Medya yine sınıfta kaldı
Abone olTürk medyası yine sınıfta kaldı. Millward Bronwn, 25 ilde bin 742 kişi ile görüştü ve bakın nasıl sonuçlar çıktı.
'Güvenilirlik' anketlerinde alt sıralarda yer alan
medya, toplumun taleplerine cevap veremiyor. Son kamuoyu
araştırması da okurun medyada değişim talebini öne çıkardı.
Türkiye'de gazetelerin okuyucunun taleplerini ne
derece karşıladığı yönündeki tartışmalara uluslararası araştırma
şirketi Millward Brown'ın son raporu yeni bir boyut kattı.
25 ilde bin 742 kişi ile yüz yüze yapılan görüşmelerden
düşündürücü sonuçlar çıktı. 'Gazetelerden memnun musunuz?'
sorusuna 100 kişiden sadece 18'i 'son derece memnunum' cevabını
verdi. Oran niye düşük? Çünkü içerik zayıf ve haberler
taraflı veriliyor.
Türkiye'nin niçin bir dünya markası yok sorusu hemen her sektör için geçerli. Mercedes Almanya ile, Toyota Japonya ile ne kadar özdeş hale gelmişse Newyork Times ya da Wall Street Journal gazetelerinin isimleri de hep Amerika ile yan yana zikredilir.
Medya alanında diğer ülkelerin de dünya markası haline gelmiş başarılı gazete, dergi, ajans ve televizyonları mevcut. Ancak Türkiye dünya gündemine yön verecek marka ya da markaları çıkarma konusunda henüz emekleme aşamasında. Günlük gazete satışları 5 milyon gibi hiç de hafife alınmaması gereken bir rakama ulaşmasına rağmen içerik ve tasarımdan baskı kalitesine varıncaya dek hemen her aşamada dikkat çekici eksiklerin varlığı bilinen bir gerçek.
Dolayısıyla medyanın kendini geliştirme adına atacağı adımlardan
evvel faturayı okura kesmesi, 'okuma alışkanlığı yok' gibi kolaycı
bir yaklaşımla meseleyi geçiştirmesi çözüm getirmiyor. Üstelik bu
tavır ürün-müşteri ilişkisinde masanın bu tarafında yer alanları
sorumluluktan kurtarmadığı gibi sektörü içinde bulunduğu
darboğazdan da çıkarmıyor. Sadece ülke sınırları içinde değil dünya
çapında çok satan, çok okunan ve haberlerine atıf yapılan
gazetelerin çokluğu tıpkı kişi başına düşen otomobil, doktor başına
düşen hasta sayısı gibi ülkelerin gelişmişlik seviyesini ortaya
koyan göstergelerden biri olarak kabul ediliyor. Özetle ülkenin
marka değerini güçlendiriyor medya. Özeleştiri için parmak
kaldıranlar arasında ilk sırayı gazeteciler almalı.
|
İşte Zaman, 22 yıllık kısa tarihinin her kilometre taşında en büyük destek ve yol göstericisi olarak gördüğü okurun bu yöndeki değerlendirmelerini almaya devam ediyor. İlkini 2006 yılında uluslararası araştırma şirketi Millward Brown'ın (MB) yaptırdığı araştırma yeniden güncellendi. 9 Temmuz-1 Ağustos 2008 tarihleri arasında 25 ilde bin 742 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan son araştırma sadece Zaman için değil medyanın geneli için çarpıcı sonuçlar içeriyor.
İlki 2006'da yapılan araştırmanın 100 kişiden sadece 18'i günlük Olaylara taraflı yaklaşılması |
GAZETELERDE ÇOK FAZLA MAGAZİN HABER VAR
Hem memnuniyetini ifade eden hem de 'yeterli değil' diyenler haber kalitesinin zayıf olduğunda birleşti (yüzde 46). Olaylara taraflı yaklaşılıyor diyenlerin yüzde 36 gibi önemli bir orana ulaşması sık sık tartışma konusu olan tarafsızlık ilkesinin çok sağlıklı işlemediğini ortaya koyuyor. Çok fazla magazin habere yer verilmesi de üçüncü bir eleştiri olarak rapora yansıdı (yüzde 21). Bunu yüzde 6 ile zayıf içerik, yüzde 5 ile gazetelerin benzerliği takip etti. 'Yeterince bilgi alınamıyor' diyenler ile 'çok fazla reklam sayfası var' diyenlerin oranı ise yüzde 4 olarak çıktı.
Farklı sektörlerde pek çok şirket için tüketici tercihleri konusunda önemli araştırmalar yapan Milward Brown Türkiye'nin 'Okuyucu Tercihleri ve Konumlandırma Araştırması'nda medyaya dönük genel eleştirilerin yanı sıra araştırmaya konu olan gazetelerin son iki yılda nereden nereye geldiği de gözler önüne seriliyor. 'Marka Dinamikleri' (Brand Dynamics) kategorisinde elde edilen sonuçlar okur algısının nasıl pazar payına dönüştüğünü gösteriyor.
Ankete katılanlara yöneltilen ilk soru okurların gazetelerden memnuniyet düzeyini ortaya çıkarırken, memnuniyet kadınlar ve genç yaş gruplarında daha yüksek. Orta yaş grubu ile erkekler arasında gazetelerden beklenti daha fazla. Gazete bazında bakıldığında Zaman, yüzde 19 ile 'son derece memnunum' diyen okur kitlesiyle ilk sırada yer alıyor. Yüzde 16 ile Sabah ve Akşam Zaman'ı takip ediyor. Aynı kategoride Hürriyet ve Milliyet yüzde 15'er, Vatan ise yüzde 11'lik orana sahip. 'Gazetelerden son derece memnunum' diyenlerin oranının yüzde 19 olduğu dikkate alındığında Zaman, araştırmadaki ortalamayı yakalama başarısını gösterdi.
Yine 'oldukça memnunum, ancak geliştirilmesi gereken konular var' diyenlerin oranı memnun olanlar ile hiç memnun olmayanlar arasında paylaştırıldığında okurların gazetelerden genel memnuniyet derecesi hiç iç açıcı değil. Araştırmanın bu yönü tüm gazetelerin ve yöneticilerinin üzerinde dikkatle düşünmesi gereken faktörlerin başında geliyor. Detaylara inildiğinde memnun olanların çoğu okuduğu gazetenin kendilerine hitap ettiğine ve gerçekçi haberler yayımladığına inanıyor. Buna göre doğru haber yayımlama oranı arttıkça okur memnuniyeti de artacak. Bir başka ifadeyle gazetecilik toplumun güvendiği meslekler arasında daha yukarılara tırmanacak.
|
GELİR ARTTIKÇA OKUR DAHA SEÇİCİ DAVRANIYOR
Araştırmadan çıkan sonuçlara göre okurlar için doğru gazete seçimi çok önemli. Doğru gazeteyi okumak 'çok önemli' ve 'önemli' diyenlerin toplam oranı yüzde 89. 25 yaş üzerindekiler doğru gazete seçimi konusunda hassas. Rakamlar yüzde 90'ın üzerinde seyrediyor. Sosyo ekonomik gruplarda da bir farklılık göze çarpmıyor. Üst gelir grubu olarak bilinen AB ve C1 sosyo ekonomik gruplarındakilerin çoğu doğru gazete seçtiğine inanıyor.
Gelir seviyesi arttıkça okurlar gazete seçiminde daha bilinçli davranıyor. Bu tür okurlar 'yüzer gezer' okur diye tabir edilen kararsızlar grubuna girmiyor. Peki doğru gazete seçmek niçin bu kadar önemli? MB medya araştırması bu soruya da cevap arıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 58'i bu soruya 'doğru bilgi almak için ve haberleri doğru kaynaktan okumak için' şeklinde cevaplandırıyor. Böylece okuyucu doğru bilgi verdiğine inandığı gazeteyi alma fikrine açık olduğunu da ifade etmiş oluyor.
Görüş alınan kişilerin yüzde 11'i gazete tercihinde seçici değil. Çünkü bu grupta yer alanların yüzde 22'sine göre haberler hepsinde aynı. Yüzde 18'lik bir grup da 'bütün gazeteler birbirinin aynı' ifadesini kullanıyor. Yüzde 14'ü ise fazla gazete okumadığını ve gazeteleri önemsemediğini aktarıyor.
Zaman