Medyanın sperm merakı
Abone olTürkiye'nin birçok önemli sorunu varken, gazetelerin tepesinde olanlar başka işlerle meşgul
Türk erkeğinin spermi bitti
Bizim Pazar ekinde işlenen ilginç konulardan bir
tanesi de başlıkta belirttiğim konuydu. Arkadaşlar, bu tür
haberlerde sürekli olarak aynı fotoğrafı kullanıyor. Köşeye de
almış olduğum bu fotoğrafta, yatağın bir köşesinde erkek arkasını
dönmüş oturuyor, bunalımlar içinde ve belki de intiharı düşünüyor.
(Keşke bu kadar üzüldüğüne göre kendini filan assa da fotoğraf
dinamikleşse.) Kadın ise üzüntülü olsa da bunu pek göstermiyor ve
'bu da aynı çıktı, ne yapacaksın işte, orta yaşlı erkeklerle değil
yatağa girmek, onlarla kahve bile içmemek gerekiyor' diye
düşünüyor. Aslında kadınların erkeklerden beklentisi yataktaki aynı
başarısızlık olduğundan bu olay kimseye de sürpriz bir gelişme
olarak gelmiyor. (Ben başarısız olmam diyenlerle ilgili
düşüncelerim yazının sonundadır.) Kadınlar sırf bu olaylar
nedeniyle, 'üzülme canım bu herkesin başına gelebilir, bir seferden
bir şey olmaz önemi yok' diye bir cümle geliştirmiştir. Bu sözü
duyan erkek son 10 yılda kayda geçecek bir tek başarısı olmasa bile
yine de bu cümleyi yalayıp yutar.
Sonsuz mutluluk
Arkadaşlara bin defa, 'bu fotoğraf sperm eksikliği gibi bir olayın
fotoğrafı olamaz. Bu olsa olsa ereksiyon problemli erkeğin
fotoğrafı olabilir' dedim. Buna rağmen kimseye derdimi
anlatamıyorum. Şimdi başka gazetelerden birileri çıkıp da, 'yayın
yönetmeni değil misin, niye fotoğrafın basılmasını önlemedin ki'
diye sorabilir. Bu tür insanların dallama olduklarını düşünüyorum
da, bu başka konu. Önlemedim; çünkü ben aynı zamanda yazarım ve
böyle yanlışlıklar gazetede yapıldığı zaman benim işime geliyor,
bana yazı konusu çıkıyor. Yani anlayacağınız ben kaybetmemin mümkün
olmadığı bir konumdayım ve bundan da son derece memnunum. Eğer bu
açıklamamdan sonra bile, birisi çıkıp da bana 'yayın yönetmenliği
mi önemli yoksa yazarlık mı' diye sorarsa, ona kafa attıktan sonra
sırf o kişiyi şaşırtmak için 'yorum yok' cevabını vereceğim. Bu
bilinsin de....
Sperm eksikliği, bir Türk erkeği için üzüntü değil, sonsuz mutluluk
kaynağıdır. Spermsiz bir adam gördüğümde (onu nasıl görebildiğimi
bana lütfen sormayın) ben güzel kadını evine çağırdıktan sonra
bütün gece boyunca prezervatif aramak zorunda kalan adamın filmini
hatırlayıp, kıskanırım. Tabii ki spermi olmadığı için çocuk sahibi
olamadığına üzülen anomaliler de olabilir. Onları normal insan
kategorisine sokmadığımdan bunlar genel teoriyi zedelemez. Bu sperm
konusunda bir hatıram da var (bu son yıllarda kurmuş olduğum en
müthiş cümle oldu) bunu aktarmak istiyorum.
Eski yayın yönetmenim Ertuğrul Özkök beni de spermsiz zannederdi.
(Galiba böyle bir ifade suratımda var) Rana'nın hamile olduğunu
öğrendikten sonra ona ve eşine haber vermek için telefon açtım.
Tansu Özkök son derece normal bir insan olduğundan (böylece bir
evliliğin sürmesi için taraflardan ikisinin de normal olması
gerektiği tezi çöküp gitti) güzelce konuştu benimle ve sonra eşine
verdi telefonu. Eşinin bana ilk cümlesi 'hani senin spermin yoktu'
oldu. Bir Türk için cinayet gerekçesi olabilecek bu soruyu ben
sakin karşıladım, (böylesine bir cinayet işlense, bu hukuk
fakültelerinde hafifletici neden kavramını açıklamak için tüm
dünyada örnek olay olarak okutulmaya başlanırdı), ben ise sakindim
ve sadece neden spermimin olmadığı yolunda bir kanısı olduğunu
sordum. Buna da tatmin edici cevap alamadım. (Şaşı ve çirkin
olduğum için mi böyle düşünüyordu acaba?) Onun iddiası, bunu
kendisine benim söylediğimdi. Bu da doğru olabilirdi. Vaktiyle
azmış olduğum yıllarda bu kadar çok sevgilim olduğu halde neden
hiçbirinin tek bir kez bile hamile kalmadıklarını kendime
sormuşluğum da vardır. En sonunda cinsel hastalık kaptım da böyle
manasız sorgulamaları bırakmak zorunda kaldım. Hatıram bu
kadar.
Başta, ilgili fotoğraf 'bir tek ereksiyon problemine uygun
olabilir' demiştim. Bunu da açmalıyım. Eğer erkekler ereksiyon
problemine fotoğraftaki kadar üzülselerdi, Türk toplumu üzüntülü
erkeklerle dolup taşardı. Hatta bu insanlar 'Ulusal Şahlanmama
Partisi' adında parti kursalar, büyük çoğunlukla TBMM'yi ele
geçirip hükümet bile kurarlardı... Halbuki Türk erkeklerinin
meseleye fazla kafayı takmadıklarını televizyon kanallarını
seyredince bile anlayabilirsiniz. Çünkü tüm kanallar insanı
utandıracak kadar abartılı göbek atmakta olan erkeklerle dolu. (Bu
görüntüler insanda estetik anlayışını tamamen öldürebilecek
düzeyde.) Bunlarda ya Viagra bağımlılığı var ya da üzüntülerini çok
iyi gizliyorlar.
UMURUMDA DEĞİL
Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim. Bir daha 'benim Viagra'ya filan
ihtiyacım yok' diye konuşan bir Türk erkeğiyle rastlaşırsam onu
direkt olarak boğmaya yelteneceğim. Buna teorik gerekçem de şu:
Kendi cinselliğiyle övünen anal retentif ayılardan nefret ederim,
bu tipleri sonsuz üzüntü kaynağı olarak görürüm...
Her yazımın sonunda olduğu gibi tekrar söylüyorum, bu fikirlerime
katılmayan varsa umurumda değil. Umurumda olmamak da umurumda
değil. Yani karşıma rasyonel olduğunu düşündüğünüz argümanlarla
çıkmamanızı kendi iyiliğiniz için tavsiye ederim.