Tecavüzcü, arsız, namussuz, hırsız, ahlaksız,
şerefsiz her yerde var. Dini, imanı olmaz
bunların, mekanları belli değil, her daim onları görmek
mümkün.
Medyada üç örnek yaşadık.
İlki Doğan Grubu'nda çalışan bir
kameraman.
Oturmuşluğumuz, sohbetimiz, aynı çorbayı içmişliğimiz oldu
geçmişte.
Bir benim değil.
Herkesin... Kameraman ve muhabir camiasının
yakından tanıdığı bir kişi.
Bakıyorsun adam şeker gibi. İnsansa insan.
Medeni.
Aaaa...
Bir de bakıyorsunuz ki adam "tecavüzcü." Doğan
Grubu'nun kameramanı, "bir apartmanın alt katında,
küçücük bir kızı sıkıştırırken"
yakalanıyor sonra!.
Kulağından tuttukları gibi cezaevine. Orada bir süre
besleniyor, sonra da canına kıyıyor.
Günahıyla, sevabıyla bu dünyadan çekip gidiyor.
İkinci örnek Ali Kırca. Hergün evimizde. Bir
görüntü çıktı biliyorsunuz. Ama ne duyan oldu, ne de gören.
Şimdi Youtube'da dolaşıyor o görüntü.
Ne vardı görüntüde. Seks...
Şehvet.
Şiddet... Ve karşı tarafın iddiaları.
atv'deydi Ali Kırca.
Sustuk!
Ve unuttuk... Kimseye maletmeden... Gülerek kıkır kıkır
"gördün mü" diyerek.
Ve Hüseyin Üzmez.
78'inde bir gazeteci. Üstelik hasta. Rivayetler
muhtelif. Kimi komplo diyor, kimi kesin hüküm veriyor, kimi de bu
işin içine, İslam"ı, din diyaneti bulaştırıyor.
-Vayyyy
-Vakit'in yazarı.
-Dinci Üzmez, 14'lük kızla.
-İslamcı yazar tecavüzcü çıktı.
Üç örnek. Üçü de medyadan. Ama biri var ki...
O "dinci!"
Peki ötekiler. Onlar hangi dinden? Bu din hepimizin. Yapmayın;
iktidarda AK Parti var diye uçkur düşkünü birinin omuzuna
basarak, yol almayın!
O yol çıkmaz yol çünkü...