Mehmet Ceyhan Bilim Kurulu'nu yerden yere vurdu: Bu karar Türkiye'nin başına dert olur
Abone olBlim Kurulu'nun PCR testi kuralını kaldırıp daha sonra geri getirmesini eleştiren Prof. Mehmet Ceyhan "Bu karar Türkiye'nin başına dert olur demiştim" hatırlatması yaptı. Kurallarla sürekli oynanmasına dikkat çeken Ceyhan şunları söyledi: Bilim Kurulu'nda anladığım kadarıyla bu tecrübeye sahip insanlar yok, o yüzden böyle kararlar alıyorlar. Kaçıncı defadır, (kararı) alıp sonra geri dönüyorlar.
Aşısız kişiler için PCR testi uygulamasına son verilmesine bilim
insanlarından gelen tepkilerin ardından PCR testi istenilecek
durumlar yeniden belirlendi. 24 saat geçmeden değişikliğe uğrayan
kararı değerlendiren Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof.
Dr. Mehmet Ceyhan, "Bunu bilimsel olarak zaten tartışmaya gerek
yok; mantık olarak da son derece anlamsız. Mutlaka düzeltilmesi
gereken bir karar” dedi.
"Şu anda virüsün bulaşıcılığı daha kısa sürede bitiyor ya da PCR testine gerek kalmıyor gibi bir çalışma veya veri yok. O yüzden izolasyon sürelerinin kısaltılması hizmetlerin yönetilebilmesi, iş dünyasının ayakta kalabilmesi amacıyla yapıldı" diyen Ceyhan, "Çünkü aynı anda çok sayıda insan izolasyonda olursa, özellikle hizmet sektöründe işler aksar diye. İkinci alınan karar da (PCR testi uygulamasının kaldırılması) tamamen kapasite ile ilgili bir karar gibi görünüyor" görüşünü ifade etti.
İçişleri Bakanlığı’nın genelgesiyle Türkiye’de aşısız kişiler için PCR testi uygulamasına geçen gün son verilmişti. Ertesi gün 81 ilin valisine gönderilen genelgeyle PCR testi istenilecek durumlar yeniden belirlendi. Buna göre uçaklarda test zorunluluğu yeniden getirilirken; tren ve otobüs yolculuklarında PCR testi istenmeyecek. Alınan bu iki farklı karar, bilim insanlarının ve hekimlerin tepkisine neden oldu. Sözcü'den Batuhan Serim'in haberine göre, alınan kararların bilimsel bir gerekçeye dayanmadığını ve düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Ceyhan, şu ifadeleri kullandı:
"İzolasyon sürelerinin kısaltılması iş dünyasının ayakta kalabilmesi amacıyla yapıldı"
“Nedeni çok açık. Görünen o ki artık PCR testi kapasitesi sınıra
geldi. Vakalar da çok arttığı için kısıtlamaya çalışıyorlar. ‘Daha
fazlasını yapamayacağız' diye düşünüyorlar vaka sayısı çok arttığı
için. Çünkü PCR öyle bir test, sonsuz bir kapasitesi yok;
çalışabilecek laboratuvarlar belli sayıda, çalışacak insan belli
sayıda, kullanılan aletler belli sayıda. Hızlı tanı testlerini
koymadığınız sürece bunu artıramazsınız.
Bunların hiçbir tanesi; ne önce alınan izolasyon sürelerini kısaltılması kararı, ne de bu karar bilimsel bir gerekçeye dayanıyor. ‘Şu anda virüsün bulaşıcılığı daha kısa sürede bitiyor' ya da ‘ PCR testine gerek kalmıyor' gibi bir çalışma veya veri yok. O yüzden bu tamamen (izolasyon sürelerinin kısaltılması); hizmetlerin yönetilebilmesi, iş dünyasının ayakta kalabilmesi amacıyla yapıldı. Çünkü aynı anda çok sayıda insan izolasyonda olursa, özellikle hizmet sektöründe işler aksar diye. İkinci alınan karar da (PCR testi uygulamasının kaldırılması) tamamen kapasite ile ilgili bir karar gibi görünüyor.
“Kaçıncı defadır karar alıp sonra geri dönüyorlar”
Neden uçaklarda PCR testi uygulaması geri geldi? Bu karar alınır alınmaz ben hemen açıklamıştım; bu karar Türkiye'nin başına dert olur. Çünkü uçuşların uluslararası kuralları var. Türk Hava Yolları daha yeni Hong Kong'da kurallara uymadığı gerekçesiyle uçuş yasağı aldı. Şimdi siz (PCR testi uygulamasının kaldırılması) böyle bir şeyi nasıl yaparsınız? O karar geri alınmasaydı zaten Türkiye, ‘yüksek riskli ülke' statüsüne alınıp birçok yaptırımla karşılaşırdı, uçuş yasakları dahil. Bilim Kurulu'nda anladığım kadarıyla bu tecrübeye sahip insanlar yok, o yüzden böyle kararlar alıyorlar. Kaçıncı defadır, (kararı) alıp sonra geri dönüyorlar.
“Toplumun yüzde kaçı uçakla, kaçı karayolu veya trenle gidiyor?”
(Tren ve otobüs yolculuklarında PCR testi istenmeyecek olmasına ilişkin) O ayrı bir garabet. Bu da kararın bilimsel olmadığını gösteriyor. Şu ekonomik şartlarda Türkiye'de toplumun yüzde kaçı uçakla gidiyor gideceği yere, kaçı karayoluyla veya trenle gidiyor? Büyük çoğunluğu karayolu ve treni kullanıyor. Bir saatlik, üstelik havalandırması çok daha iyi olan uçaklarda daha fazla tedbir alacaksınız ama havalandırması çok da iyi olmayan, 12-15 saatlik otobüs yolculuklarında bu tedbirleri uygulamayacaksınız… Bunu bilimsel olarak zaten tartışmaya gerek yok; mantık olarak da son derece anlamsız.
“Anlamsız ve mutlaka düzeltilmesi gereken bir karar”
Şöyle olmuş olabilir: ‘Uçakta uçan insan sayısına bakılmıştır. Bunlardan PCR testi istemenin karşılığı şu kadar testtir ama işin içine otobüs ve treni kattığınızda da şu kadar testtir.' Ama bu anlamsız ve mutlaka düzeltilmesi gereken bir karar."