Mehmet Acet yazısında detayları paylaştı: Katar Emiri, Macron'a 'Erdoğan benim babamdır' dedi
Abone olYeni Şafak yazarı Mehmet Acet, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamed Es-Sani arasında geçen diyaloğu okurlarına aktardı.
Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, Katar Emiri Temim Bin Hamed Es-Sani'nin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a "2017 Haziran ayında darbe girişimi yapılırken yanımda bir tek Tayyip Erdoğan vardı. O benim babamdır. Ölene kadar bu böyle olacak. Onunla birlikte olmaktan asla vazgeçmeyeceğim" dediğini aktardı.
Mehmet Acet, yazısına "Katar Emiri, Macron’la ne konuştuğunu, kendisine ne söylendiğini ve buna nasıl bir cevap verdiğini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘A takımından’ bir isme kendisi anlatıyor" diye başladı.
"O benim babamdır"
Acet, şunları kaydetti: Görüşmede Fransa Cumhurbaşkanı, Emir Temim Es-Sani’ye aynen şöyle diyor: 'Türkiye ekonomik olarak çökecekti. Sen yardım ettin, onun üzerine Erdoğan kurtuldu.' Macron’un bu densizliğine karşı Katar Emiri cevaben diyor ki: '2017 Haziran ayında darbe girişimi yapılırken yanımda bir tek Tayyip Erdoğan vardı. O benim babamdır. Ölene kadar bu böyle olacak. Onunla birlikte olmaktan asla vazgeçmeyeceğim.'
Erdoğan'ın Kuveyt ve Katar’a ziyareti
Malum, Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta Kuveyt ve Katar’a günübirlik bir ziyaret yapmıştı. Bu ziyaret bölgede Birleşik Arap Emirlikleri’ni, Türkiye’de ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etti. Erdoğan Türkiye’ye döndükten hemen sonra Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş, Türk ordusunun Katar’daki varlığının bölge için ‘istikrarsızlık unsuru’ olduğunu söyledi.
Tartışma yaratan fotoğraf
CHP lideri Kılıçdaroğlu ise, daha kışkırtıcı bir dille Erdoğan’ı en olmayacak yerden suçladı, şunları söyledi: 'Bakın bugün Karar gazetesinde bir fotoğraf var. Erdoğan’la yurt dışından gelen bir yöneticinin fotoğrafı var. Erdoğan’ın onun önünde nasıl eğildiğini görüyorsunuz. Niye eğiliyor, para için.'
Katar Emiri’nin Fransa Cumhurbaşkanı’na söyledikleriyle Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a söylediklerini yan yana getirdiğinizde ortada nasıl bir absürtlük olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor. Ama Kılıçdaroğlu açısından mesele ne zaman ‘gerçekçi’ olma meselesi oldu ki?