Mehmet Metiner Deniz Baykal'ı topa tuttu!
Abone olAK Partili Mehmet Metiner, Başbakan Davutoğlu'nun bakanlık teklifini reddeden CHP'li Deniz Baykal hakkında sert konuştu. Metiner, 'Cumhurbaşkanımızla nasıl ilişkilenmek istediğini mi kalkıp açıklayalım?' dedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet
Metiner, geçici seçim hükümeti bakanlık teklfini 3 sayfalık yanıtla
reddeden CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal hakkında sert
açıklamalar yaptı.
Mehmet Metiner, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada "Baykal kendini önemsetmek için her yolu deniyor. Cumhurbaşkanımız üzerinden kendine iktidar alanı açmaya çalışan Baykal şimdi "milletin hukuku" gerekçesiyle CHP'nin başına oynuyor." dedi.
İŞTE METİNER'İN YAPTIĞI AÇIKLAMALAR:
BAYKAL'IN 3 SAYFALIK TARİHİ
CEVABI
Seçim hükümetinde bakanlık teklifi alan ve cevabı en çok merak
edilen isim olan Deniz Baykal, başbakanlığa yazdığı
mektupla, teklife 'ret' cevabı verdi.
Deniz Baykal dün yaptığı açıklamada cevabının 'tarihi nitelikte'
olacağını söylemişti. Deniz Baykal, 'Ankara'yı kilitleyen' bakanlık
teklifini, '3 sayfalık' bir mektupla reddetti.
3 SAYFALIK MEKTUPTA NE
YAZIYOR?
Baykal, Antalya'daki evinde Başbakan Ahmet Davutoğlu'na hitaben
yazdığı mektupta, "Nasıl geçmişte 12 Eylül Kenan Evren
hukukuna karşı rakiplerimiz olan siyasetçilerin hukukunu
savunduysam, şimdi de milletin hukukunu sizlere karşı savunmak
boynumun borcudur" dedi.
İŞTE BAYKAL'IN GÖNDERDİĞİ MEKTUBUN
TAMAMI
Sayın Ahmet Davutoğlu
Başbakan
Konya Milletvekili
Kurmakla görevlendirildiğiniz seçim hükümetinde bakan olarak yer almamı öneren yazınız dolayısıyla bazı tespit ve değerlendirmelerimi dikkatinize sunarım.
Görülüyor ki 7 Haziran Milletvekili seçimi ile açılan yeni
siyaset dönemini kapatmak üzere önce Anayasa’nın 116. Maddesine
göre yeni bir seçim kararı alınmış ve bir seçim hükümeti kurulması
gereği ortaya çıkmıştır.
"NE YAZIK Kİ BU SINAV
KAZANILMAMIŞTIR"
13 yıllık bir tek parti iktidarı ardından 7 Haziran seçimleri,
yüzde 87’lik bir seçmen katılımı, yüzde 96’lık bir temsil düzeyi ve
hiçbir partiye tek başına iktidar vermeyen dört partili çoğulcu
siyaset yapılanması ile yeni bir milli irade şekillenmesi ortaya
koymuştur. Hiç şüphe yok ki bu, tek başına yönetmeye alışmış
siyaset adamlarının ezberini bozan bir tablodur. Onlara yönelik bir
meydan okumadır. Yeni bir demokrasi sınavıdır. Ne yazık ki erken
seçim kararı da gösteriyor ki, bu sınav kazanılmamıştır.
"7 HAZİRAN SONUCUNU BEĞENMEYEN
PARTİLERİN RÖVANŞINI ALMA ARAYIŞI..."
Siyasetçiler, milli iradeye uymaktansa, milli iradeyi
kendilerine uydurmayı tercih etmişlerdir. 7 Haziran rövanşını alma
arayışına girmişlerdir. Seçim, partilerin bir biriyle değil, 7
Haziran sonucunu beğenmeyen partilerin milletle hesaplaşması
anlamına gelecektir.
7 Haziran seçimlerinden iki buçuk ay sonra yeni bir seçim
kararının alınması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin daha
komisyonlarını bile kuramadan tüketilmesi, aslında millet iradesine
meydan okumaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümet kuramadığı
için seçime gitmiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yeni bir
seçime götürmek için hükümet kurulamıyor.
7 Haziran Parlamentosu’nu kilitleme politikası, seçim akşamı
yeni bir seçim tarihini 20 Kasım olarak ilan eden muhalefet
partisiyle başlamıştır.
9 Haziran’daki buluşmamızdan sonra, Cumhurbaşkanı’nın
yaptığı “Egolarımızdan sıyrılalım. Milletin iradesi ortadadır.
Koalisyon kaçınılmazdır.” konuşmasıyla başlayan dönem ne yazık ki
çok kısa sürmüştür. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık seçimi
bu açıdan bir temel kırılma noktası olmuştur. Bu seçim ile hem
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, çoğunluk muhalefet
partilerinde olduğu halde eski iktidar partisine emanet edilmiş,
hem de bu muhalefet dağınıklığı, iktidar yönetiminin seçim
dayatmasının önünü açmıştır.
"BİR MUHALEFET PARTİSİNİN EKSANTRİK
POLİTİKALARI..."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık seçimi ile 7 Haziran’da
ortaya çıkan farklı siyasal güçlerin birbirilerinin varlığına ve
anlayışlarına saygı göstermek zorunda olduğu uzlaşma ve işbirliğine
dayalı hukukun üstünlüğüne, demokrasi ilkelerine ve anayasaya
saygılı yeni bir siyasal dönemin açılacağı umudu ağır bir darbe
yemiştir. Hiçbir ülkede demokrasi, güç sahiplerinin atıfetiyle
gerçekleşmez. Demokrasi muktedirlerin lütfu değil mecburiyetidir.
Ne yazık ki 7 Haziran’dan sonra milletimiz muhalefet partilerine
Türkiye Büyük Milet Meclisi çoğunluğunu vermiş ama bir muhalefet
partisinin eksantrik politikaları sonucunda o çoğunluk kimseyi
hiçbir şeye mecbur edememiştir.
Seçimden bu yana 3 aya yakın bir süre geçmiş olmasına
rağmen, seçimin siyasi meşruiyeti hükümete taşınamamıştır. Yeni
seçilmiş 550 milletvekili siyasi sürecin dışındadır. Meclis’te
çoğunluğu kaybeden siyasi parti, bir kısmı milletvekili bile
olmayan bakanları ile Türkiye’yi yönetmektedir. Bu durum, seçim
hükümetiyle sürmeye devam edecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi
aylardır devre dışıdır. Aylarca da öyle kalacağı anlaşılmaktadır.
İç barışımızı, ekonomimizi, uluslararası ilişkilerimizi derinden
etkileyen tercihlerin yapıldığı, çok ağır insan ve vicdan bedelleri
ödediğimiz böyle bir dönemde parlamentoyu yok sayarak, onun
meşruiyetine ihtiyaç duymadan ülkeyi yönetme anlayışı seçime saygı
ile demokrasi, hukuk ve anayasa duyarlılığı ile
bağdaştırılamaz.
"TBMM'YE AYIPLI MAL MUAMELESİ
YAPILMAKTA"
Hükümeti kurma çalışmaları başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra,
ana muhalefet partisi liderine, hükümeti kurma görevi verilmemesini
hiçbir gerekçe ile mazur göstermek mümkün değildir. Bu tutum;
siyasete, demokrasiye, hukuka, parti liderlerine karşı ben-merkezci
arogant bir tutumu yansıttığı kadar, koalisyona bir şans vermeme,
seçim dışında bir seçenek bırakmama telaşını da
yansıtmıştır.
7 Haziran’da oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ayıplı mal
muamelesi yapılmakta, erken seçim kararı ile değiştirilmesi talep
edilmektedir.
7 Haziran’da ortaya çıkan yeni milli irade şekillenmesine rağmen Türkiye, aylardır eski tek parti yönetimi ile eski anlayış ile fiilen yönetilmektedir. Yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni beğenmeyenler, siyaset takvimini 7 Haziran’da dondurmuş, siyaset saatini 7 Haziran’da durdurmuşlardır. Türkiye Büyük Milet Meclisi de “Çözüm Süreci” gibi buzdolabına konmuştur.
Kurulması söz konusu olan seçim hükümetinin de esas itibariyle seçim öncesi hükümetin uzantısı niteliğinde olacağı, siyasi temsiliyet açısından da, büyük ölçüde aynı durumda kalacağı anlaşılmaktadır.
"SİYASETİMİZİN ALÇAK GÖNÜLLÜ OLMAYI
ÖĞRENMESİNE İHTİYAÇ VAR"
Seçim kararı bir toplumsal talep ya da ihtiyaç sonucu değil, 7
Haziran siyasi şekillenmesine tepki olarak düzenlenen senaryonun
son aşaması olarak sahneye konulmuştur. Bunun da temelinde kimseyle
uzlaşmak zorunda kalmadan, tek başına ülkeyi yönetmek özlemi
vardır. Sakıncalı olan da budur. Türkiye’yi gerilime, kutuplaşmaya,
hatta çatışmalara sürükleyen de siyasal, toplumsal bir alt yapısı
olmayan bu özlemdir. Siyasetimizin gecikmeden uzlaşmayı,
paylaşmayı, hukuka saygı durmayı, hesap vermeyi, alçak gönüllü
olmayı öğrenmesine ihtiyaç var.
Bir erken seçimden sonra aynı ya da seçimi zorlayanlar için
daha elverişsiz bir tablo ortaya çıkarsa ne olacaktır? Bunu siyasi
bedeli ödenecek midir?
"ŞUNLARI SÖYLEMEK
ZORUNDAYIM..."
Bu şartlarda içinde oluşturmakta olduğunuz seçim hükümeti
teklifiniz dolayısıyla şunları söylemek zorundayım.
12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ateş çemberinden geçmiş, 1991 Hükümeti’nde ve daha sonraki dış zorlamalara dayanan hükümet modellerinde en yukarı düzeyde yer almayı kendisi ve partisi için reddetmiş bir siyaset anlayışına muhatap olmaktasınız.
Nasıl geçmişte 12 Eylül Kenan Evren hukukuna karşı
rakiplerimiz olan siyasetçilerin hukukunu savunduysam, şimdi de
milletin hukukunu sizlere karşı savunmak boynumun
borcudur.
İyi dileklerimle selamlıyorum.
Deniz BAYKAL
Antalya Milletvekili
CHP'DEN 3 VEKİL DE BAKANLIK TEKLİFİNİ
REDDETTİ!
Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ,
Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan seçim hükümetinde yer alması için
teklif götürülen 5 CHP'liden biriydi. Listede İsmet İnönü'nün
torunu Gülsün Bilgehan ve İlhan Kesici gibi dikkat çeken isimler
vardı. CHP'de bakanlık teklifi alan 5 isimden 4'ü dün yanıtlarını
açıkladılar ve 'parti kararına uyarak HAYIR' yanıtı verdiler.