Her şeyin başı, geliyor reklama dayanıyor, çünkü.
Dijital reklamda, uygar ülkeler mesafeyi epey açmışlar!
İngiltere'de,İnternet reklamları televizyonun önünde.
Amerika'da ise, televizyonun hemen ardından geliyor, İnternet
reklam satışı.
Türkiye'ye baktığımızda durum vahim!
"İnternet reklamı" diyoruz, karşımızdaki kişi resmen
uyuyor!
Gazetelere tam sayfa bilgisayar reklamı veren, İnternet söz konusu
olduğunda dudak büken firma sahipleri var ülkemizde. Haftasonları
ekleri, teknoloji ürünleriyle kaplı. İnternet reklamı yok, ya da
google ile yetinen var.
Geçen hafta Aile Bakanı Fatma Şahin'le beraberdik. Bir kamu reklamı
gösterdiler, ilk defa gördüğümü söyleyince şaşırdı. Şaşıracak bir
şey yok oysa, o reklamın en etkili olabileceği alan
İnternet...
İnternet'ten kastım, bakanlığın resmi web sitesi değil..
İnternet sitelerinden bahsediyorum!
***
Patronların reklam beklentisi haklı olarak yüksek!
3-5 milyon dolar onlar için, çerez parası.
İnternet Medyası ise, bu para ile sadece insana yatırım
yapıyor. Daha fazlası, sahada adam çalıştırmak anlamına
gelir. Daha fazlası,yerlere yayılmak anlamına gelir. Daha
fazlası, her ilde bir veya iki kişi istihdam anlamına gelir. Daha
fazlası, yurtdışı temsilciliklerin açılması anlamına gelir.
50 milyon dolarlık bir yatırım ise, Hürriyet'e Sabah'a, Milliyet'e
kafa tutmak anlamına gelir.
Bizim matbaa sorunumuz yok, kağıt sorunumuz yok, dağıtım sorunumuz
yok!
Sahada ekip olunca...
Ankara ve İstanbul merkezli 30 kişilik bir editöryal yapı
oluşturulunca...
Hürriyet'ten, Sabah'tan farkınız kalmıyor.
Burada gelir önemli hale geliyor!
O gelir,yine de medya patronları için düşük!
Hal böyle olunca, İnternet ikinci planda kalıyor!
Medya patronları reklam geliri az diye, İnternet Medyası'na
yatırım yapmıyor!