Medya sakatatçı dükkanı gibi
Abone olMilli Eğitim Bakanı Çelik, 70 milyonluk Türkiye'de 3 milyon gazete satıldığını belirterek, bu durumdan yakındı. Çelik'e göre bu durumun kabahati, çığırından çıkan medya..
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 70 milyon nüfusa sahip
Türkiye'de toplam gazete tirajının 4 milyon olduğunu belirterek,
gazetecilik anlayışının da değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Çelik, "Manşetler malum, 2. safyada süslü hatunlar, 3. safyada
kaynanasını kesen damatlar, bir sakatatçı dükkanı manzarası arz
ediyor." dedi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ankara
Üniversitese Dil Tarih Çoğrafya Fakültesi Bilgi Belge Yönetimi
Bölümü tarafından düzenlenen 'Kütüphaneciliğin Destanı Uluslararası
Sempozyumu'nun açılışına katıldı. Açılışa ABD'nin Ankara
Büyükelçisi Eric Edelman ve Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras
da katıldı. Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik,
Türkiye'de bazı kişilerin kitap okumadığını ancak gazete
okuduklarını söylediğini hatırlatarak, "70 milyonluk Türkiye'de
gazetelerin tirajı 4 milyonu geçmiyor. Satılanın da 3 milyon küsur
olduğu ifade ediliyor." diye konuştu. Alınan gazetelerin yüzde
kaçının okunduğu konusunun da tartışılması gerektiğini ifade eden
Çelik, birbirinden gazete isteyen insanların, "gazetenizi
okuyabilir miyim yerine bakabilir miyim" dediklerini kaydetti.
İstanbul'da Kadıköy'de vapura binenlerin Sirkeci'ye gidinceye kadar
20 dakikalık vapur yolculuğnda 60-70 sayfalık gazeteleri okuyup
bitirdiklerini dile getiren Çelik, şunları kaydetti: "60-70
sayfalık gazete 20 dakikalık vapur yolculuğu sırasında nasıl
bitiyor. Gazetelerin bu yönü ile sorgulanması gerekiyor. Manşetler
malum, 2. safyada süslü hatunlar, 3. safyada kaynanasını kesen
damatlar, bir sakatatçı dükkanı manzarası arz ediyor. Gerisi malum
zaten, böyle bir gazetecilik anlayışının sorgulanması lazım. Yazıya
göre resim anlayışına dayalı bir gazetecilik değil resme göre yazı
anlayışına hakim bir gazetecilik var." Türkiye'de okul bitirmiş
diplomalı kişilerin bile okuma yazmadan mahrum olduğunu söyleyen
Çelik, "Okuma yazmadan kastım, entellektüel derinliği olan okuma
yazmadır. Ninemin söylediği alfabe değil" dedi. "95 KİŞİYE BİR
KAHVEHANE, 65 BİN KİŞİYE BİR KÜTÜPHANE DÜŞÜYOR" Türkiye'de 95
kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye bir kütüphane düştüğünü anlatan
Çelik, bunun sorgulanması gereken bir durum olduğunu söyledi.
ABD'de 16 bin kütüphane ve 8 bin Mc Donald's şubesi olduğunu
kaydeden Çelik, "Fakat bizim kebapçıları, dönercileri falan bir
hesaba kattığımız zaman kütüphane sayısı ile mukayese edersek
durumumuzun iyi olduğu söylenemez. Tüm Türkiye'de toplam bin 502
tane kütüphanemiz var. Buna üniversite kütüphaneleri, Kültür ve
Turizm Bakanlığına bağlı bütün kütüphaneler de bağlı. " ifadelerini
kullandı. Çelik, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu
belirterek, "Bu gerçeği ifade ettiğmiz zaman, (dünyaya karşı neden
ülkeyi küçük düşürüyoruz) diye bir itiraz yükseliyor, dile
getirmediğimiz zaman da bu problemi görmemezlikten gelmiş oluyoruz.
Yeryüzünde hiçbir şey gizlenmiyor, saklanmıyor. Bizim bunu
söylememiz gerçeği değiştirmiyor." dedi Almanya'da 11 bin 382,
Fransa'da 4 bin 8, İngiltere'de 4 bin 937 kütüphane olduğunu
söyleyen Çelik, "Türkiye'de kütüphanelerde çalışan insan sayısı,
kişi başına düşen kitap sayısı itibariyle hesap yaptığımızda
durumumuzun iyi olduğunu söylemek mümkün değil." ifadesini
kullandı. Sempozyumun küçük bir salonda yapılmasını rağmen,
sıraların üçte birinin boş olduğuna dikkat çeken Çelik, "Katılım
olması gerekenden oldukça az. Ben belge ve bilgi yönetimi ile
uğraşan değerli bilim adamlarımıza şunu ifade ediyorum. Asla
moralinizi bozmayın, sizin yapmaya çalıştığınız iş bir tamir,
onarım faaliyetidir. Onarım zor iştir ancak yakım son derece
kolaydır. Biz bu kadar çaba gösteriyoruz, toplantılar düzenliyoruz
ama mesafeler alamıyoruz şeklinde bir karamsarlık içine girmeyelim.
Bin beş yüz sefer de olsa bunu söylemek zorundayız." diye konuştu.
Ciddi şeylerin dünyanın her yerinde fazla müşterisi olmadığını
kaydeden Çelik, "Burada magazinel bir toplantı olsaydı, bu salonlar
dolar taşardı." dedi. "RAHMETLİ ÖZAL'IN HATIRASI ÖNÜNDE BİR KEZ
DAHA EĞİLMEK İSTİYORUM" Osmanlı'da arşivin hazine ile eşdeğer
tutulduğunu dile getiren Çelik, "Bundan dolayıdır ki, bütün
atılmalara, çürütülmeleri, bizim mirasyediliğimize ve
gamsızlığımıza rağmen bizim arşivlerimiz dünyanın en zengin
arşivleridir." ifadesini kullandı. Başbakanlık arşivi denilen
Osmanlı arşivinin eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın gayretleri ile
kurtulduğunu kaydeden Çelik, şöyle devam etti: "Burada Rahmetli
Turgut Özal'ın hatırası önünde bir kez daha eğilmek istiyorum.
Başbakanlık arşivi dediğmiz Osmanlı arşivi onun gayret ve himmeti
kurtarmıştır. Aksi halde onlar çürümeye devam edecekti. Bugün bir
çok konuda, dünya tarihine ışık tutacak belgeler bizim arşivlerden
bulunabiliyorsa, bunu merhum Özal'a borçluyuz." "İBN-İ SİNA'NIN
BİLGİSİ BUGÜNKÜ PRATİSYEN HEKİMİN BİLGİSİNİN ONDA BİRİ KADARDI"
Bilgi ve belge yönetiminin bugün eskiye nazaran çok daha fazla
önemli olduğunu ifade eden Çelik, "Eskiden, çok az bilgi vardı,
insanlar o bilgileri hafızalarında rahatlıkla tutabiliyordu. Bugün
bu mümkün değil. İbni Sina tıp da deha kabul edilir. Ancak İbni
Sina bugünkü bir pratisyen hekimin onda biri kadar belki tıp
bilgisine sahip değildi. O gün için tıpla ilgili bütün bilinenler
100-200 sayfalık bir kitabı dolduracak kadardı. bugün, tıbbın
herhangi bir alanını ele alın, yazılıp çizilenler bir kütüphaneye
sığmıyor." şekline konuştu. "SÖZEL BÖLÜMLERE ÜVEY EVLAT MUAMELESİ
YAPMAYIN" Çelik, konusmasında kendisinden önce açıklama yapan
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras'ın "Kütüphaneci
temininde güçlük yaşanıyor. Uzman var ancak kadro yok" şeklindeki
sözlerine de cevap verdi. Çelik, Aras'a hitaben şöyle konuştu:
"Üniversitelerimizin kaynaklarının büyük bir kısmı başka taraflara
akıyor. Siz bizden kütüphaneci istiyorsunuz. Bu konuda üzerime
düşeni yapacağımdan emin olabilirsiniz ama lütfen siz de özellikle
rektörlük bütçelerini ayırırken, bu bölümlere üvey evlat muamelesi
yapmayın. Sosyal bilimlere fazla para harcanmıyor. Belge ve bilgi
yönetimi alanları bizim ihmal etmemiz gereken alanlardır." Törende
bir konuşma da ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman yaptı.
Edelman, konuşmasında dünya standartlarında eğitim almış, mevcut
rekabet içinde kendine yer edinebilecek bireyler yetiştirmek için
kütüphane kaynaklarına kolay ulaşılabilmesinin önemine vurgu
yaptı.