Medya Mustafa Sarıgül'ü bekliyor
Abone olCHP sempatizanı medyayı masaya yatıran Yeni Şafak yazarı Taha Kıvanç, şu sıralar AK Parti'yi öven medyanın, bir süre sonra bu partinin altını oyacağını savundu.
Taha kıvanç'ın yazısı... Ne partizanı, oğlum? TRT şu sıralarda
çok konuşuluyor. Üzerinde en fazla yazılan kurumların başında da
TRT geliyor. Beş ayrı kanaldan hergün durmamacasına yayın yapan bir
kurumun konuşulup tartışılmasını doğal karşılarım. TRT için en
korkunç an artık hiç kimse tarafından ciddiye alınıp üzerinde
durulmamak olmalı... Sohbet ve yazı konusu yapılmasını bu yüzden
anlıyorum TRT'nin de, bir yerlerde karşıma "TRT'de yanlı yayın
yapılıyor" veya "TRT iktidar borazanı oldu" türü haberler
çıktığında yine de tepem atıyor. TRT için söz konusu olabilecek en
son bühtan, hiç kuşkusuz, 'partizanlık' yaptığı iddiasının
dillendirilmesidir... Yeni bir yarışma programı başlıyor TRT'de,
herhalde duyuruları gözünüze çarpmıştır. Kim sunuyor o programı?
Program, bildiğim kadarıyla, kurum dışında hazırlanıyor. Sunucu
olarak ilk akla gelen kişi Tamer Karadağlı'ydı. Çok satan
gazetelerin televizyon eleştirmenleri, "Olur mu hiç canım?" diye
yazılar yazdılar ve sunucu adayının dâvâ konusu olmuş evlilik-dışı
ilişkisini hatırlattılar. Artık şirket mi o isimden vazgeçti, yoksa
TRT yönetimi mi olmayacağını şirkete bildirdi, bilmem; Tamer
Karadağlı'nın o yarışmayı sunma projesi gündemden düştü. Yarıştıran
isim şimdi Metin Uca... Bu ismi daha önceleri bir özel
televizyondaki sabah programında tanımış olanlar, stüdyo duvarına
iliştirdiği siyasetçi fotoğraflarına attığı okları ve haber
kupürlerini yorumlayışını bilenler, TRT'nin politize hale geldiği
iddialarına benim gibi gülüp geçeceklerdir. O dönemde Star'da
yönetici olarak çalışmış bir dostum, her yayından sonra Ak Parti
yöneticilerinden gelen şikâyet telefonlarından "İllâllah" dediğini
aktarırdı bana. Kendisine karşı o dönemde açılmış dâvâlar da vardır
herhalde. AK Parti TRT'yi partizanca kullanma niyetinde olsaydı
veya TRT yönetimi Ak Parti'nin hassasiyetlerine dikkat etmeyi şiar
edinseydi, herhalde program başına epey yüklü bir ücret karşılığı
Metin Uca'nın ekrana çıktığını göremezdik. Mehmet Barlas'ın
haftalık 'Sinerji' programını erken bitirten bir kurum TRT. Metin
Uca'nın bir özel kanalda program yapması söz konusu olduğunda,
kanalın üst düzey yöneticilerinden biri, "Böyle birini transfer
edebilirsiniz, ama ertesi gün ben olmam" diye meydan okumuştu...
Özel kanalın almaya cesaret edemediği birini TRT ekranına
çıkartmak, 'partizanlık' iddialarını bütünüyle boşa çıkartan bir
davranış biçimi... Başbakan ve bakanların en az çıktığı ekran da
TRT... Eskiden, politikacılar, özel kanalları ihmal etmeseler bile,
önemli mesajlarını TRT'den vermeyi tercih ederlerdi. Şöyle bir
geriye yaslanıp düşünürseniz, hemen bütün önemli konularda ilk
tepkiyi politikacıların ağzından TRT ekranlarından işittiğinizi
fark edeceksiniz... Oysa, Ak Partili bakanlar, buna başbakan da
dahil, TRT'yi hiç kullanmıyorlar... Geçenlerde, ben Emin Çölaşan
ile meşgulken, Fatih Altaylı, "Hem değişmediği için ona kızıyor,
hem de değiştiğim için beni kınıyor" diye yazdı. Oysa, ben, Fatih
Altaylı'nın değişmesine hiç mi hiç kızmıyorum. Herkesin değişimi
kendine. Benim aklımın almadığı, Ak Partili siyaset adamlarının,
onun karşısına neden çıktıkları... "Fatih Altaylı değişti, Ak
Partililer de değişti" tamam da değişenlerin hepsi aynı yerde nasıl
buluşabildi? Birisi de yerinde dursun canım... Neyse. Eğer
birilerinin hesabı gerçekleşirse, medya yine eski rahatlığına
kavuşacak. Başında Deniz Baykal bulunduğu için CHP'yi ekran-dışı
tutan medya, Mustafa Sarıgül'ün liderliğe doğru yürüyüşüyle
umutlanmaya başladı. Şişli belediye başkanı CHP disiplin kurulunu
ikna etmeyi başardığı gibi, "810 oyla kurultayı kazanırım" sözünü
de tutabilir ve CHP genel başkanlığına yükselirse, en başta medyayı
sevindirecek... Deniz Baykal'ın dost bildikleriyle paylaştığı bir
tespiti var: Medya CHP'li, ama CHP'li medya CHP yöneticilerini
sevmiyor... Bir keresinde, "Sizinle hiçbir sorunum olamaz" demişti
Deniz Bey bana; "Ne siz, ne de bir yakınınız CHP'den aday olmuş
değilsiniz; olmayı düşünmezsiniz de... Ancak, ötekilerin gözü
politikadadır ve en azından CHP'den milletvekili olmasını
arzuladıkları bir yakın vardır..." Deniz Baykal, "Muhalefet
yapamıyor" diye hedef tahtası haline getirilmesini, CHP'li medyanın
arzularını kursakta bıraktığı teorisiyle açıklama eğiliminde...
Medya, Mustafa Sarıgül'ü CHP genel başkanlığı koltuğunda gördüğü
gün öyle bir rahatlayacak ki... Ak Parti'ye onun üzerinden
muhalefet yapma fırsatı verecek bu gelişme; medya CHP'de
başardığını Türkiye genelinde tekrarlamanın peşinde koşacak...
Avrupa Birliği sürecinde iktidarın karşısına çıkabilecek
zorlukların buna fazlasıyla fırsat tanıyacağı hesabıyla... Siyaseti
yakından izleyen bir dostum, dün, "Bir yıla kalmaz, medya Ak Parti
iktidarının altını oymaya başlar; şimdi programlarına çıkartmak
için kapısında kuyruk olanları esas o zaman görmek isterim" dedi
bana. Doğrusu ben de isterim... Başbakan ve bakanlar mesaj iletmek
için özel kanalları tercih ediyorlar, o kanallar ileride kapılarını
onlara kapatırsa, eh TRT zaten partizanca kullanım dışında; öyle
bir durumda mesajların aktarılmasında kısa devre yaşanacak
demektir... Siz siz olun, benim işitme alanım içerisinde, "İktidar
TRT'de partizanlık yapıyor" demeyin...