Mehmet Barlas da Müslümcü çıktı
Abone olBarlas'ın Müslüm hayranlığını ve en çok hangi şarkıları dinlediğini sabahtaki meslektaşı Emre Aköz duyurdu.
Kime, neyi dinletirsiniz?.. ``Bir süredir adeta `tören` haline
getirdik: Saat 16:00`dan sonra, eğer başka işi yoksa, Mehmet Barlas
kapıda beliriyor: ``Yazını bitirdin mi?`` Yazı bitmiş olsa da,
olmasa da `tören` başlıyor. `Tören` dediğim müzik faslı. Evden
getirdiğim ya da postadan çıkan bir CD`yi bizim Ken-wood`a
yerleştiriyorum. Bir iki parça dinleyip üzerine konuşuyoruz. (Daha
doğrusu Barlas anlatıyor, ben dinliyorum.) Olayımız `Neredesin
Firuze`nin müzikleriyle başladı. Ben özellikle `Ya Evde Yoksan`ı
çaldım. Barlas, Müslüm Gürses`in seslendirdiği `Sensiz Olmaz`ı çok
beğendiğini söyledi. Bir başka gün caza atladık: Müthiş piyanist
Keith Jarret`ın 1975 tarihli Köln konserinden bir bölüme kulak
verdik. Büyük sanatçılar sadece sesle değil, sessizlikle de oynar.
Söylerken ya da çalarken çıkan sesle yetinmez, sesin kesildiği, o
kısa sessiz, müziksiz anları da hesaba katar. Jarret ve Miles Davis
bunun en güzel örnekleridir. Tabii ertesi gün sıra geldi Miles
Davis`e: ``Ascenseur pour l`echafaud!`` Trompete teslim olduk... Bu
muhteşem parçalar insanın `organlar toplamı` olmadığına işaret
ediyor. Yoksa nasıl gözleriniz yaşarır? Duygusuz, inançsız,
ahlaksız olabilir mi insan? Demek ki sıra `The The` grubuna
gelmişti. `Mind Bomb` adlı albümlerinde yer alan `Good Morning
Beautiful` adlı ilk parçanın ezan sesiyle başladığını bilir
misiniz? Çok güzeldir. Sonra Chick Corea`ya geçtik: `My Spanish
Heart` bence sanatçının anıtsal çalışmasıdır. `İspanyol yüreğini`
ardına kadar açar. Bu satırları yazarken düşünüyorum: Yarın hangi
albümü çalmalı? Daha doğrusu hangi parçayı? Mesela `Yeni Türkü`den,
sözlerini Refik Durbaş`ın yazdığı, `Külhani`? Ya da Natalie
Merchant`tan `This House is on Fire`? Peki ya siz? Hafızanızı şöyle
bir yoklayın bakalım: Kime, nasıl bir ortamda, hangi parçaları
dinletmek istersiniz?``