Mehmet Yılmaz, küfürden rahatsız
Abone olMilliyet Gazetesi ve Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Y. Yılmaz, okuyuculardan gelen küfürlerden rahatsız. Yılmaz'a göre küfürlerin artmasının başlıca nedeni internet...
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Mehmet Yakup
Yılmaz, isimli köşe yazısında, okuyucu küfürleri ve nedenleri
hakkında şunları yazdı:
Bir gazetede günlük yazılar yazıyorsanız, yazdıklarınızın tümünün,
okuyucuların hepsi tarafından beğenilmesini beklemezsiniz.
Hatta öyle yazılar vardır ki, yazanın bile beğenmediği olur.
Üslubunu beğenmezsiniz, fikrin iyi işlenmediğini düşünürsünüz,
düzeltilmemiş maddi hatalardan yakınırsınız vs..
Bazen de o yazıda ileri sürülen düşüncenin beğenilmediği olur.
En basitinden okuyucu sağcıdır, siz sol fikirler söylersiniz.
Ya da çok daha basit bir konuda yazılmış bir fikir, okuyucuya,
temsil ettiği çevreye, kendisini ait hissettiği gruba karşı
yazılmış gibi gelir, yazıdan da yazandan da hoşlanmaz.
Medeni bir insansanız yapacaklarınız bellidir: Ya o yazarın
yazılarını okumazsınız ya da elinize kalemi kâğıdı alır yazara
yanlış düşündüğünü, soruna öyle bakmaması gerektiğini, kısacası
eleştirilerinizi yazar, gönderirsiniz.
İkinci yolu tercih eden okuyucu, bir yazar için bulunabilecek en
iyi okuyucudur.
Böylece yazar düşüncelerinin nasıl karşılandığını, bazı
okuyucuların hangi konularda hassas olduğunu, toplumda kendisi gibi
düşünmeyen bazı insanların da olduğunu öğrenir.
Bazen o kadar iyi yazılmış okuyucu analizleri ile karşılaşırsınız
ki, düşüncelerinizi yeniden gözden geçirmek ihtiyacını bile
hissedersiniz.
İnternet çıktı, küfür arttı
Yaklaşık 10 yıldır gazetelerde günlük yazı yazıyorum.
Bir seyahat ya da günlük işlerin yoğunluğu engel olmadıkça,
neredeyse her gün yazı yazdım.
Yazılarımı doğal olarak beğenen de oluyor, beğenmeyen de..
Eleştiren de oluyor, öven de..
Ancak son 3 - 4 yıldır dikkatimi çeken bir şey var. Gelen
"eleştirilerde" küfür dozu giderek artıyor.
Özellikle internet yaygınlaştıkça gelen tepkilerin seviyesindeki
düşme de arttı..
Buradan şu sonucu çıkarıyorum: Klasik gazete okuyucusu, internet
üzerinden gazeteleri okuyanlara göre daha medeni gibi geliyor
bana.. Tepkilerini, eleştirilerini saygı sınırlarını zorlamayacak
şekilde dile getirebiliyor.
Ve bu yaptığının sonucunu da büyük ölçüde alıyor, buna eminim.
Ama bir de küfredenler var dediğim gibi.. Yakası açılmadık bir sürü
kötü kelimeyi art arda dizip yazarı yazdığından vazgeçirebileceğini
zannedenler...
Bir anlık bir "rahatlama" nöbeti sayıp gülüp geçiyorum çoğu
zaman.
Bir keresinde de böyle küfürbaz birisine dava açtım, sonra özür
dilediği için davamı geri aldım.
Böyle yazarlar da var
Sordum, bundan yakınan sadece ben değilim. Yaşını başını almış, bu
mesleğe yıllarını vermiş, iktidarların ve çıkar çevrelerinin
baskılarına göğüs germiş birçok saygın yazar da aynı muameleyle
karşılaşabiliyor.
Bunun toplumumuzun eğitim düzeyindeki gerilemeden, bir fikir
tartışmasını sonuna kadar sürdürebilecek donanıma sahip olmama gibi
faktörlerden etkilendiğini düşünüyorum.
Ertuğrul Özkök de geçenlerde gazetelerde nasılsa bir köşe sahibi
olabilmiş ama fikri yetersizliğini ona buna küfrederek kapatmaya
çalışanlardan yakınıyordu.
Gerek bazı okuyuculardaki, gerekse bazı yazarlardaki bu "çarpılmış"
zihniyetin birbirinin sonucu olduğuna inanıyorum.
Ve bunun Türk düşün hayatı için büyük bir fakirliğe, zavallılığa
işaret ettiğini düşünüyorum.
Acaba ilkokuldan başlayarak eski "münazara" âdetini yeniden
canlandırmak mı gerekiyor?
Bir fikrin nasıl savunulacağını, bir düşünceye nasıl karşı
çıkılacağını öğreten çok güzel bir uygulamaydı bu...
MİLLİYET/MEHMET Y.YILMAZ