Seçime bir yıl kala, DYP İstanbul'da güzel işler yapmaya
başladı. Faik İçmeli, bilinen isimlerle, İstanbul'un sorunlarını
masaya yatırmakla kalmıyor, bu sorunlara çare arıyor.
Birkaç gün önce, "Şehirlerdeki Güvenlik Problemi ve Çözümleri"
paneline katıldım Dedeman Otel'de. Eski vali Hayri Kozakçıoğlu
yönetiminde, Bengi Semerci, Adem Sözüer, Necdet Menzir'i dinledik
hep birlikte.
Ne yalan söyleyeyim, Hayri Kozakçıoğlu'nun uzun konuşması beni
baydı. Profesör Bengi Semerci ile Doçent Doktor Adem Sözüer'in
sözleri ise benimle birlikte salonu tıka basa dolduran herkesi
kendine getirdi.
DYP lideri Mehmet Ağar ise, dersine iyi çalışmış bir görüntüdeydi.
Rakamlara hakim, kendinden emin bir Mehmet Ağar. Kendi
Türkiye'sinin fotoğrafını çekiyor, tüm pürüzleri ortadan
kaldırdıktan sonra, o fotoğrafı önümüze koyuyor.
Doğrusu pürüzsüz bir fotoğraftı Mehmet Ağar'ın ki...
Mehmet Ağar'la bu toplantı öncesinde sohbet etme imkanı buldum.
Bir kez daha Diyarbakır'a gitmesini tavsiye ettim:
-Gideceğim.
-Gitmelisiniz çünkü halkın kafası karışık.
Ağar anlaşılmak istiyor.
Diyor ki:
-Onlar öldürmeye ben yaşatmaya çalışıyorum.
"Onlar" dediği kesim DTP yöneticileri.
Ağar'ın ağzından çıkan ilginç bir söz de, adaylık başvurularıyla
ilgiliydi:
-Öyle isimler müracaatta bulunuyor ki şaşarsınız.
-İsim?
-Sürprizleri bekleyin.
"Peki" dedik ayrıldık...
Biraz da salonun havasını anlatayım size izin verirseniz.
Ben bu salonları Demirel'den bilirim.
Tıka basa salonlar bir şeylerin habercisi.
Burada sorun yok...
Ama...
Ağar'ı yalnız gördüm.
Bir tek Celal Adan...
Başka da kimse yok etrafında.
Böyle mi olacak, böyle mi devam edecek? Yarın öbür gün, DYP
iktidara gelirse, Ağar kiminle Türkiye'yi yönetecek? Ağzı laf
yapan, Türkiye'nin dış politikasını, ekonomisini, maliyesini,
güvenliğini bilebilecek kaç adam var Ağar'ın etrafında?
Şeytanın avukatlığını yine ben yapayım...
Herkes bu soruyu soruyor.