Mehmet Ağar hakkında flaş karar
Abone olEski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın cezaevine gitmesine ilişkin verilen karar Anayasa Mahkemesi'ne gitti.
Muğla İnfaz Hakimliğinin "Mehmet Ağar'ın kapalı ceza
infaz kurumuna gönderilmesi" kararına itirazı değerlendiren Ankara
11. Ağır Ceza Mahkemesi, "infazın durdurulmasına" karar
verdi.
Ağar'ın avukatı Abdulkadir Toluç, müvekkilini daha önce mahkum eden Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine başvurarak, "Ağar hakkındaki infazın durdurulmasını" talep etti.
Toluç ayrıca Ağar'ın "kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine" gerekçe gösterilen, İnfaz Kanunu'nun ilgili maddesinin iptali için de Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasını istedi.
İtirazı değerlendiren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine mütalaa veren cumhuriyet savcısı, Ağar'ın Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinden aldığı 5 yıllık hapis cezasını infaz ederken, bunun 25 Nisan 2013'de denetimli serbestlik altında sürdürülmesine karar verildiğini hatırlattı.
Düzenlenen iddianame ve kovuşturmaya konu olan eylemin
Ağar'ın çekmekte olduğu cezanın infazının başlamasından
yaklaşık 20 yıl öncesine ait olduğu belirtilen mütalaada,
şunlar kaydedildi:
"Ceza hukukunun evrensel ilkelerinden olan suçsuzluk karinesine göre hiç kimse suçluluğu mahkeme kararıyla sabit oluncaya kadar suçlu sayılamaz ve bunun doğal sonucu olarak da hiç kimse bir yargı kararıyla mahkum olmadan hükümlülüğün sonuçlarıyla da peşinen karşı karşıya bırakılamaz. Bu evrensel ilke aynı zamanda Anayasamızın 2 ve 38/4. maddelerinde de benimsenmiştir. Buna göre hükümlü vekilinin bizde ce ciddi bulunan Anayasaya aykırılık iddiasının kabülü ile infazın durulmasına karar verilmesi kamu adına mütalaa olunmuştur."
Kararda, 5275 sayılı infaz kanunun 105/A maddesinin 7. fıkrasında "kovuşturma ve soruşturmanın ayrı ayrı düzenlenmediği" vurgulanarak, şöyle denildi:
"Toptancı bir anlayışın uygulamada hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması sebebiyle telafisi imkansız durumlara sebep olabileceği, denetimli serbestlik tedbiriyle tahliye olan hükümlüler hakkında kötü niyetli olarak yapılacak şikayetler veya ihbarla ilgili kişi hakkında soruşturmanın başlatılmasının veya bunun sonucunda kovuşturmaya konu iddianamenin tanzimi ve mahkemece kabulüyle kovuşturma aşamasının başlamış olması durumunda, ileride soruşturma aşaması için kovuşturmaya yer olmadığı karar verilebileceği, kamu davası açılması sonucunda ise hükümlünün yargılama sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi halinde, hükümlünün infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak, devam olunması durumunda telafi imkansız zararlara neden olacaktır."
Kararda, anayasanın hukuk devleti ilkesi, masumiyet karinesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılama hakkına vurgu yapılarak, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 105/A Maddesi'nin 7/b-c. fıkralarında belirtilen "soruşturma ve kovuşturma" ibaresinin Anayasa'ya aykırılığı dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verildiği ifade edildi.
Ağar'a ilişkin infazın durdurulması talebi de kabul edilerek, "ileride telafisi mümkün olmayan zararların meydana gelmesini önlemek amacıyla hakkındaki infazın, Anayasa'ya aykırılık itirazı sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına" karar verildiği belirtildi.