Mehmet Kutman'a Turgut'tan destek
Abone olSerdar Turgut son günlerin en çok konuşulan isimlerinden olan Mehmet Kutman'ı destekleyen bir yazı yazdı. Kutman'la konuşan Turgut, bakın neler söylüyor...
"Her iş ilişkisinde komplo olması gerekmez" diyen Serdar
Turgut, Kutman'la yaptığı görüşmeden sonra şunları yazdı:
Yazı: Serdar Turgut
Kaynak: www.aksam.com.tr
Son günlerde adı hayli konuşulan Mehmet Kutman ile dün dostça oturup uzun süre sohbet ettik. İsmi TÜPRAŞ, Galataport ihalesi ve medya yatırımları ile gündeme gelen Kutman, doğal olarak son günlerde birçok söylentinin odağında. Ona bazı piyasa söylentilerini açıkça sordum, çünkü konuşmaya başlamadan önce ‘her şeyi masaya yatıracağız’ diye anlaşmıştık.
Örneğin; Mehmet Kutman, ‘TÜPRAŞ ihalesi ile alakalı olarak Maliye Bakanı Unakıtan ile son üç ayda hiç görüşmedim’ dedi. Bunun dışında Yahudi sermayesinin Türkiye’ye alakasının aniden artmasıyla da ilgili olarak, ‘Bunlar büyük işadamlarıdır, yatırımlarını global ölçülerde düşünürler, onların kökenlerinin ne olduğu kendileri için bile önemli değildir’ dedi. Galataport ihalesinden sonra, ‘Bundan haberim olsaydı ben de ihaleye katılırdım’ yolunda bir demeç veren Rahmi Koç için de Mehmet Kutman, ‘Ben eminim ki Koç’un şirketlerinin bundan haberi vardı.
Çok sevdiğim, saydığım Rahmi Bey, holdingin alt şirketlerinde olan biten her şeyden haberdar olmamış olabilir, bu da doğaldır’ dedi. Ben bu tüyoyu aldıktan sonra ser verip sır vermeyen bir insan olan Mehmet Kutman’dan ayrıldım ve bu denilenler üzerine kendi kaynaklarımla konuştum. Sonuçta Galataport ihalesine Mehmet Kutman aracılığıyla teklif hazırlayan ilk konsorsiyum içinde Koç Holding bünyesinde bulunan bir şirketin, Galataport’taki gümrük mağazalarının işletilmesi için teklif hazırlamış olduğunu öğrendim. Yani anlayacağınız ihaleden önce bilginin gizli kaldığı ve bundan sadece Kutman’ın haberdar olduğu yolundaki bilgiler doğru değil gibi gözüküyor. Aynı şekilde TÜPRAŞ’ın 14.76 oranındaki hissesinin satışında bilginin el altından sızdırıldığı söylentisi de doğru değil, çünkü Özelleştirme İdaresi’nin bu konuda yazılmış resmi bir yazısı da var.
Deniliyor ki bu yazıda ‘Piyasa araştırması neticesinde yurtiçindeki ve yurtdışındaki aracı kurumlar ve fonlar tarafından idarenin böyle bir stratejisi olduğu öğrenilmiştir. Dolayısıyla Global Menkul Değerler A.Ş.’nin bu şekilde yapılacak bir satış işleminden Türkiye ve yurtdışında yerleşik diğer aracı kurum ve fonlardan farklı bir zamanda bilgi sahibi olması söz konusu değildir...’
Kutman’ın Ofer ile girişmiş olduğu Galataport işinin hangi oyun planı içerdiğini de sordum. Şunları söyledi:
Şu anda Türkiye’ye kruvaziyer ile gelen turist miktarı yılda 900 bin civarında. Bizim amacımız bu sayıyı yılda 1,5 milyon turiste çıkarmaktır.
Bu amaç mütevazı olarak gözükebilir ama kruvaziyer ile gelen turistin zengin olduğunu ve bu yolla gelen her turistin normal yollarla gelen dört turiste bedel harcama yaptığı da biliniyor.
Kutman, Ofer’lerin başka limanlara ve sektörlere yatırım yapmak için hazırlandıklarını ve perşembe gecesi itibarıyla 12 çok büyük Türk işadamının Ofer ile ortaklık kurmak için mektup göndermiş olduğunu anlattı. Anlayacağınız piyasalarda başlamış olan canlılık önümüzdeki günlerde de artarak sürecek gibi gözüküyor.
MEDYA YATIRIMLARI
Türkiye’de medya satın almaya başlayan CanWest şirketinin bu ilgisinin nasıl başladığının hikayesi de her olay altında komplo aranmasının doğru olmayabileceğini gösterir nitelikte. 2002 yılında Kutman Global Şirketi’nin Yönetim Kurulu Üyesi Gregory Kies ile New York’ta yürüyüş yaparlarken 57’nci sokakta bir adamla karşılaşırlar ve Kutman daha sonra adının Leonard Asper olduğunu öğrendiği bu adamla bay Kies’in uzun sohbetine şahit olur. Bugünlerde radyoları satın almaya başlayan ve büyük ihtimalle Star Televizyonu’nu ve Star Gazetesi’ni de satın almaya hazırlanan CanWest Şirketi’nin sahibi olan Leonard Asper’in yatırım ufkuna Türkiye’nin girmesi de o gün yoldaki tesadüf karşılaşma sonucunda olmuş.
Mehmet Kutman’a göre yabancıların Türk medyasına ilgisi önümüzdeki günlerde hayli ilginç hale gelecek, çünkü medyaya yatırım yapmak üzere Türkiye’de arayış başlatmış olan şirketler arasında Hong-Kong’dan, Meksika’dan olanların yanında Hintliler var, bunlar da televizyon şirketlerine ve gazetelere ilgi duyuyorlar.
Yazı: Serdar Turgut
Kaynak: www.aksam.com.tr
Son günlerde adı hayli konuşulan Mehmet Kutman ile dün dostça oturup uzun süre sohbet ettik. İsmi TÜPRAŞ, Galataport ihalesi ve medya yatırımları ile gündeme gelen Kutman, doğal olarak son günlerde birçok söylentinin odağında. Ona bazı piyasa söylentilerini açıkça sordum, çünkü konuşmaya başlamadan önce ‘her şeyi masaya yatıracağız’ diye anlaşmıştık.
Örneğin; Mehmet Kutman, ‘TÜPRAŞ ihalesi ile alakalı olarak Maliye Bakanı Unakıtan ile son üç ayda hiç görüşmedim’ dedi. Bunun dışında Yahudi sermayesinin Türkiye’ye alakasının aniden artmasıyla da ilgili olarak, ‘Bunlar büyük işadamlarıdır, yatırımlarını global ölçülerde düşünürler, onların kökenlerinin ne olduğu kendileri için bile önemli değildir’ dedi. Galataport ihalesinden sonra, ‘Bundan haberim olsaydı ben de ihaleye katılırdım’ yolunda bir demeç veren Rahmi Koç için de Mehmet Kutman, ‘Ben eminim ki Koç’un şirketlerinin bundan haberi vardı.
Çok sevdiğim, saydığım Rahmi Bey, holdingin alt şirketlerinde olan biten her şeyden haberdar olmamış olabilir, bu da doğaldır’ dedi. Ben bu tüyoyu aldıktan sonra ser verip sır vermeyen bir insan olan Mehmet Kutman’dan ayrıldım ve bu denilenler üzerine kendi kaynaklarımla konuştum. Sonuçta Galataport ihalesine Mehmet Kutman aracılığıyla teklif hazırlayan ilk konsorsiyum içinde Koç Holding bünyesinde bulunan bir şirketin, Galataport’taki gümrük mağazalarının işletilmesi için teklif hazırlamış olduğunu öğrendim. Yani anlayacağınız ihaleden önce bilginin gizli kaldığı ve bundan sadece Kutman’ın haberdar olduğu yolundaki bilgiler doğru değil gibi gözüküyor. Aynı şekilde TÜPRAŞ’ın 14.76 oranındaki hissesinin satışında bilginin el altından sızdırıldığı söylentisi de doğru değil, çünkü Özelleştirme İdaresi’nin bu konuda yazılmış resmi bir yazısı da var.
Deniliyor ki bu yazıda ‘Piyasa araştırması neticesinde yurtiçindeki ve yurtdışındaki aracı kurumlar ve fonlar tarafından idarenin böyle bir stratejisi olduğu öğrenilmiştir. Dolayısıyla Global Menkul Değerler A.Ş.’nin bu şekilde yapılacak bir satış işleminden Türkiye ve yurtdışında yerleşik diğer aracı kurum ve fonlardan farklı bir zamanda bilgi sahibi olması söz konusu değildir...’
Kutman’ın Ofer ile girişmiş olduğu Galataport işinin hangi oyun planı içerdiğini de sordum. Şunları söyledi:
Şu anda Türkiye’ye kruvaziyer ile gelen turist miktarı yılda 900 bin civarında. Bizim amacımız bu sayıyı yılda 1,5 milyon turiste çıkarmaktır.
Bu amaç mütevazı olarak gözükebilir ama kruvaziyer ile gelen turistin zengin olduğunu ve bu yolla gelen her turistin normal yollarla gelen dört turiste bedel harcama yaptığı da biliniyor.
Kutman, Ofer’lerin başka limanlara ve sektörlere yatırım yapmak için hazırlandıklarını ve perşembe gecesi itibarıyla 12 çok büyük Türk işadamının Ofer ile ortaklık kurmak için mektup göndermiş olduğunu anlattı. Anlayacağınız piyasalarda başlamış olan canlılık önümüzdeki günlerde de artarak sürecek gibi gözüküyor.
MEDYA YATIRIMLARI
Türkiye’de medya satın almaya başlayan CanWest şirketinin bu ilgisinin nasıl başladığının hikayesi de her olay altında komplo aranmasının doğru olmayabileceğini gösterir nitelikte. 2002 yılında Kutman Global Şirketi’nin Yönetim Kurulu Üyesi Gregory Kies ile New York’ta yürüyüş yaparlarken 57’nci sokakta bir adamla karşılaşırlar ve Kutman daha sonra adının Leonard Asper olduğunu öğrendiği bu adamla bay Kies’in uzun sohbetine şahit olur. Bugünlerde radyoları satın almaya başlayan ve büyük ihtimalle Star Televizyonu’nu ve Star Gazetesi’ni de satın almaya hazırlanan CanWest Şirketi’nin sahibi olan Leonard Asper’in yatırım ufkuna Türkiye’nin girmesi de o gün yoldaki tesadüf karşılaşma sonucunda olmuş.
Mehmet Kutman’a göre yabancıların Türk medyasına ilgisi önümüzdeki günlerde hayli ilginç hale gelecek, çünkü medyaya yatırım yapmak üzere Türkiye’de arayış başlatmış olan şirketler arasında Hong-Kong’dan, Meksika’dan olanların yanında Hintliler var, bunlar da televizyon şirketlerine ve gazetelere ilgi duyuyorlar.