Meğer Atatürk hiçbirini tutmazmış!
Abone olAtatürk hangi takımı tutuyordu muhabbetinde son nokta. Bardakçı'ya göre bu sorunun yanıtı hiçbiri...
Belli aralıklarla medyada gündeme gelen 'Atatürk hangi
takımı tutuyordu?' tartışmasında son nokta. Tarih araştırmacısı
Murat Bardakçı'ya göre bu sorunun yanıtı ne a ne de b şıkkı... Yani
hiçbiri...
Bardakçı'nın bugünkü yazısında yürüttüğü mantık akla yatkın
geliyor:
Anmalara "Atatürk bizim takımı tutardı" diyerek futbol kulüpleri de
iştirak ettiler. İstanbul'un eski ve büyük kulüplerinin Atatürk'ü
kendi taraftarları gibi göstermeleri zâten âdettendir. Özellikle de
Fenerbahçe ile Galatasaray, Atatürk'ün şeref defterine yazdığı
satırları, gönderdiği tebrikleri veya iyi niyet mesajlarını yahut
imzaladığı fotoğrafları senelerden buyana kanıt diye kullanıp
"Taraftarımızdı" derler.
Beşiktaş ise, bu 10 Kasım'da internet sitesine bazı ilâveler yapmış
ama elinde Atatürk tarafından bizzat kaleme alınmış veya imzalanmış
böyle bir belge bulunmadığı için taraftarlık meselesini üçüncü
şahısların anlattıklarına dayandırmış...
Birçok kişiye, meselâ İttihad ve Terakki'nin uzun seneler kâtib-i
umumîliğini yani genel sekreterliğini yapan Midhat Şükrü Bey'in
(Bleda) söylediklerine dayanarak, Atatürk'ün Beşiktaş taraftarı
olduğunu iddia ediyorlar...
Oldukça zengin bir arşive sahip olan Murat Bardakçı, karıştırdığı
hatıralarda Atatürk'ün Beşiktaşlı olmadığına dair hiçbir emareye
rastlamadığını şu satırlarla ifade etti:
HATIRALARDA BULAMADIM
Dün, Beşiktaş Kulübü'nün bu konudaki açıklamasını okuyunca Midhat
Şükrü Bleda'nın "İmparatorluğun Çöküşü" ismiyle seneler önce
yayınlanan hatıralarını yeniden bir elden geçirdim ama
Beşiktaşlıların naklettikleri ifadeleri hatıralarda bulamadım.
Acaba gözümden mi kaçtı, yoksa Midhat Şükrü Bey kendisine mâledilen
bu sözleri başka bir yerde mi söylemişti, bilmiyorum...
Meselenin aslı, şudur: Atatürk'ün herhangi bir takımın taraftarı
olduğu konusunda elimizde hiçbir ciddî kayıt yahut bilgi yoktur ve
bu konuda tek bilinen değil futbola, sporun hiçbir dalına pek alâka
göstermediğidir! Birkaç defa güreş seyretmiş olması da, onu güreş
fanatiği yapmaz. Hattâ, hayatı boyunca bir futbol maçına gidip
müsabakayı heyecan içerisinde başından sonuna kadar izlediği
konusunda da herhangi bir bilgi yoktur.
Bardakçı'dan Fenerbahçeliler'e de kötü haber var:
- Fenerbahçeliler, Atatürk'ün "taraftarları" olduğunu, 1918
Mayıs'ında kulüplerini ziyareti sırasında hatıra defterlerine
yazmış olduğu şu satırlara dayanarak iddia ederler: "Fenerbahçe
Kulübü'nün her tarafta mazhar-ı takdir olmuş bulunan âsâr-ı
mesâisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmetini tebrik
etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifemin ifâsı ancak bugün müyesser
olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübâhîyim."
Yazdıklarını bugünün Türkçesi'ne nakledeyim: "Fenerbahçe Kulübü'nün
her tarafta takdir kazanmış olan çalışmalarından ortaya çıkan
eserleri işitmiş ve kulübü ziyaret ederek bu işte himmet
gösterenleri tebriki vazife edinmiştim. Bu görevin yerine
getirilmesi ancak bugün olabilmiştir.
Takdirlerimi ve tebriklerimi buraya kaydetmekle iftihar
ediyorum."
Bardakçı son tahlilde şu hükme vardı:
BAŞKA NE YAZACAKTI Kİ?
Bu satırlar bir kulübe verilen "destek" ifadeleri değil, sadece
nezaket sözleridir ve şeref defterlerine böyle ifadeler yazmak da
âdettendir.
Böyle bir deftere başka ne yazılmasını bekliyordunuz ki?
"Kulübünüzün artık ayyuka çıkmış olan beceriksizliklerini her
taraftan işitmiş ve bu rezaletlere sebep olanlardan hesap sormak
üzere buraya gelmiş bulunuyorum. Şu elimdeki odunu görüyor musunuz?
Bu size son ihtarımdır, ona göre!" denmesini mi?
Meselenin bana en tuhaf gelen tarafı ise, Atatürk'ün kendi
taraftarları olduğunu iddia eden kulüplerin, kendilerine ait
stadlardaki herhangi bir tribüne şimdiye kadar onun ismini vermemiş
olmalarıdır... Telefon şirketlerinin, marketlerin, bazı özel
havayollarının yahut inşaat firmalarının ismini taşıyan tribün
sayısı hayli fazladır ama bir "Atatürk tribünü" yoktur!