Melih Gökçek mi, Murat Karayalçın mı?
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın "Kim bir
gram fazla hizmet ederse o seçilsin" sözü, herkes için
geçerli... Hangi partiden olursa olsun, hangi görüşten olursa
olsun, yeter ki hizmet etsin...
Halkın beklentisi de bu!
Erdoğan Bayraktar ismi İstanbul'da çok sık telafuz
ediliyor. Ne yana dönsem, İstanbul'a hizmet edecek kişiler
arasında Bayraktar'ın ismi öne çıkıyor. Bu demektir ki,
TOKİ Başkanı bir gram değil, kilolarca fazla hizmet
yapmış... Ama İstanbul'a aday gösterilir mi bilmiyoruz.
Kendisinin de böyle bir talebi yok zaten...
Ankara'ya gelince...
Karayalçın'la ayaküstü sohbet imkanı buldum önceki gün... Etrafı
hayli iddialı olsa da, ne yalan söyleyeyim ben Murat Bey'i
çok endişeli buldum. Hiç rahat değil! Dinliyor ama aklı
başka yerde. Bir arıza var sanki. O arıza giderilmezse,
DYP-ANAP birleşmesi benzeri bir kopma yaşanabilir.
Ne olduğunu bilmiyorum, Ankara'da öyle bir hava var.
Melih Gökçek cephesinde ise, hummalı bir çalışma
var. Melih Bey'le iki saati aşkın bir görüşme yaptım... Gördüğüm
manzara şu; Gökçek seçim kaybedecek gibi
çalışıyor.
Kurmayları da...
-Endişeniz var mı?
-Kesinlikle yok!
-...?
-Ama rakibimizi hafife almak, laubali davranmak, şımarıklık
yapmak asla yok... Rakibimize yenilecekmişiz gibi çalışıyoruz. 29
Mart'a kadar öyle devam edeceğiz.
Gökçek iddialı
da:
-Bu çalışmamızın sonucunda, Allah izin verirse, CHP'ye
yüzde 20 veya 25 fark atarız... Geçen seçime göre, yaklaşık 450 bin
daha fazla oy alabileceğimizi tahmin
ediyorum.
Karayalçın'la Gökçek'i karşılaştırdığımızda,
Melih Bey'in İnternet'le başı daha fazla hoş...
Karayalçın'ın İnternet'e ayıracak fazla zamanı yokmuş. Ama
Gökçek, fırsat buldukça İnternet'e giriyor,
yazıyor, araştırıyor, bilgi alıyor..
Birkaç gün önce Gökçek'in "tık sevinci"ni yazdım
ya... Ben daha ağzımı açmadan Gökçek lafa girdi:
-Doğru yazmışsınız, biz belediye başkanları İnternet'in
nimetlerinden yeteri kadar faydalanmayı bilmiyoruz. Oysa orası bir
derya... Ben seçimde İnternet'ten çok istifade
edeceğim...
Özetlersek... Ankara'da hava Melih
Gökçek'ten yana esiyor. Karayalçın cephesi ancak sürpriz
yapabilir... O yüzden, benimle iddiaya girecek kadar
kendini kaybeden bazı Karayalçın taraftarlarına, şimdiden geçmiş
ola diyorum...
Ha bu arada, Melih Gökçek bir kez daha
Ankara'nın tapusunu eline almak isterken, gelecek seçimler için
şimdiden kapıları kapatıyor:
-Bu son olur büyük ihtimalle...
-Israr
olursa...
-Teşekkür ederim...
Siyasette 1 saat bile çok
uzun süre... Bakalım Melih Gökçek günü geldiğinde teşekkür edip
köşesine çekilecek mi? Bekleyip göreceğiz...
CHP'nin çarşaf açılımı iş yapar mı?
CHP'nin
"çarşaf açılımı"nı Mehmet Ağar'ın "Düz
ovada siyaset"ine benzetiyorum ben. İyi niyet var fakat bu
açılım tutmaz. Mehmet Ağar'ın "Düz ovada siyaset" çıkışı
nasıl tutmadıysa, Baykal'ın "çarşaf açılımı" da tutmaz,
tutmayacaktır.
Neden?
Deniz Bey tıpkı Mehmet Ağar gibi geç kaldı
çünkü...
Ağar da seçime kısa bir zaman kala, önce şehit cenazeleri üzerinde
siyaset yaptı, sonra bir iki gazetenin gazıyla, "Düz ovada
siyaset" diye tutturdu.
Güneydoğu halkı, o zaman "Düz ova siyaseti" için "geçmiş olsun"
demiş, Ağar'ın bu sözle kendilerini pek etkilemediğini
söylemişti.
Yanlış anlaşılmak istemem, ben bu açılıma karşı değilim, hatta
destek veriyorum. Ama biliyorum ki, bu açılım pek fazla işe
yaramayacak. Bir başka deyişle, "çarşaf açılımı" önümüzdeki yerel
seçimlerde Deniz Baykal'ı kurtarmaya
yetmeyecek.
Muhafazakar kesim bildiğini okuyacak yine. Seçim
vakti gelip çattığında, oyunu eskiden kime verdiyse 29 Mart'ta da o
partiye verecek. Bugüne kadar her şartta Baykal'a katlanmak
zorunda kalanlar ise, "çarşaf açılımı"na inat, ya sandık başına
gitmeyecek, ya da DSP'yi tercih edecek.
Özeti şu:
"Çarşaf açılımı" doğru bir çıkış... Ama yerel
iktidarı Baykal'a yar etmeye yetmeyecek. "Çarşaf
açılımı"nın tek faydası olacak belkide; Baykal
siyasete veda ederken, "hayırlı bir iş " yapmış olarak
gidecek.
Dik durabilirse tabii...