Mehmet Ali Birand hayatını değiştirdi!
Abone olKübranur Uslu, merhum gazeteci ile bir imza gününde tanıştıktan sonra hayatının akışının değiştiğini söyledi.
Kanal D’nin ilk başörtülü muhabiri
Kübranur Uslu, merhum Gazeteci Mehmet Ali Birand ile bir imza
gününde tanıştıktan sonra hayatının akışının değiştiğini
söyledi.
Ünlü gazeteciye televizyoncu olmak istediğini ve bu yöndeki
meramını anlattıktan sonra Birand’ın “Sen yaparsın. Mutlaka bana
gel.” dediğini kaydeden Uslu, “Mehmet Ali Birand sayesinde
gerçekten hayatımda bir dönüm noktası olmuş oldu ve
televizyonculuğa ilk adımı attım.” ifadelerini
kullandı.
HAYATIMIN DÖNÜM
NOKTASI
Mehmet Ali Birand ile özdeşleşen 32. Gün programı oğlu Umur Birand ile sürüyor. Umur Birand’ın kadrosunda yer alan Muhabir Kübranur Uslu ise Birand’ın vasiyeti. Kanal D ekranlarında ilk kez başörtülü bir muhabirin yer alması ilginç bir hikâye ile başlamış. Hikâyenin başlangıcını hayatının dönüm noktası olarak tanımlayan Kübranur Uslu, bu serüveni Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) anlattı.
Kübranur Uslu, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık
Bölümü birinci sınıf öğrencisi. Fatih Koleji Fen Lisesi son
sınıftayken üniversite tercih döneminde iletişimi mi yoksa başka
bir bölüm mü konusunda kararsız kalmış. Yakınlarının da desteğiyle
mimarlık bölümüne kaydolmuş. Aslında hep istediği meslek olan
gazetecilik ve televizyonculuğa başlamak için fırsat arayan Uslu,
bir imza gününde merhum gazeteci Mehmet Ali Birand’la tanışmış.
Uslu, hayatının dönüm noktası olarak tanımladığı günü şöyle
anlatıyor:
TELEVİZYONCU OLMAK İSTİYORUM
DEDİM
“Bir imza gününde Mehmet Ali Birand kitabını imzalıyordu. Ben de
onu bekledim imza gününde kitabımı imzalattım. Sonra karşısına
çıktım ve şöyle söyledim ona: 'Ben 18 yaşındayım, liseden bu yıl
mezun olacağım. İstanbul’un en güzel Türkçe konuşan kişisi
seçildim. Çok yarışmaya katıldım, şiir okudum, sunuculuk yaptım. Bu
yaşımda ne yapmam gereken varsa hepsini yaptım. Daha ne yapayım?
Televizyoncu olmak istiyorum’ deyip heyecanlı bir şekilde meramımı
anlatmıştım. Bu heyecan onun çok dikkatini çekti. 'Sen yaparsın ve
mutlaka bana gel' dedi. İmza gününden sonra ona bir mail attım.
Kendimi uzun uzun anlattım. Sonrasında beni kendisi özel
telefonuyla aradı. ‘Kanal D’ye gel seninle
konuşmak istiyorum’ dedi. Televizyonda kendi odasına gittim orada
çay içtik sohbet ettik. Televizyoncu olmak istediğimi ısrarla
söyledim.
BU DAHA BAŞLANGIÇ
Birand’la tanışmak onun yönlendirmesi ve dediğini yapmak hayatımın
dönüm noktasıydı. O saniyeden sonra gerçekten hayallerimin
gerçekleşebildiğini gördüm ve gerçekleşmeye devam ediyor. Çok daha
büyük hayallerim var. Hayal kurmaktan da çekinmiyorum. Kimilerine
göre bu şöyledir; hani pozitif enerjiyi çağırmak iyi dileklerde
bulunmaktır. Ya da bana göre dua etmektir ve duanın karşılığını
almaktır ve ben dua etmeye devam ediyorum. Mehmet Ali Birand
sayesinde gerçekten hayatımda bir dönüm noktası olmuş oldu ve
televizyonculuğa ilk adım oldu. Ama bu daha bir başlangıç.”
DÖNDÜĞÜMDE O BURADA
YOKTU
Görüşmelerinde Birand’a başörtüsü ile ilgili soru sorduğunu belirten Uslu, şöyle devam etti: “Peki kurum için, kanal için bir sorun olur mu diye sormuştum Birand Bey’e. O da 'bizim böyle bir kuralımız kaidemiz yok' diye cevap vermişti.”
Birand’ın kendisine birçok öğütte bulunduğunu kaydeden Uslu,
“Yurt dışında eğitim almanın ya da dil öğrenmenin çok fazla
önemli olduğundan bahsetti. ‘Hatta günümüzde sadece İngilizce de
yetmiyor birkaç dile daha ihtiyaç var. Eğer elinde böyle bir imkan
varsa yurt dışı tecrübesi senin için çok önemli. İster bir yıl
gider kalır gelirsin istersen 4 -5 yıl sonra geri dönersin. Merak
etme ben burada olacağım’ demişti. Maalesef döndüğümde orada
olamadı. Ben onun yönlendirmesiyle New York’a gittim. Orada
üniversite okumaya başladım. O sırada Mehmet Ali Birand Bey’in
vefat haberi geldi. Tabi bundan öncesinde gittiğimde sürekli onu
haberdar ettim mail attım. 'Şu an New York’tayım. Şunları bunları
yapıyorum' diye. 'Aferin böyle devam et, başaracağını biliyordum'
diyerek geri dönüş yaptı” şeklinde konuştu.
YEPYENİ BİR 32.
GÜN
Birand’ın sözünü tutan Uslu, Amerika’da bir yılı geçirdikten sonra bir anda ne yapacağını bilememiş. Çünkü Birand vefat etmişti. Uslu, “Birand Bey’le, bir yıl sonra geleceğim görüşeceğiz ve beraber karar vereceğiz diye konuşmuştuk. Tam o kararsız kaldığım dönemde Umur Birand beni aradı ve şöyle dedi; ‘Artık 32. Gün değişiyor. Yepyeni bir 32. Gün var. Yani artık insanları öyle karşımıza alıp konuşturmak yerine gerçekten habercilik gerçekten gazetecilik yapabileceğimiz bir 32. gün var. Ben senin de burada bulunmanı isterim.’ Bu beni çok heyecanlandırdı. Birçok görüşmeden sonra bu programın içerisinde yer aldığım için çok mutluyum” dedi.
Mehmet Ali Birand vefatından önce katıldığı Erkam Tufan’la Analiz programında, ‘Kanal D de neden başörtülü muhabir yok?’ sorusuna şöyle cevap vermişti: “Öyle bir ortamı var ki oranın, türbanlı cesaret edemiyor gelmeye. Bir tane gencecik bir kız var şimdi New York’ta. O geldiği zaman onu alacağım.”
Mimarlık Fakültesinde okumaya devam eden Uslu, bu durumun zorluğu ile ilgili de şunları söyledi: “Hem okul hem iş yorucu bir şey. Ama şöyle düşünüyorum; dünyada hep kurallar var. Okul bitecek üniversite bitecek mastır bitecek sonra iş hayatına atılacaksınız diye. Böyle bir baskı ve algı var ama. Ben böyle olduğunu düşünmüyorum.”