Medyada tekelleşme tam gaz
Abone olZaman Gazetesi Yazarı Şahin Alpay, yazısında medya sektöründe yaşanan kargaşa ve tekelleşmeyi köşesine taşıdı. İşte Şahin Alpay'ın köşesinden ayrıntılar;
Açık Toplum Enstitüsü’nün “AB İzleme ve Savunuculuk Programı”
(EUMAP) yerel sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak, Avrupa
genelinde insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanındaki gelişmeleri
izlemekte. EUMAP, azınlıkların korunması, yargı bağımsızlığı,
yolsuzlukla mücadele, zihinsel özürlülerin hakları, kadınlara
fırsat eşitliği ve medya alanlarında raporlar yayımlıyor.
Objektif ve tarafsız haber veren, çeşitli ve kaliteli yorum sunan,
devletten ve çıkar gruplarından bağımsız medyanın özgürlükçü
demokrasinin işleyişi bakımından ne kadar hayati olduğunun altını
çizmeye gerek yok. Türkiye Koordinatörlüğünü Sabancı
Üniversitesi’nin İstanbul Politikalar Merkezi’nin yaptığı EUMAP’ın
Türkçe olarak yayımlanan “Avrupa Çapında Televizyon: Düzenleme,
Politikalar ve Bağımsızlık” başlıklı yeni raporu, Avrupa’nın 20
ülkesinde televizyon yayıncılığının karşı karşıya olduğu sorunları
ele alıyor. Raporun “Türkiye” bölümü bizim açımızdan büsbütün
ilginç. Ankara Ü. İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Bülent Çaplı
ile Hakan Tuncel tarafından kaleme alınan bu bölüm, ülkemizde radyo
ve televizyon yayıncılığına hakim olan derin kargaşayı gözler önüne
seriyor.
Bugün Türkiye’de 15 milyona yakın haneye ulaşan 14 ulusal, 13
bölgesel ve 203 yerel televizyon kanalıyla, 33 ulusal, 89 bölgesel
ve 873 yerel radyo istasyonu var. Uydu ve kablo dışında kalan radyo
ve televizyon yayınlarının herhangi bir lisans ya da resmî frekans
tahsisi olmadan, işgal edilen frekanslara hiçbir ücret ödenmeksizin
sürdürülüyor olması, medyamıza hakim olan kargaşanın bir boyutu. Bu
durum yalnızca haksız kazanç kaynağı olmakla kalmıyor, başka
sorunlar yanında “frekans kirliliği” dediğimiz teknik sorunlar
doğuruyor. Kargaşanın esas boyutu, medyada mülkiyet temerküzünün,
yani mülkiyetin giderek daha az elde toplanmasının ulaştığı nokta.
Bugün medyanın yaklaşık yüzde 80’i (medya-dışı pek çok yatırımları
olan konglomeralar içinde yer alan) büyük çapraz - medya
gruplarının elinde. Raporun basıldığı sırada bu grupların sayısı
dörttü (Doğan, Merkez, Çukurova ve Star); Doğan’ın Star’ı satın
almasıyla bunların sayısı üçe inerken, en büyük grup olan Doğan
grubunun izleyici payı % 26’ya, gazete tirajındaki payı % 41’e,
toplam reklam pazarı içindeki payı % 44’e çıktı.
Medyada mülkiyet temerküzünün boyutları uluslararası çapta ileri
gitmiş olduğu halde bu alanda düzenleyici kuralların bulunmuyor
oluşu, hukuk devleti açısından tam bir rezalet. Bilindiği üzere,
medya sahiplerinin ellerindeki yayın organlarını hükümetlerden
çeşitli avantalar elde etmek için bir baskı aracı olarak
kullanmalarını engellemek amacıyla 1994’te çıkarılan kanunla,
mülkiyete % 20’lik tavan getirilmişti: Hiçbir hissedar bir (veya
birden fazla) yayın kuruluşunun toplam % 20’den fazla hissesine
sahip olamayacaktı. Bir yayın kuruluşunda % 10’dan fazla hissesi
bulunanların kamu ihalelerine girmesi de yasaklanmıştı. Ne var ki
medya patronları, başka kimseler üzerine gösterilen hisselerle
kanunun getirdiği sınırları kolaylıkla çiğnediler ve düzenleme
amacına ulaşamadı. Kamu ihalelerine girmelerini engelleyen
düzenlemeden rahatsız olan medya patronlarının yürüttüğü yoğun lobi
sonucunda kanun Mayıs 2002’de değiştirildi: İhale yasağı kalktığı
gibi, mülkiyete % 20’lik hisse sınırı yerine (herhangi bir kanalın
bu orana ulaşması mümkün olmadığı için mülkiyette sınırlamayı
fiilen ortadan kaldıran) % 20’lik izleyici oranı sınırı getirildi.
Bu düzenlemenin sakıncısını gören Cumhurbaşkanı’nın başvurusu
üzerine Anayasa Mahkemesi ilgili madde (29) hakkında önce yürütmeyi
durdurma, sonra da (2004’te) iptal kararı verdi. TBMM iptal edilen
maddeden doğan boşluğu giderecek bir düzenleme getirmediği için,
bugün Türkiye’de medya mülkiyetini düzenleyen yegane kural,
herhangi bir yayıncılık şirketinde yabancı sermaye oranının % 25’i
geçememesi. Radyo ve televizyon istasyonlarının mülkiyeti yine
fiktif olmaya, yani gerçek sahiplerinden başka kişilerin üzerinde
kayıtlı olmaya devam ediyor. Bu konuya devam edeceğim.