Meme Kanseri Tedavisinde Geç Kalmayın
Abone olHiç çocuğu olmamış veya 35 yaşındandan sonra anne olmuş kadınlarda meme kanseri daha sık görülüyor.
Annesi, teyzesi veya kız kardeşinde, özellikle genç yaşta veya
her iki memede de kanser görülen kadınların, başka hemcinslerine
göre kanser olma ihtimalinin daha yüksek olduğu belirtiliyor. Hiç
çocuğu olmamış veya ilk çocuğunu 35 yaşından sonra doğurmuş
kadınların da risk altında olduğu bildiriliyor. Uzmanlar, 20
yaşından sonra her kadının, ayda bir defa memelerini kendisinin
kontrol etmesi gerektiğini, 20-40 yaş arasındaysa en az 3 yılda bir
defa doktora muayene olması gerektiğini kaydediyor. 40 yaşın
üstündeki kadınlarda bu muayenenin yılda bir yapılması gerektiğini
vurgulayan uzmanlar, yaşı 50'nin üzerindeki kadınların ise yılda
bir mamografi yaptırmasını öneriyor. Uzmanlara göre, şu
belirtilerin görülmesi halinde, vakit geçirmeden uzman bir doktora
muayene olunması gerekiyor: "Memede bir yumru veya sertleşme.
Memeden duru veya kanlı bir akıntı. İçeri çekilmiş meme başı.
Memelerin dış hatlarındaki değişiklik, örneğin bir memenin
diğerinden daha yüksek olması gibi. Meme derisinde düzleşme veya
çukurlaşma. Kırmızılık veya portakal kabuğu gibi pütürlü görünüş."
Erken teşhis hayat kurtarıyor Meme tümörünün kendisinin öldürücü
olmadığını ifade eden uzmanlar, hastalığın, metastaz yaparak (lenf
sistemi veya kan yoluyla vücudun başka yerlerine dağılması)
öldürdüğüne dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, meme kanseri, tümör
küçükken ve habis hücreler komşu lenf düğümlerine atlamadan erken
teşhis edilirse, yüzde 90 tedavi şansı bulunuyor. Her şeye rağmen
hastalık, ilaç, radyoterapi ve ameliyat yardımıyla yıllar boyu
kontrol altında tutulabiliyor. Hastalığın teşhisinde uzman bir
doktorun muayenesinin büyük önem taşıdığını belirten uzmanlar,
"Doktorunuz, memelerinizi dikkatle inceleyecektir. Meme başlarını
hafifçe sıkarak akıntı olup olmadığına bakacak, koltuk altlarınızda
lenf modüllerinin büyüyüp büyümediğini kontrol edecektir. Çünkü
kanser lenf yoluyla da dağılabilmektedir. Bundan sonraki adım
mamografidir" diyorlar. Uzmanlar, eğer memedeki bir yumru
ultrasonografide 'kist' olarak tarif edilmişse, doktorun ince bir
iğneyle kistin içindeki sıvıyı çekmeye çalışabileceğini de
bildiriyor. Bu sıvı analiz edilerek habis hücrelerin varlığının
araştırılabileceğini kaydeden uzmanlar, bir kitlenin habis
olmadığını anlamanın en emin yolunun, ameliyatla kitlenin tümünü
çıkarıp biyopsi yapmak olduğunu söylüyor. Tedavi yöntemleri
Ameliyat: Ameliyatın meme kanserinde başlıca tedavi olduğunu ifade
eden uzmanlar, günümüzde ameliyatın çoğunlukla radyoterapi, hormon
terapi veya kemoterapiyle birlikte uygulandığını vurguluyor. Hemen
hemen bütün meme kanseri operasyonlarında, doktorun, koltuk
altındaki lenf düğümlerinden birkaçını da aldığını belirten
uzmanlar, bunlarda habis hücrelerin varlığının araştırıldığını,
bunun da ameliyat sonrası tedaviyi belirleyen en önemli faktör
olduğunu bildiriyor. Radyasyon: Uzmanlar, doktorun, kanserin
lenflere ulaştığını tespit etmişse, ameliyat sırasında kaçan
kanserli hücreleri öldürmek için göğüs bölgesine radyasyon
uygulanmasını önerebileceğini de ifade ederek, sonuçta kemiklerde
kanser ortaya çıkarsa, radyasyonun, ağrıları rahatlatmak için
kullanıldığını kaydediyor. Hormon tedavisi: Eğer meme kanseri
tekrarlarsa, uzak bölümlerde tümörler ortaya çıkarsa veya kanser
ameliyat edilemeyecek kadar ilerlemişse, hala hormon alarak hayatı
uzatabilmek ve şikayetleri azaltmanın mümkün olabileceğini
vurgulayan uzmanlar, bazı tümörlerin hormon tedavisine veya
östrojeni etkisiz kılan ilaçlara ya da bazen ilave bir doz
östrojene cevap verdiklerini belirtiyor. Hormon tedavisinin,
tümörün büyümesini veya küçülmesini sağlayabileceğini ifade eden
uzmanlar, insana kısmen veya tamamen rahatlama getirebileceğini,
eğer bir hormon artık etkili olmuyorsa başkasının yardımcı
olabileceğini bildiriyor. Kemoterapi: Uzmanlar, kemoterapide
verilen antitümör ilaçların, hormonlardan daha toksik (zehirleyici)
olduğunu hatırlatarak, radyasyonda da görülen bulantı, ishal ve
bitkinlik gibi yan etkileri bulunduğunu kaydediyor. Uzmanlar,
"Ayrıca, geçici olarak saçlarınızın tümünü veya bir kısmını
kaybedebilirsiniz. Ancak, kemoterapi çoğunlukla metastazı
yavaşlatabilir. Bazen tam olarak teskin ederse de genellikle
erteleme geçicidir. Kemoterapinin, menopoza girmemiş kadınlarda
daha etkili olduğu görülmektedir" ifadesini kullanıyor.