktadır. Türkiye’de ise demokrasi
hala bir süreç halinde olup hükümete rağmen ve bürokrasinin kendi
içinde anti demokratik uygulamalar vardır ( meslek liseleri,
kılık-kıyafet ayrımcılığı ve yolsuzluklar). Bunları çözemeyen
mantık, memurları sözleşmeli hale getirerek, aslanların önüne
atılan köleler veya gladyatörlerin insafına terkedilmiş marabalar
haline dönüştürecektir. On yıl önce cadı avına çıkar gibi memur
avına çıkıldığında o gün ortada olmayanların bugün memurların
geleceklerini yok etmeye çalışmalarını anlamlandıramıyoruz. Tabiî
ki bunu savunanların tuzları kurudur. Yarın anti demokrat bir
dönemde ve iktidar değişikliğinde her biri ya üniversitesine geri
dönecek ya da yüksek maaşları ile yurt içinde veya yurt dışındaki
evlerinde yaşayacaklardır. Zaten mali yönden zorla ayakta duran
memurun bir de devlet güvencesinin kaldırılması, yeni Şubat
süreçlerinden sonra özellikle ayrım içinde tutulacak on binlerce
memurun kapı önünde limon satması anlamına gelecektir. Memurların
sözleşmeli personel halinde çalıştırılmasını savunan Sayın Dinçer’
in olaylara tarihi 28 Şubat süreci ve sosyal boyutta bakmasında ve
bu bağlamda değişimin başta kendisinde olmasında fayda görüyoruz.”