Mehmet Faraç yazdı: Bakan Soylu'nun yer sofrası fotoğraflarına bir de böyle bakın!
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yılbaşı gecesi Van'da, 2806 rakımda bulunan Belbuka Tepe Kalekol Üs Bölgesi'nde askerle yer sofrasında yemek yerken çekilmiş fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaştı. Söz konusu Bakan Soylu olunca o fotoğraflara akla hayale sığmayan eleştiriler de hiç gecikmedi. Soylu'nun neden hedefte olduğunu Yeniçağ yazarı Mehmet Faraç yazdı.
İYİ Parti'ye yakınlığı ile biline Yeniçağ Gazetesi yazarı Mehmet
Saraç, Bakan Soylu'nun, yılbaşı gecesi Van'da, 2806 rakımda bulunan
Belbuka Tepe Kalekol Üs Bölgesi'nde yer sofrasında yemek yerken
çekilmiş fotoğraflarına acımasızca saldıran bazı kesimlere tepki
gösterdi.
Faraç'ın 'Belbuka'ya serilen sofra!..' başlıklı yazısı şöyle;
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Van'da, bir dönem terörün en önemli üslenme bölgelerinden birinde, yılbaşını askerlerle geçirirken "yer sofrası"nda yemek yemesi büyük bir olay haline getirildi, eleştiriler sosyal medyaya sığmadı!!!
Üzerinde kıyamet koparılmak istenen görüntü, yılbaşı gecesi, Van'da, 2806 rakımda bulunan Belbuka Tepe Kalekol Üs Bölgesi'ndeki askeri birlikte çekilmişti...
Soylu'yu, aynı bölgede yemek masasında, karla kaplı dağ
başındaki mevzilerde, gecenin karanlığına sığınmış siperlerde
gösteren fotoğraflar da yayımlanmıştı sosyal medya
hesabından...
Bir dönem PKK'nın yüzlerce eylem için binlerce militanını sevk etmekte kullandığı o bölgedeki huzura da dikkat çeken yer sofrası fotoğrafı, nedense büyük vaka haline getirildi!..
İşte o fotoğraf üzerine bir sürü sosyal medya kullanıcısı askerlik anılarını yazdı, çoğu da vatani görevini yaparken askeriyede yer sofrası görmediklerine dikkat çekerek, Soylu'yu hedef almak için adeta fırsat bulmuş oldu...
Soylu niçin hedefte?..
Bir görüntü üzerinden
yaratılan algı konusunda çok fazla yorum yapılabilir ama yer
sofrası fotoğrafının çekildiği ortam ve koşullar göz ardı edilince,
ortaya acımasız, dikkatsiz ve absürt tartışmalar da çıkmadı
değil...
Sıradan bir koğuş mu acaba fotoğrafın çekildiği yer, yoksa askeriyenin tehlike anında ya da zor koşullarda kullandığı bir güvenli oda mı?..
Bir depo mu sofranın kurulduğu mekan, yoksa dayanıklı bir sığınak mı?..
Ya da köşeli yapısı, küçücük gözetleme pencereleri, (belki de makinalı tüfek yerleştirilen) sürgülü kapaklı mazgallarıyla bir siper alanı ya da müstahkem bir mevzi mi orası?..
Mekanın korunaklı yapısına dikkat etmeyenler (belki de siyasi ötekileştirme uğruna) terörle mücadelenin önemli mekanlarından birindeki bu fotoğraf üzerinden "şov" tartışmaları yapsalar da, göz ardı edilen sadece o fotoğrafın çekildiği ortamın stratejik yapısı ve korunma hassasiyeti değil...
Bir de Güneydoğu'nun çoğu zaman kan revana bulaşmış ürkütücü koşulları var ki, işte onlar görmezden gelindiğinde, sadece bir fotoğraf üzerinden bir siyasetçi vurulmuyor, aynı zamanda İçişleri Bakanlığı'nın ve onbinlerce güvenlik mensubunun terörle mücadele uğruna, çok zorlu koşullarda aldığı sonuçlar da darbelenmiş oluyor...
Örgütte büyük erozyon...
Bu ülkeyi seven, terörün sona ermesini isteyen ve Doğudan Batıya kadar, memleketin her köşesinin huzura kavuşmasını bekleyen herkesin gözardı etmemesi gereken bir gerçek var;
Türkiye'nin terörle mücadele tarihi ve son dönemde alınan sonuçlarla bunların "moral fotoğrafları" üzerinden yansıtılması, magazin malzemesi yapılmayacak kadar stratejik ve yaşamsal öneme haizdir...
Çünkü daha üç yıl öncesine kadar PKK ve IŞİD'in intihar saldırılarıyla bombalı eylemlerinin yaşamı kabusa çevirdiği bir ülkede; huzuru gözardı edenlerin yer sofrası fotoğrafında tuş etmeye çalıştıkları terörle mücadelenin, dikkat çekici sonuçları var...
Memlekette huzur arayan, güvenlik içinde yaşamak isteyen herkesin dikkat etmesi gereken, üstelik ardında binlerce şehit ve gazi bırakan ağır sonuçlardır bunlar...
Kimse de sormadı kendine;
İçişleri Bakanı, askerlerin, polislerin, özel hareket elemanlarının ve korucuların ağaç kovuklarında, mağara girişlerinde, karla kaplı dağlarda, geçit vermeyen bataklıklarda dolu ormanlarda, kar, tipi, soğuk demeden, terörle mücadelenin zorlu koşullarına dikkat çekmek için, yer sofrasının sıradanlığına-mütevaziliğine vurgu yapmış olabilir mi acaba?..
Peki, her olayı magazinleştiren aklıevveller, Soylu'nun yer sofrasındaki yemeğinden önce, terörle mücadelede oldukça şaşırtıcı bir sonucuna dikkat çekmesini neden göz ardı ettiler ki?.. Demiş ki Süleyman Soylu;
"Türkiye'nin topyekün PKK ile mücadelesinin geldiği nokta... Terör örgütüne 2020 yılındaki katılım,
örgütün eyleme başladığı ilk yıl olan 1984'ün de altında kaldı!.."
Yani, 1984'te 57 kişinin katıldığı terör örgütüne, 2020'de sadece 52 kişinin katılabildiğine dikkat çekmiş soylu...
Güvenliği gözardı etmek!..
Evet; AKP'nin "açılım" ve "hendek" çatışmalarının ağır sonuçları gibi eleştirilebilecek onlarca icraatı var...
Soylu'nun siyasi söylemlerine kızanlar da olabilir ama tüm bunlar, PKK'ya katılımın azalmasının yanısıra, örgütün askeri gücünün 1984'teki ilk dönemine döndürülmesi, örgütteki erozyonun ve teslim olanların artması gerçeğinin yer sofrasında paramparça edilmesini gerektirmiyor...
Ötekileştirme, ayrışma ve cepheleşme siyasette derinleşmiş bir bölünme olabilir ama, Türkiye gibi 40 yıldır şiddetten muzdarip olan bir ülkede, terörle mücadelenin zorlu koşullarını ve alınan başarılı sonuçları sıradan bir fotoğraf üzerinden dayatılan "algı"larla heba etmek hiç de haklı bir davranış değil...
Bırakınız; o bölgeden yer sofrası fotoğrafları da gelsin, askere-polise moral veren görüntüler de, örgütten kaçan çocuklarına sarılan Kürt annelerinin resimleri de...
Ama yeter ki artık şehit tabutlarının fotoğrafları ve yaralı askerleri taşıyan helikopterlerin sesleriyle şehit evlerinden yükselen ağıtları duyuran görüntüler gelmesin...
Türk, Kürt, Arap, Çerkez herkes yoruldu artık terörden de, şiddetten de...
Terörle mücadelenin sonuçlarını yer sofrası fotoğraflarına kurban etmeye çalışanlar, memleketi biraz olsun seviyorlarsa, ülkenin güvenliği ve huzuruyla ilgili olumlu yansımaları da sakın ola gözardı etmesinler...
Unutmayalım; bu ülke yeniden terörün kan gölüne dönerse, herkes
boğulur!..