Meğer darbeciler de irticacıymış!
Abone ol28 Şubat soruşturması kapsamında savcıya ifade veren bazı şüpheliler, darbe iddialarına karşı kendilerini “ben zaten dindarım” diye savundular.
Batı Çalışma Grubu’nda yer alıp 28 Şubat post-modern darbesinde aktif rol aldıkları gerekçesiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkan 28 şüpheliden bazıları, emir komuta zinciri içinde hareket ettiklerini belirtip, komutanlarından şikayetçi oldu. Bazı şüpheliler ise darbeye karşı olduklarını belirtip, dini motifli sözler sarfetti.
Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nce yürütülen 28 Şubat soruşturmasında adliyeye çıkarılan bazı şüphelilerin savcılık ifadesine Taraf ulaştı. Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay’ın sorguladığı ilk isim emekli tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan olurken, en ilginç savunmayı emekli albay Mustafa Kemal Savcı yaptı.
Savcı, Çevik Bir’den şikâyetçi oldu ve gerekçesini şöyle açıkladı: “BÇG yapıldığı yere girmek için kimlik kartı ve görev aldığıma dair imzasız belgede ismin olduğu belirtildi. Bana BÇG’ye girmek için giriş kartı verilmediği gibi hiçbir toplantıya katılmadım ve görev almadım. Mesleki bilgim açısından da böyle bir görev bana verilmez. Beni bu konuda mağdur eden BÇG’yi kuran ve yöneten Çevik Bir’den şikâyetçi olduğumu savcılıkta verdiğim ifademde belirttim.”
Emekli Albay Arslan Daştan ise alkol kullanmamasının ve oruç tutmamasının orduda hor görüldüğünü belirterek, bu tür kritik görevlerin üst düzey komutanların güvendiği kişilere verildiğini ifade etti. Batı Çalışma Grubu personeli olarak bilinen 16 kişi mahkemede kendilerini şu ifadelerle savundular:
Genelkurmay’daki kozmik odayı anlattı
Emekli Albay Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu: Genelkurmay’da herkesin giremediği ancak girişin kartla olduğu büyük bir salonda kriz masası çalışıyordu. Krokide belirtilen ve cari harekât olarak gösterilen, WC’nin bitişiğindeki bölümde çalıştım. Gece vardiyasında çalıştım. Giriş kartım hazırlanmıştı. O kart ile içeri giriyordum. Kartı çıkışta orada bırakıyordum. Giriş kartı olmayan kimse bu birime giremiyordu.
Hem fikren hem zikren darbelere karşıyım
Emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan: BÇG biriminde çalışmadım. O tarihte Özel Kuvvetler Kurmay Başkanlığı’nda görev yaptım. Özel Kuvvetler, karargâhın dışında bir birimdir... Bana savcılık ve emniyette gösterilen bir takım belgelerde imzasız, hangi emrin ekli olduğu belli olmayan, hangi makama yazıldığı belli olmayan ve üstelik de Özel Kuvvetler Komutanlığı’na dağıtım yapılmayan belgelerdir... Bana gösterilen belgede, teşkilat şeması içinde Özel Plan Subaylığı görevi gibi bir görev addedilmekte ve karşısında binbaşı yazmakta. Benim rütbem kurmay albay olduğu için binbaşı rütbesinde görev yapmam mümkün değildir... Hem fikir olarak hem zikir olarak darbelere karşı bir insanım. İnancım gereği uluğ emre itaat eden bir insanım. Bu tür işleri kendime yakıştıramıyorum.
Beni dahil etmekten caymışlar
Emekli Binbaşı Ahmet Aka: İlk taslakta ismim olabilir, ancak daha sonra vazgeçilmiş olabilir, çünkü bunu teyit eden Mayıs 1997 tarihli ikinci bir evrak daha var. O evrakta da BÇG’de çalışanlar ve onların hangi kapıdan giriş yapacakları ve giriş kartları olduğu belirtiliyor.
Bir’den şikâyetçiyim
Emekli Albay Mustafa Kemal Savcı: BÇG yapıldığı yere girmek için kimlik kartı ve görev aldığıma dair imzasız belgede ismin olduğu belirtildi. Bana BÇG’ye girmek için giriş kartı verilmediği gibi hiçbir toplantıya katılmadım ve görev almadım. Mesleki bilgim açısından da böyle bir görev bana verilmez. Beni bu konuda mağdur eden BÇG’yi kuran ve yöneten Çevik Bir’den şikâyetçi olduğumu savcılıkta verdiğim ifademde belirttim.”
BÇG’yi hiç merak etmedim
Emekli Albay Ahmet Nazmi Solmaz: Ben BÇG’nin hiçbir toplantısına katılmadım. Görev almadığım için hiç de merak etmedim. Birazdan çağıracağınız şüpheli İdris Koralp o dönemde plan şube müdürüydü, kendisine Plan Şube’deki BÇG’de faaliyet gösterip, göstermediğimin sorulmasını istiyorum.”
Kritik görevler komutanların güvendiklerine verilir
Emekli Albay Arslan Daştan: BÇG’nin varlığını ancak 28. Mekanize Tugay Komutanlığı Yardımcılığı’na atandıktan sonra gerek basından gerekse medyadan öğrendim. Kritik göreve getirilecek kişiler komutanlarımızın çok güvendiği ve kendi düşüncesindeki kişilere veriliyordu. Alkol kullanmamam ve oruç tutmam hor görüldü. Beni tanıdıkları için bana görev vermeleri zaten mümkün değildi
Ben zaten sakıncalı personeldim
Aydın Karaşahin: Hukuk nosyonu olan bir kişi olarak ben hukuka ve demokrasiye saygılıyım. Bunun yanı sıra milli ve manevi değerlere saygılı olan bir düşünce yapısına sahibim. 1982- 1992 yılları arasında TSK taşıdığım milli ve manevi değerler ile şüpheli ve sakıncalı personel olarak görev yaptım.
Belgeleri görmedim
Emekli Albay Hüsnü Dağ: Ben Genelkurmay Genel Sekreterliği’ne bağlı Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı olarak görev yaptım... Bana savcılıkta gösterilen belgeleri daha önce görmedim.
MGK’nın tüm evraklardan bilgisi var
Emekli Albay İbrahim Selman Yazıcı: Ben MGK Genel Sekreterliği’nde görevliydim. 2945 sayılı MGK Genel Sekreterliği Kanunu’nda MGK Genel Sekreterliği’ne bağlı bir kurumdur. BÇG, Genelkurmay Başkanlığı’nda oluşturulan bir çalışma grubu. Ben MGK Genel Sekreterliği’nde görevli olduğum için MGK Genel Sekreterliği’nin Genelkurmay ile organik bağı yoktur. Evraklara baktığınız zaman bütün evraklar MGK’ya bilgi olarak gelmiştir.”
Fişlemelere şahit olmadım
Emekli Tuğgeneral İdris Korlap: BÇG Harekât Konseptinin tamamı MGK ve Bakanlık genelgeleri ve tasarrufuna dayanır. BÇG’nin bahsi geçen faaliyetleri icra yetkisi yoktur. Genelkurmay adına faaliyetlerin raporlarını derler. MGK kararları Başbakanlık, Bakanlıklar tarafından da genelgelerle vali ve bütün devlet kurumlarına gönderilmiştir. Esas icradan sorumlu Başbakan ve Bakanlıklarla birlikte her ay toplantı ile değerlendirme yapan MGK’dır. Dolayısıyla kendim İç güvenlik Dairesi Plan Şube Müdürü olarak ana faaliyetimizin iç güvenlik harekâtına ki o günlerde Güneydoğu’daki terör olaylarının yoğunluğunun da dikkate alınmasını isterim. Gerek şubemde gerekse bana bağlı üst makamlarda hiçbir fişleme işlemine şahit olmadım.
Herkes birbirinden evrak gizler
Emekli Binbaşı Salih Eryiğit: Benim kapasitemi aşan, tahayyül bile edemeyeceğim konularda sorular soruldu. Örneğin, ‘Şu zat Amerikalılar’la, İsrailliler’le görüşmüş Amerikalılar TSK’ya darbe yaptırmak için talimat verecekmiş. İran’a uyuşturucu sokulacakmış, gençliği zehirlenecekmiş, bu şekilde İran’daki tehdit bertaraf edilecekmiş’. Böyle bir şeyi aklımdan bile geçirmedim. ‘Basın yayın organları kullanılarak hükümet yıpratılarak zor durumda bırakılacakmış’ bundan bilgin var mı dendi. Bilgim yok. Herkes birbirinden evrak gizler. Ben kurmayların, Daire Başkanı’nın, İstihbarat Başkanı’nın, Genelkurmay 2. Başkanı’nın ve Genelkurmay Başkanı’nın aralarında ne düşündüklerini, ne planladıklarını, neyi amaçladıklarını bilemem. Bana hiç fikrimi sormadılar, ben de hiç fikir babalığı yapmadım.”
Tek başıma Kara Kuvvetlerini temsil edemem
Emekli Albay İsrafil Aydın: Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki asli görevim (Milli Plan Subayı) ve rütbem (binbaşı) benim tek başıma Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı temsilen böyle bir göreve getirilmem mümkün değildir.”
Kâğıt üzerindeki boşluk dolduruldu
Emekli Albay Mehmet Şinasi Çalış: BÇG konuları bana tamamen yabancı konulardır. Bu süre zarfında defalarca asli görevimin aksaması sebebiyle amirlerimden BÇG görevinden affımı talep ettim. Benim görevlendirme nedenim kâğıt üzerinde tayin nedeniyle oluşan bir boşluğun doldurulmasından ibarettir. Dosyada mevcut deliller, benim asli görevimin dışında iddia edilen BÇG faaliyetlerine katıldığım veya herhangi bir konuda görev aldığım hususunda hiçbir tesbit içermemektedir.
Konferanslar TSK ile ilgiliydi
Emekli Yüzbaşı Orhan Nalcıoğlu: Ben Genelkurmay Adli Müşavirliği’nde askerî hâkim olarak görev yaptım. Ceza hukuku şube müdürüydüm... Gerek karargâh içinde gerekse karargâh dışında kuvvetler arasında veya diğer bakanlıklar veya kuruluşlar arasındaki toplantılarda hazır bulunur. İlgili konularla ile o konunun hukuki boyutu ile ilgili toplantılara katılmaktaydım. Bu bağlamda karargâh içinde hukuki bir konu olan davranış ilkeleri rehberi ve insan hakları konusunda konferanslar vermekteydim. Davranış ilkeleri rehberi konulu konferansımız silahlı kuvvetlerin yetkisi ve görevleri ve TSK’nın demokratik kontrolüyle ilgiliydi.