"Aman ha!" sözü medyanın tepe yöneticilerinin
ağzında nakarat gibi tekrarlanıyor. Bu sözü duyanlar bazen işi
salaklığa vuruyor:
- Ne oldu?
Aslında ne olduğunu biliyorlar!
"Aman ha!" diyen yönetici iktidar cenahını
rahatsız etmek istemiyor.
Rahatsız edici bir yayınla, azar işitmek istemiyor daha
doğrusu..
Koltuk korkusu yaşayanlar da yok değil!
***
Peki işsiz kalmak mı daha iyi?
Yoksa, medya tarihine korkak bir medya yöneticisi olarak girmek mi
daha iyi?
***
Kimi "yandaş" diyor!
"Kimi "candaş" diyor!
Kimi "merkez medya" diyor!
Kimi "muhafazakar medya" diyor!
"Yandaş" olarak tarif edilen muhafazakar
medya ile "candaş medya" dedikleri merkez
medyaya baktığımızda, iktidara yapılan eleştiriler konusunda
muhafazakar medyanın notu daha yüksek. Merkez medyanın
sürekli durumdan vazife çıkarmasıdır, notunun düşmesine sepep
olan.
Şu Gezi eylemlerinin ilk günlerini hatırlayın!
Kanal7, TVNet,
Samanyolu, TGRT Haber ve Halk
TV 24 saat canlı yayın yaptı. Eylemlerin ikinci
gününde Halk TV hariç muhafazakar
medyanın televizyonları erken havlu attı. Sözünü
ettiğim televizyonlar hiç olmazsa bir gün doğru düzgün yayın
yaptılar.
Ya merkez medya...
Kim durdurdu onları?
Sakın!
Sakın ola ki iktidar kanadından bir susturma operasyonu yapıldığını
kimse bana söylemesin. Zira öyle bir şey olmadı.
Erdoğan'ın ekrandaki sert konuşmaları, bu arkadaşların
tamamını hizaya sokmaya yetti. Hepsi durumdan vazife
çıkardı ve Gezi'yle ilgili zerre kadar yayın yapılmadı.
KONDA'nın son anketinde televizyonların
ne kadar geriden geldiğini hepimiz gördük.
Yasası olmayan İnternet Medyası bile
gazetelere nal toplattı.
***
Hakkını teslim edelim!
Yeni Şafak Grubu, özellikle TVNet televizyonu, merkez medyanın köşe
bucak saklandığı bir dönemde, yöneticilerinin uykularında bile
"aman ha" diyerek uyandıkları bir dönemde, parmak ısırtan yayınlar
yapıyor.
Bu yazdıklarıma inanmayanların güldüğünü görüyorum. Ama Barış
Yarkadaş gibi zaptedilmesi güç bir gazetecinin TVNet'te program
yaptığını görünce ben de yazdıklarıma inanmayanlara gülüyorum.
Salih Tuna ile TVNet'te program yapan Barış'ın "özgürce
tartışıyoruz" sözü çok anlamlı!
"Aklım almıyor!" diyor Barış!
Benim aklım alıyor!
Zira, İbrahim Karagül ve arkadaşları, "Beyefendi çok rahatsız"
palavralarına inanmıyor ve doğru bildikleri yolda ilerliyorlar.
İbrahim Karagül de diğerleri gibi "Beyefendi çok rahatsız" yalanına
inanmış olsaydı eğer, Barış Yarkadaş'ın TVNet'teki programının
yerinde yeller esiyordu şimdi.
***
Şimdi tekrar başa dönelim...
İbrahim Karagül, sabahtan akşama kadar fırça yiyen bir yönetici
olsaydı, sürekli işini kaybetme, daha doğrusu altındaki koltuğu
kaybetme korkusu yaşasaydı, diğerlerinden bir farkı olur muydu?
İbrahim Karagül, TVNet'te Veyis Ateş'in yaptığı programlarda
sınırsız ama küçük düşürücü, aşağılayıcı ifadelerden uzak özgürlük
vermeseydi bu kadar başarılı olabilir miydi?
Sanmam!
Korkaklık hiçbir zaman başarı getirmez.
Korku diğer korkuları dağ yapar ve üzerine yıkar!
Ondan sonra debelen debelenebildiğin kadar!
Bir bakın etrafınıza... Korku dağları altında ezilen ve ezildikçe
debelenen ne çok medya yöneticisi var!