Medyadan matrak manzaralar
Abone olBasında ciddi haber-komik haber mücadelesinde şimdilik komik haberlerin kazandığını anlatan İlker Sarıer'den ilginç panorama. İşte medya manzaraları
Bunaltıcı yaz sıcaklarından olsa gerek, gazetelerin derin bir
rehavete girdiğine şüphe yok! Sabah Gazetesi'nin tecrübeli yazarı
İlker Sarıer, bu manzarayı adlı yazısıyla ortaya koyuyor ve
düşündürmeye devam ediyor:
Yazı: İlker Sarıer
Kaynak:
Sabahları kalkar kalkmaz bir ciddiyet hapı almak gerekiyor ki,
günlük gazeteleri okurken gülmekten katılmayasın. Gazetelerdeki
ciddi haber-komik haber mücadelesinde, şimdilik komik haberlerin
üstünlüğü devam ediyor. Bir de bu tabloya matrak tartışmaları
ekleyin, vallahi günde iki gazete kurcalayan insanın hayatta
psikiyatra ihtiyacı olmaz. 25 kuruşa bulunmaz tiyatro!
Başbakan Erdoğan, Rus lider Putin ile 4.5 saat baş başa görüşüyor.
Meraktan çatlıyoruz, neler konuştular diye... Tek satır tafsilat
yok! Yüzünde kıl oynamadan duran Putin ile 4.5 saat ne konuşulur,
ne sohbeti yapılır? Oturup bunca zaman Fenerbahçe'yi konuşamazsın;
geyik muhabbetlerimiz de uyuşmaz, onların Deli Petro'su nerede,
bizim Kore Harbi geyikleri nerede? Muhabbeti Ayastefanos'tan açmaya
kalksan kırgınlık çıkabilir.
İnanın, Erdoğan'ın Putin ile 4.5 saat baş başa görüşmesini bir
dayanıklılık rekoru olarak değerlendirmek bile mümkün...
Sen her gece düğün, dernek, klarnet, dümbelek Kasımpaşa'dan çık,
git Putin ile 4.5 saat muhabbet et! Daha ne olsun rekor için...
Bizim matbuatta çare tükenmez.
Soçi zirvesinden bir halt öğrenemediysen de "matrak üstü"
tartışmalara dalarsın, olur biter...
Sayın Ecevit, memleketin tartışmaya hasret kaldığını düşünmüş
olmalı ki, demli çayını karıştırırken tutmuş bir demeç
patlatmış:
Vahdettin vatan haini değildi!
Buyur buradan yak! Yağmurlu bir İstanbul sabahında bir İngiliz
dretnotu ile memleketten vınlayan Vahdettin'in kemikleri bile
kalmadı, biz oturup bunu tartışacağız.
Putin'in Rusyası, 1917'de, 80 yıl sürecek Bolşevik çizmesi rejimi
altına girerken, Osmanlı enkazı üzerinde genç cumhuriyetimizi kuran
zat
Gazi Mustafa Kemal değildi de herhalde Vahdettin hazretleriydi? Bu
kadarı da komiklikten çıkıyor yani...
Minik Serçe' nin sevgilisi Bodrum'da gazetecilere saldırmış...
Şaşılacak bir durum mudur bu? Sezen Aksu'nun sevgilisi "duayen
diplomatlık"tan mı geliyor ki gazetecilere saygıyla ve muhabbetle
yaklaşsın! Tabii ki saldıracak.
Cem Yılmaz da küfür savurmuş! Yapmayın kardeşim, bu arkadaşların
haberini yapacağız diye burunlarının dibine kadar yaklaşmayın siz
de... Elinizde son model teleobjektifler, kameralar var. Uzaktan
görün işinizi. Küfür edemeyecekleri kadar mesafede durun, olsun
bitsin...
Diyarbakır'da 20 ay önce büyük tantana ile açılan Kürtçe kursu,
"ilgi yetersizliğinden" kepenkleri indirmiş! Allah'tan ki, bir
dönem Kürtçe konuşulsun mu konuşulmasın mı tartışmasında,
birbirimizin gırtlağına sarılmamışız.
Gazeteler "ilgi yetersizliği" diyor ama bilfarz, Kürtçe'nin grameri
de Diyarbakırlılar'a ağır gelmiş olabilir. Bir tahmin sadece...
Son yumurtlama Barroso' dan olsun: AB Komisyonu başkanı olan bu
arkadaş, Pekin'i ziyareti sırasında ne demiş biliyor musunuz?
"Çin bir tehdit değil, büyük bir fırsattır. AB olarak Çin'i
değerlendirmeliyiz."
İster misiniz, biz AB'ye girdik giriyoruz diye papatya falı
açarken, küüüt diye Çin AB'ye giriversin! Eşekten düşmüş karpuza
döneriz kesin...
Veya diyelim tuttu Avrupa Birliği, Çin'e girdi! Böylece yeni
birlik, " ABÇ" oluverdi...
Olmaz olmaz demeyin... Türkiye'de günde en az iki gazeteye bakmayan
kişinin mutlu olması imkânsızdır!