Medya, Orhan Pumuk'u es geçti
Abone olUzun süre gündemden düşmeyen Orhan Pamuk, Almanya'da "Barış Ödülü" aldı. Fakat bu olay, medyada fazla yer bulmadı. Sadece bir gazete Pamuk'u manşete taşıdı.
Yalçın Pekşen, "Barış Ödülü"nü almasına rağmen medyada hak
ettiği yeri bulmadığını düşündüğü Orhan Pamuk'u yazdı. Pekşen,
sadece Akşam'ın manşetten verdiği Pamuk'a diğer medya
kuruluşlarının ve gazetelerin önem vermediğini ve bunun yersiz
olduğunu yazdı. Bu yapıldığını gösterdi.
Yazı : Yalçın Pekşen
Kaynak :
'Alman Nobel'i deniyor ama o kadar değil; ancak Alman Yayıncılar ve Kitapçılar Birliği'nin 'Barış Ödülü' yabana atılacak bir ödül değil.
En azından bizim gibi 'Türk, öğün, çalış, güven' sözünün ilk emrine gönül vermiş bir ulus için küçümsenir hiçbir yanı olamaz!
Ne var ki, bu yıl Barış Ödülü Orhan Pamuk'a verildiği halde, fazla ses getirmedi.
Günlük gazeteler genelde işi tek sütunda bitirdiler.(Sadece AKŞAM manşete taşıdı) Televizyonlar ya son sıralarda verdi, ya vermedi. Rahat rahat övünebileceğimiz bir konu güme gitti.
Hiç kuşkusuz olayda, yazarın bir süre önce söylediği '1 milyon Ermeni ile 30 bin Kürt öldürüldü' sözlerinin etkisi büyüktü.
Bu sözlerinden ötürü Orhan Pamuk'a ateş püsküren medya, ansızın çark edip onu göklere çıkaramadı.
Ödül gerekçesi de epey anlamlıydı:
'Yazarın eşşiz hafızası ne kadar inatla büyük Osmanlı geçmişine kadar uzanıyorsa, o kadar korkusuzca bugünün yakıcı konularını ele alıyor, insan ve azınlık hakları için çaba gösteriyor.'
Bunun üzerine Birlik Temsilcisi'ne şu soru soruldu:
-Orhan Pamuk'un eşsiz hafızası ile hatırladığı konu Ermeni meselesi olabilir mi?
Temsilci 'Hiç alakası yok' yanıtını verdi.
* * *
Aslında alakası olabilir. Yine de bizim fazla büyütmememiz gerekir.
Orhan Pamuk belki en iyi Türk yazarı değil; ancak daha zor bir işi başardı ve yurtdışında en çok tanınan Türk yazarı oldu.
Ülkemizin haritadaki yerinin bile çoğunlukla bilinmediği Batı dünyasında bunun ne zor bir iş olduğu tahmin edilebilir.
Orhan Pamuk kendisinden önceki yazarların aklına gelmeyen bir şey yaptı.
Kişisel öyküler anlatan bir-iki kitabından sonra bizi içeriden bir gözle' batılılara anlatmaya çalıştı.
Ve bu işi hayranlık uyandıracak edebi bir üslupla yaptı.
Örneğin 'Beyaz Kale' Osmanlı Devleti'nin, 'Kara Kitap' İstanbul'un, 'Yeni Hayat' Anadolu'nun, 'Benim Adım Kırmızı' Osmanlı sanatının edebi bir dille anlatılmasıdır. 'Kar' ise günümüz İslam dünyasını anlatır.
Kar romanında yer alan 'Katil ile Maktül Arasında İlk ve Son Konuşma' başlıklı bölüm, sadece 8 sayfada, hepimize (özellikle de Batılılara) bir İslam militanının düşünce yapısını ile İslam dininin sistematiğini, onlarca kitabın açıklayamayacağı ölçüde kapsamlı, edebi ve mizahi bir dille aktarır.
Özetle: Pamuk önemli bir yazarımız. Onunla övünmeyi sürdürelim. Bize ters gelen düşünceleri yüzünden reddedersek, önemli bir yazarı aşağıladığımız için, biz de aşağılanabiliriz.
Yazı : Yalçın Pekşen
Kaynak :
'Alman Nobel'i deniyor ama o kadar değil; ancak Alman Yayıncılar ve Kitapçılar Birliği'nin 'Barış Ödülü' yabana atılacak bir ödül değil.
En azından bizim gibi 'Türk, öğün, çalış, güven' sözünün ilk emrine gönül vermiş bir ulus için küçümsenir hiçbir yanı olamaz!
Ne var ki, bu yıl Barış Ödülü Orhan Pamuk'a verildiği halde, fazla ses getirmedi.
Günlük gazeteler genelde işi tek sütunda bitirdiler.(Sadece AKŞAM manşete taşıdı) Televizyonlar ya son sıralarda verdi, ya vermedi. Rahat rahat övünebileceğimiz bir konu güme gitti.
Hiç kuşkusuz olayda, yazarın bir süre önce söylediği '1 milyon Ermeni ile 30 bin Kürt öldürüldü' sözlerinin etkisi büyüktü.
Bu sözlerinden ötürü Orhan Pamuk'a ateş püsküren medya, ansızın çark edip onu göklere çıkaramadı.
Ödül gerekçesi de epey anlamlıydı:
'Yazarın eşşiz hafızası ne kadar inatla büyük Osmanlı geçmişine kadar uzanıyorsa, o kadar korkusuzca bugünün yakıcı konularını ele alıyor, insan ve azınlık hakları için çaba gösteriyor.'
Bunun üzerine Birlik Temsilcisi'ne şu soru soruldu:
-Orhan Pamuk'un eşsiz hafızası ile hatırladığı konu Ermeni meselesi olabilir mi?
Temsilci 'Hiç alakası yok' yanıtını verdi.
* * *
Aslında alakası olabilir. Yine de bizim fazla büyütmememiz gerekir.
Orhan Pamuk belki en iyi Türk yazarı değil; ancak daha zor bir işi başardı ve yurtdışında en çok tanınan Türk yazarı oldu.
Ülkemizin haritadaki yerinin bile çoğunlukla bilinmediği Batı dünyasında bunun ne zor bir iş olduğu tahmin edilebilir.
Orhan Pamuk kendisinden önceki yazarların aklına gelmeyen bir şey yaptı.
Kişisel öyküler anlatan bir-iki kitabından sonra bizi içeriden bir gözle' batılılara anlatmaya çalıştı.
Ve bu işi hayranlık uyandıracak edebi bir üslupla yaptı.
Örneğin 'Beyaz Kale' Osmanlı Devleti'nin, 'Kara Kitap' İstanbul'un, 'Yeni Hayat' Anadolu'nun, 'Benim Adım Kırmızı' Osmanlı sanatının edebi bir dille anlatılmasıdır. 'Kar' ise günümüz İslam dünyasını anlatır.
Kar romanında yer alan 'Katil ile Maktül Arasında İlk ve Son Konuşma' başlıklı bölüm, sadece 8 sayfada, hepimize (özellikle de Batılılara) bir İslam militanının düşünce yapısını ile İslam dininin sistematiğini, onlarca kitabın açıklayamayacağı ölçüde kapsamlı, edebi ve mizahi bir dille aktarır.
Özetle: Pamuk önemli bir yazarımız. Onunla övünmeyi sürdürelim. Bize ters gelen düşünceleri yüzünden reddedersek, önemli bir yazarı aşağıladığımız için, biz de aşağılanabiliriz.