Mehmet Yakup'un mahallesi
"Mahalle baskısı"ndan gına geldi artık. Bu ülkede
yıllardır yaşanan her türlü pislik, son 5 yıla maledildi ve bunun
adına "Mahalle baskısı" denildi.
Hürriyet'in Mehmet Yakup Yılmaz'ı
Sabah'ın "mini etekli" ve
"başörtülü" muhabirlerini referans alarak,
"Mahallenin baskısı"ndan dem vurmuş yine.
Üsküdar'da ev tutmak isteyen
Sabah'ın mini etekli muhabirine, ahalinin yaptığı
uyarıyı anlatıyor Mehmet Yakup Yılmaz:
"(...) Mini eteği ve açık başı ile Üsküdar ve
Fatih"te dolaşan muhabir ise kiralık ev ararken "Bu
kıyafetle bu mahallede rahat edemezsin" uyarısı ile
karşılaştığını, "yalnız kadına ev verilmediğinin
söylendiğini" anlatıyor."
Başörtülü kızlar ise, Nişantaşı ve çevre semtlerde
çok iyi karşılanmış Mehmet Yakup'a göre:
"(...)Bir süredir üzerinde çok konuştuğumuz "mahalle
baskısının" nasıl bir şey olduğunun ve kimler açısından geçerli
olduğunun ilginç göstergeleri bunlar."
İyi de birader, bu yeni değil ki
yıllardır böyle. Her iktidar döneminde, mahalle arasında
yalnız, tek başına yaşayan, ya da yaşamak isteyen kadına
kuşku ile bakıldı hep...
Bu yaklaşımı tasvip etmek
elbette doğru değil. Her mahallede bu baskılar var; hiç eksik
olmadı. Olmayacak da... Bunları sadece bir döneme maletmek, en
hafif ifadeyle insafsızlıktır.
Öyle ya...
Doğan Grubu'nda birkaç ay önce "çocuklara
sarkan bir kameraman" yakalandı. Mehmet
Yakup'un mantığıyla bakarsak, Doğan
Grubu'ndaki herkes "sapık!"
Böyle "sapık bir düşünce" olabilir mi?
Tabii ki hayır...
Ama...
Mehmet Yakup işte...
Allah akıl fikir versin!