Mehmet Okur şimdi sıra bizde dedi hedefi açıkladı
Abone olFIBA Erkekler Olimpiyat Elemeleri'ne katılacak A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın teknik kadrosunda yer alan Mehmet Okur, "Daha önce kadın takımımız katılmıştı, İlk defa takım olarak çalışabildik. Herkesin ne kadar motive ve hazır olduğunu gördük. İnşallah bir ilke imza atacağız ve Türkiye'yi gururlandıracağız." dedi.
FIBA Erkekler Olimpiyat Elemeleri'ne katılacak A Milli Erkek
Basketbol Takımı'nın teknik kadrosunda yer alan Mehmet Okur,
Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu ve
başantrenör Orhun Ene'nin davetiyle yakaladığı bu fırsattan
mutluluk duyduğunu söyledi.
Geride kalan yıllarda TOFAŞ ve Anadolu Efes'te oynadıktan sonra NBA ekiplerinden Detroit Pistons ve Utah Jazz'da forma giyen Mehmet Okur, oyunculuktaki bu önemli deneyimlerini milli takım oyuncularıyla paylaşmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Okur, Türkiye'ye gelip genç oyuncularla bir arada olmak istediğini belirterek, "Avrupa Şampiyonası Elemeleri sırasında koç ve ekibinden bir şeyler öğrenmek istiyordum. Zaten hedefim uzun seneler antrenörlük yapmak. Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde başkanım Hidayet Türkoğlu ve Orhun ağabey beni davet etti. Burada olmak benim de hoşuma gitti." dedi.
Olimpiyat elemeleri
Milli takım olarak olimpiyatlara gitme hakkı elde ederek
basketbolda bir ilke imza atmak istediklerini vurgulayan Okur,
"Daha önce kadın takımımız katılmıştı, şimdi sıra bizde. İlk defa
takım olarak çalışabildik. Herkesin ne kadar motive ve hazır
olduğunu gördük. İnşallah bir ilke imza atacağız ve Türkiye'yi
gururlandıracağız." diye konuştu.
Genç bir teknik ekibe sahip olduklarını dile getiren Okur, "Ayrıca altın bir jenerasyona sahip kadro da hoşuma gitti. Dolayısıyla böyle bir adım attım. Şu anda her şey çok iyi gidiyor. İnşallah iyi bir hazırlık döneminden sonra olimpiyatlara katılmayı da hak edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Hem saha içinde hem saha dışında oyunculara yardımcı oluyor
Detroit Pistons formasıyla NBA şampiyonluğuna da ulaşan ve dünya basketbolunun bu en büyük organizasyonunda All-Star mutluluğu da yaşayan Okur, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz ağabeylerimizi, örnek aldığımız insanları takip ederek, yeri geldiğinde onlarla oynayarak ve onların destekleriyle bir yere geldik. Ekstra motivasyona illaki ihtiyaç duyuyorsunuz. Bunları yaşadığım için ben de hem bu tecrübelerimi hem yaşadıklarımı paylaşmak adına böyle bir çatı altında olmak istedim. Genç oyuncularla olmak gerçekten güzel duygular. Onların içindeki ışığı, heyecanı ve sevinci görebiliyorsunuz. Oyunculara hem saha içinde hem saha dışında yardımcı olmaya çalışıyorum. Altın jenerasyonumuz var, çok da iyi çocuklar ve iyi çalışıyorlar. İnşallah ileride onları da birer NBA oyuncusu yapacağız."
Her sporcu gibi kendisinin de iniş yaşadığı dönemler olduğuna dikkati çeken Okur, "Özellikle bunu onlara anlatmaya çalışıyorum. O iniş döneminin çok kısa olması gerektiğini, bu durumlardan çıkmaları gerektiğini, pozitif olunması gerektiğini ve her zaman hazır kalmak gerektiğini anlatıyorum." diye konuştu.
Basketbolcuların uzun bir maratonun içinde olduğunu vurgulayan Okur, "Yaşadıklarım, kariyerim, oynadığım takımlar, farklı sistemler, All-Star dönemindeki koşullarda basketboluna nasıl ekstra bir şeyler ekleyebilirsin, oralara gelebilmek için ya da NBA'de uzun seneler oynayabilmek için nelerin yapılması gerektiği yönünde paylaşımlar yapıyorum. Bunları saha içinde göstermeye çalışıyorum. Saha dışında da biraz da mental olarak eksiklerini gidermeye çalışıyorum. Kötü gittikleri dönemde ne zaman güçlü kalmaları gerektiğini anlatıyorum. Şu an her şey çok güzel gidiyor." ifadelerini kullandı.
"Ben de artık Orhun ağabeyin adımlarını takip etmeye başladım"
Türk basketbolunda Aydın Örs, Ergin Ataman ve Orhun Ene gibi önemli antrenörlerin olduğunu kaydeden Okur, "Ben de artık Orhun ağabeyin adımlarını takip etmeye başladım. İnşallah uzun seneler başarılı antrenörlük kariyerim olur ve bu işe devam ederim." diye konuştu.
Okur, nerede antrenörlük yapmak istediği yönündeki soruya şu yanıtı verdi:
"Benim ABD'de 18-19 yılım oldu. Basketbolculuk kariyerim, emekli olduktan sonra oradaki faaliyetlerim oldu. Hedefim NBA'de devam edebilmek ama Avrupa ve Türkiye'de olursa bu kulvarda sıkı şekilde devam etmek istiyorum. İnşallah uzun seneler bu bana nasip olur."
Öğretmeyi çok sevdiğini anlatan Okur, "Kazandığım deneyimleri bu jenerasyona aktarmayı çok seviyorum. Bu işte daha uzun seneler çok şey öğreneceğimi ve kendimi geliştireceğimi biliyorum. Bu da beni çok heyecanlandırıyor." ifadelerini kullandı.
"Uzunlarımız bu jenerasyona damgasını vuracak gibi"
2001 doğumlu oyuncuların da altın bir jenerasyon olduğunu belirten Okur, "1979-1980 doğumlu oyuncuların yanında Hüseyin Beşok, Orhun Ene, Ufuk ağabeyler, Harun Erdenay da vardı. Gençler ve veteranlar bir araya gelince iyi bir kimya oluşmuştu. Şimdiki takımı da öyle görüyorum. Sertaç Şanlı, Avrupa'da oyunu domine edebilecek konumda. Onun gelmesiyle genç uzunlar daha da yararlı olacaktır." ifadelerini kullandı.
Milli takım kadrosunda önemli uzun oyuncuların olduğunu vurgulayan Okur, şunları söyledi:
"Bizim zamanımızda kısa fazlası ve uzun eksikliği vardı. Biz geldik o jenerasyonu yakaladık, sonra 'Kısa eksikliği var' dendi. Şimdi Alperen, Furkan, Sadık, Ömer Yurtseven var. Sertaç da Avrupa'da tecrübe kazandı. Uzunlarımız bu jenerasyona damgasını vuracak gibi. Çok iyi karakterler, iyi çalışıyorlar. Uzun seneler başarılı bir şekilde onları izleyeceğiz."
Anadolu Efes'in THY Avrupa Ligi şampiyonluğu
Anadolu Efes'in THY Avrupa Ligi'ndeki şampiyonluğuna değinen Okur, "Anadolu Efes sadece bu sene değil geçen sene de hak etmişti. Pandemiden dolayı lig ertelendi akabinde mental olarak buralara gelmek çok zordu. Öyle bir sezondan sonra 'Çıtayı çok mu yükselttik' psikolojisi de oluşabilirdi. Karşılarına kim çıkarsa çıksın bırakmadılar. Ergin ağabeyi de tebrik ediyorum, hepsini çok iyi motive etmiş. Anadolu Efes'i tebrik ediyorum." diye konuştu.
Anadolu Efes'in geçen sezon da kupayı alabilecek güçte olduğunu kaydeden Okur, "Fenerbahçe'nin de başarısı var, onlar da İstanbul'da kazanmıştı. İnşallah böyle devam edecekler. Diğer takımların da kaliteli yabancılar getirmesiyle inşallah lig daha da renklenir. Avrupa'da farklı kategorilerde umarım bol bol kupalarımız olur." değerlendirmesinde bulundu.
"Alperen'in zamanı geldi"
Beşiktaş formasıyla başarılı bir sezon geçiren ve NBA'ye gitmesi beklenen Alperen Şengün ile ilgili soruyu yanıtlayan Okur, "Alperen'in zamanı geldi. Alperen 18-19 yaşlarında. Oraya ne kadar erken giderse, kendini fiziken ve mental olarak hazırlarsa daha iyi olacak. Eskilerimizin bir lafı vardır 'Dayak yiye yiye dayak atmayı öğreniyorsun' diye... Öyle bir ortama girecek. Dünyanın en iyi oyuncularına karşı hem savunma hem hücum yapacak. Eksiklerini ne kadar erken görürse giderme fırsatı bulacak. Gitmesi için erken değil." ifadelerini kullandı.
NBA'de Cleveland Cavaliers forması giyen Cedi Osman ile Philadelphia 76ers ekibinde görev alan Furkan Korkmaz'ın performanslarını değerlendiren Okur, "Cedi'nin takımı LeBron James'in ayrılmasıyla yeni transferlerle yeni yapılanmaya gitti. Bu Cedi'nin işine yaradı, uzun süreler alabiliyor ama play-off'lara giremiyorlar. Furkan artık şampiyonluğa oynayan takımın parçası. 2 dakikaysa 2 dakika, 15 dakikaysa 15 dakikayı en iyi şekilde değerlendiriyor. Biz onlara olmuştuk, onlar da gençlere umut olup kapıları aralamak istiyor. Doğru yolda gittiklerine inanıyorum." diye konuştu.
Salgından önce ABD'de Cedi Osman ve Furkan Korkmaz'ı sürekli ziyaret ettiğini kaydeden Okur, "Her zaman maçlarına gitmeye çalışıyordum. Yakın çevreye geldiklerinde de bir araya geliyorduk. Hem de şehirlerine gidiyordum. Maçlarına ve antrenmanlarına da gidiyordum. İnşallah buna Alperen de eklenecek. Her zaman onlarlayım. Ben saha dışında, onlar saha içinde inşallah Türkiye'yi gururlandırmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Kendisini etkileyen isimlerle ilgili soruyu yanıtlayan Okur, şunları söyledi:
"Beni en çok Jerry Sloan etkiledi. 7 sene antrenörlüğümü yaptı. Rick Carlisle, Larry Brown, Avery Johnson gibi NBA'in iyi koçlarıyla çalıştım ama Jerry Sloan'ın yeri benim için çok farklıydı. Ne olursa her şeyi yüzünüze söylüyordu. Bu tavrı çok hoşuma gitmişti. O gün oynanan maçta bir oyuncu istediklerini yapmıyorsa, bir sonraki karşılaşmada seti onun üzerine kuruyordu. Ben bu haline hayran kalmıştım. Ondan çok şey öğrendim."