Mehmet Barlastan fıkralı din yanıtı
Abone olMehmet Barlas ve Ayşenur Arslan canlı yayında tartıştı. Arslan konuyu dinden açınca ikili arasında ilginç diyaloglar geçti.
Canlı yayınlanan Medya Mahallesi'nde din tarışıldı.
Gazeteci Arslan'ın dini ön plana alan medyayı eleştirmesine Barlas
itiraz etti.
CNN Türk'te gazeteci Ayşenur Arslan'ın 'Medya Mahallesi'ne Sabah yazarı Mehmet Barlas ve Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever konuk oldu.
Medya dünyasının tartışıldığı programda konu dinden açıldı. Arslan ve Barlas arasında din üzerinde mini bir tartışmaya tutuştular. İşte programdaki tartışmanın o bölümü:
Nihat Hatipoğlu'na sorulan sorudan yola çıkan Arslan, dinin referans haline getirilmesine çanak tutan medyayı eleştirmesiyle başladı:
"Toplumdaki kamplaşmayı da farklı açıdan derinleştiren besleyen
bir şey var. Dini hayatımızın her alanında kullanmak sorular
yaratmak referans alanı haline getirmek. Şimdi ben bugün binaya
girerken karşımda Nihat Hatipoğlu ekranda altta şöyle bir
başlık:
"Transseksüellerin ahirette durumu nedir?" Şimdi bunu da merak eden
var. Sonra yukarı çıktıktan sonra not aldım. "Duaların belli bir
vakit kabul olduğu vakit var mı?" sorusunu soran da var. Hiç
duymamıştım "kısmeti açmak için minareden para atmak gerekir mi?"
diye de vatandaş merak edip sormuş.
ŞUURSUZ MEDYA
Devlet Bakanlarımızdan Sait Yazıcıoğlu diyor ki "piyangolar
dinimizde caiz değildir." Bunu bakanımız derse vatandaşımız neyi
merak eder. Bütün bunlar işsizlikle, yoksullukla beslendiğinde
nasıl bir tablo ortaya çıkartıyor. Biz medya nasıl şuursuz şeyler
yapıyoruz söyler misiniz?"
BARLAS'TAN NASRETTİN HOCA FIKRASI
Barlas bu soruya şu cevabı verdi:
"Nasrettin Hoca'nın sevdiğim bir fıkrası var. Cenaze gidiyor. Hoca
da tabutun yanına yürüyor. Tabutun kapağı aralanıyor. Öldü sanılan
kişi ayağa kalkıyor. Hoca ben ölmedim baygınlık geçirip öldü
sandılar. Diri diri yıkadılar diri diri gömecekler. Durdur şu
cemaati diyor. Hoca bakıyor etrafa. Kardeşim bu kadar kalabalık
cemaate laf anlatamam. Sana Allah rahmet eylesin. Şimdi Türkiye'de
durum öyle.
Batı eğitimi almış laik eğitim almış bizlerin şunu kabul etmiş
olması lazım. Kutsallar dünyasıdır din. Taa dinlerin başlangıcından
itibaren bizim kendi dinimiz olan İslam'ın hadisler kitaplarına
bakın fetvalarına bakın.
DİNİ TARTIŞMAYI ÇOK SEVİYORUZ
Bu odalar binalar dolacak kadar fazla yorumlar vardır. Kutsallar
tartışılmazların dünyasıdır. Buna mukabil tartışılanların dünyası
siyaset anayasa babayasa bütün bu insani ilişkiler biz işi
karıştırmışız, kafamız karışmış. Kutsal olanı tartışmayı seviyoruz.
Dini tartışmayı çok seviyoruz. Tartışılması gereken Anayasa rejim
Kürt meselesi falan filan gibi konularda"
Tam bu sırada araya Ayşenur Arslan girdi.
-Ama kusura bakmayın o dediğiniz konuları da gene din
penceresinden gene o kutsal olduğu için dogma halinde şeylerle
karşılaşıyoruz.
Barlas bu sözlere hemep cevap verdi.
-Silopi'deki kuyulardaki kemikler dini açıdan mı atılmış
oraya? Hiç ilgisi yok.
Arslan'ın itirazı gecikmedi.
-Hayır o atılmamış ama başka yerde başka şekillerde
karşımıza çıkıyor. Ne diyorsumuz bu konuda (Cüneyt Arcayürek'e
dönerek)
Barlas, Arcayürek'in söze başlamasından önce Arslan'a cevap
verdi.
-Din her alanda var zaten. Böyle bir olay yani. (iki elini
havaya kaldırak) Din...
Hemen ardından Arcayürek tartışmayla ilgili şunları söyledi:
-Dini tartışmak kolay olduğu için tartışıyoruz. Tebliğ ve
tebellüğ üzerine kurulu. Yani birinin bir otorite var. Otorite
doğruyu söylüyor. İşte beyfendiye soruluyormuş. "Transseksüellerin
durumu nedir?" mesela. Beyfendinin bence vermesi gereken ne kadar
büyük alim olursa olsun. "Bilmiyorum" olması lazım.
Arslan gülerek soruya şu cevapla katıldı:
-Ya da durum yoktur demesi lazım