Medya'nın Kızıltepe ilgisizliği
Abone olMilliyet Gazetesi Okur Temsilcisi Derya Sazak, son zamanlarda kamuoyunu yakından ilgilendiren "Kızıltepe olayı"na medyanın gereken ilgiyi göstermeyişini eleştirdi...
Milliyet Gazetesi Okur Temsilcisi (Ombudsman) Derya Sazak, son
günlerde İHD'nin Mardin Kızıltepe'deki araştırmalarına yaygın
medyanın duyduğu ilgisizlikten yakındı. Yakınan sadece Sazak
değildi. Aynı zamanda Milliyet Gazetesi okurları da bu duruma büyük
tepki gösterdiler. Sazak, sözleriyle başlayan yazısında durumu
şöyle ele aldı:
Medya, trajedileri, sorumlu gazetecilikten kaçış için bir fırsat
olarak kullanıp sansasyon ve abartıya boğmakta mıdır?
Daha çok görsel medyayı hedef alan eleştirisinde Benjamin Radford
küresel medyanın ortak sorununa değiniyor:
"Bir hikâyeye duygusallık katmak kolayken, gerçeği ortaya çıkarmak
zordur."
Medya her zaman mitler yaratır ve toplumun kolektif nabzı, bazen
bir kaçırılma olayı üzerinde, bazen bir okul cinayetinde ya da
Prenses Diana'nın trajik ölümü gibi kaza - komplo karışımı haberler
üzerinde yoğunlaşır.
Hafta içinde televizyonların 19.00 ana haber bültenlerinde
'Zeynep'in kurtarılması' haberini izlerken, ulusal medyamızın
duygusal ve abartılı mitler sunmada küresel rakiplerinin hiç de
gerisinde kalmadığını gözlemledik.
Zeynep Sağıroğlu, "Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem ama
muhasebe okuyacağım" dese de, medyanın genç kıza biçtiği rol,
oyunculuk ya da mankenlikti!
Futbol fanatizmi, Zeynep fırtınası derken Türkiye'nin Formula
pistine benzeyen, magazine boğulmuş ve süratle 'tüketilen' gündemi
karşısında bazı haberler ister istemez geriye düşüyor.
Çocuğa 13 kurşun
Mardin Kızıltepe'deki 12 yaşındaki Uğur'un tanker sürücüsü babası
Ahmet Kaymaz'la birlikte 'terörist' oldukları gerekçesiyle
öldürülmesi olayının Beşiktaş - Çaykur Rizespor maçında cinayete
kurban giden Cihat'ın gölgesinde kalarak medyada hak ettiği kadar
yer bulmayışı, Milliyet dahil, gazetelerin 'öncelikleri' konusunda
okurlarımızdan eleştiri aldı.
Serdar Baran adlı okurumuz Milliyet'in 'demokrat' kimliğiyle
örtüşmediğini düşündüğü 3 haberi sıralamış:
"1- Gümüşhane'de Jandarma tarafından domuz avlarken öldürülen 2
köylü olayı ve sonrasını es geçmeniz.
2- Kızıltepe'de Uğur Kaymaz'ın sorgusuz infaz olayı.
3- Hakkâri'de öldürülen çoban."
21 Kasım'da Mardin Kızıltepe'de öldürülen baba - oğul Kaymazlar
haberi basında ilk olarak Özgür Gündem'de yer alıyor. Ertesi gün
Birgün gazetesi, olayın 'karakol baskını' olmayıp infaz niteliği
taşıdığını, 'Koruculuğu reddedince öldürüldüler' diye verdi.
Radikal de, 'İnfazın tanığı anlatıyor' diye olayın üzerine
gitti.
Milliyet, haberi 23 Kasım'da 'Tartışılan operasyon' diye
veriyor.
Gazetenin Kızıltepe olayını özel olarak görmeme, bu tür haberleri
'karartma' diye bir amacı olamaz. Çünkü Milliyet, Susurluk'tan bu
yana, devletin mafyalaşmasının cesaretle üzerine gitmiş, geçmişte
Abdi İpekçi'yi siyasi cinayete kurban veren bir gazete olarak 'hak
ihlalleri' karşısında daima yaşam hakkını ve hukukun üstünlüğünü
savunmuştur.
Metin Göktepe'nin öldürülmesi, 'Manisalı gençler' ve işkencede ölen
Hacettepe öğrencisi Birtan Altınbaş'la ilgili davalarda sanık
polislerin cezalandırılması sürecinin takipçisi olmuştur.
YAZI:Derya SAZAK