Medyaya yeni bir patron geliyor
Abone olGüneş Gazetesi'nin eski sahibi Mehmet Ali Yılmaz, yeniden bu sektöre dönmek için fırsat kolluyor. Ancak Yılmaz'ın gazetecilik mesleğiyle ilgili haklı korkuları var...
İşadamı Mehmet Ali Yılmaz, Medyafaresi'nden İlayda Çokuluslu'ya
konuştu... Yılmaz geçmişte Milliyet'i alması için kendisine çok
ısrarcı olduğunu da açıkladı. Yılmaz ayrıca tekrar medyaya
girebileceğinin sinyallerini de verdi. İşte o bölüm... Karadeniz tv
ve gazete devam ediyor mu? Tabi tabi devam ediyoruz. İkisi de
bölgesel biliyorsunuz. Yeniden daha büyük bir basın organına sahip
olmak gibi düşünceniz var mı? Önceden Güneş gazetesinin sahibiydim
biliyorsunuz. Şimdi ulusal anlamda tekrar düşünüyorum ama bakalım.
Free tv ile zaten bir çalışmamız var. Ancak gazete tirajlarına
baktığınızda nüfus artmış, ikiye katlanmış ama tirajlar yerinde
sayıyor. Maalesef okuyan hale bir türlü gelemedik. Okuyan hale
gelmediğimiz gibi dinlediğimizi de çabuk unuttuğumuzdan seçimlerde
yanlışlıklar yapıyoruz. Ülkeyi yönetenlerden sonra hep şikayetçi
oluyoruz. Free tv haricinde gerçek anlamda ulusal bir kanal ya da
gazete kurmak gibi bir düşünceniz var mı? O yıllarca hep konuşuldu.
Milliyet konusunda boyuna ısrarlar yapıldı ama Türkiye’nin ekonomik
yapısı düzelmeden bu tür faaliyetlerde bulunmak pek doğru değil.
Herşey paralı hale geldi. Hem de büyük paraların konuşulduğu bir
zamanda yaşıyoruz. Üstelik elimizdeki gazetelere şöyle bir
bakıyorum hepsi BDDK ile TMSF’yle anlaşmalı hale geldi. Çünkü
gazeteciler artık gazetecilik değil bütün işleri yapıyor. Ben Güneş
gazetesini aldığım zaman bankam ve diğer işlerim de vardı ve
hakkımda sadece gazetecilik yapsın diye eleştirilmiştim. Ama bakın
şimdi etrafınıza herkes benim o zamanki durumumda. O zaman bütün
basın birbirine sahip çıksaydı gazetecilik şimdi maddi-manevi
anlamda bu kadar ucuz olmazdı. Yani basın sektöründe yeni bir
yatırım için beklemedesiniz anladığım. Evet bekliyorum çünkü çok
pahalı oldu. Bakıyorum gazete ve televizyon patronlarına da
hepsinin bunların haricinde türlü türlü işleri var ve o işlerinden
dolayı devlet müesseselerine el koymuş. Ve el konulma olayı da
gazetecilikten değil, diğer işlerinden ötürü oluyor. Dikkat edin
Hürriyet grubu haricinde herkese el atılmış ve bir şekilde devlete
bağlı hale getirilmiş. Çok cesursunuz maşallah. Söylediklerim
doğrular. Doğru olan şeyleri konuşuyorum. Sanırım doğruları
söylediğim için bana eşkıya diyorlar. Gerçekleri söylemek aslında
cesaret işi olmamalı. Ancak ülke öyle bir hale geldi ki, herkes
sinmiş görünüyor, gerçeği söylemek ya da yazmak artık cesaret
olarak görülüyor. Türkiye bu mu olmalı? Hayır herkes düşündüğünü
rahatlıkla söyleyebilmeli. Hukuk devletinin gerektirdiği de budur
zaten.