Mehmet Barlas'tan cemaate sert yanıt
Abone olMehmet Barlas ile Ekrem Dumanlı arasındaki cemaat-hükümet kavgası giderek sertleşiyor. Barlas'tan bugün cemaate karşı ateş geldi.
GAZETECİLER.COM - Zaman
gazetesi ile Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas aradındaki
polemik iyice ateşlendi.
Daha önce Today's Zaman gazetesinin muhaliflerin sözcüsü haline
geldiğini ileri süren Mehmet Barlas'a, hem grubun İngilizce
gazetesi Today's Zaman'dan hem de dün Zaman gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Erkem Dumanlı'dan yanıt gelmişti.
Dumanlı köşesinde Barlas'ın bir parti sözcüsü gibi yazmaya
başladığını ileri sürmüş ve "Başyazarlığını yaptığı
gazetenin ombudsmanı kovuluyor; ona bir kelime ile itiraz
etmiyor..." demişti.
Barlas bugün köşesinde Dumanlı'ya yanıt verdi. Kimsenin sözcüsü
olmadığının altını çizen Barlas, "komploculara karşı
Başbakan Erdoğan'ı savunuyorum." dedi ve ekledi:
-"Özgür, bağımsız ve özerk olmayı Cemaat
görevlisi bir gazetecinin anlaması kolay
değildir."
DİNİ CEMAATLER SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ
DEĞİLDİR
"Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı dünkü yazısında
Cemaat'i ve Fethullah Gülen'i bana karşı savunmak gereğini
hissetmişti. Bu yazı gereksiz ve anlamsız bir polemiğe de neden
olabilecek nitelikteydi.
Genç ve nispeten az deneyimli Dumanlı, Sayın Gülen'i ve Cemaat'i
gereksiz polemiklerin odağına oturtacak üsluptan kaçınması
gerektiğini herhalde zamanla öğrenecektir.
GÜLEN NİYE DÖNMÜYOR DİYE
SORAMAZSINIZ
Mesela sivil toplum kuruluşuna veya bir siyasi partiye üye iseniz,
lideri de eleştirebilirsiniz. Ama bir cemaate mensupsanız sadece
başbakanı eleştirebilirsiniz. Cemaatin yayın organlarında
Başbakan'a "Diktatör" diyebilirsiniz, ama
"Gülen neden ülkesine dönmüyor" diye
soramazsınız.
CEMAAT'E HİZMET DENİLİRKEN ERDOĞAN'IN
HİZMETLERİNİ GÖRMEMEK
(...) "Gülen Cemaati"ne
"Hizmet" denilirken Başbakan Erdoğan'ın ülkeye
yaptığı "Hizmet"leri görmezden gelip, onu hedef
alanlara kucak açılmasını anlamak kolay değil.
O BENZETMEYİ BEN
YAPMADIM...
(...) Dumanlı'nın bana yönelttiği eleştirilere gelince...
Örneğin benim bir Rus gazetesine verdiğim demeçte Gülen'i Soros'a
benzettiğimi yazmıştı bu genç meslektaşım. Oysa bu konuya kendi
köşemde açıklık getirmiştim.
Gülen'i Soros'a benzeten kişi ben değildim. Bu benzetmeyi yapan
Komsomolskaya Pravda'nın muhabiri Daria Aslamova'ydı... Benim
dışımda görüştüğü bazı diğer Türk gazetecilere de "Gülen
Müslüman Soros mu" diye sormuştu.
Yani mesele benim Sayın Gülen'i bir kişiye benzetmem meselesi
değil, Sayın Gülen'in dış dünyaya verdiği imajla ilgiliydi. Ben
yazımda bu meseleye parmak basmıştım.
PARTİ SÖZCÜSÜ GİBİYMİŞİM
Dumanlı benim Cemaat gazetelerinde Sabah'ı ve Başbakan Tayyip
Erdoğan'ı hedef alan yorumlara yönelttiğim eleştiriye de şöyle
yaklaşmıştı:
"- Bir partinin sözcüsü gibi yazılar döşenen üstat, acaba
başka yazarların sansürlenmesini mi ya da derhal susturulmasını mı
istiyor? Belki de işten atılmalarını mı temenni ediyor?
Başyazarlığını yaptığı gazetenin ombudsmanı kovuluyor; ona bir
kelime ile itiraz etmiyor."
Dumanlı'nın bu suçlamalarına karşı sevgili Hüseyin Gülerce'nin
Zaman'da yayınlanan yazısındaki şu satırları okumasını tavsiye
edebilirim:
"- Yıllarca yüksek ücretler aldıkları halde seslerini
çıkarmayıp, sonra etkisiz kaldıklarını gördüklerinde patronlarını
aşağılayıcı, karalayıcı, suçlayıcı yazılar yazıp kendilerine yol
verilmesinin zeminini hazırlamamalıdır. Sonra da bunu 'Türkiye'de
basın özgürlüğü bitti' diye yabancılara
jurnallememelidir..."
ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ OLMAYI CEMAAT GÖREVLİSİ
GAZETECİLER ANLAMAZ
Ben haksız eleştiriler ve yıpratma kampanyaları karşısında Turgut
Özal'ı savunduğum gibi, bugün de komploculara karşı Başbakan
Erdoğan'ı savunuyorum.
Ne bir partinin ne de bir cemaatin sözcüsüyüm. Özgür, bağımsız ve
özerk olmayı Cemaat görevlisi bir gazetecinin anlaması kolay
değildir. Attığı bir tweetle aforoz edilen Ergun Babahan da
herhalde hâlâ anlayamıyor bu durumu.