Medeni askerlerin çirkin yüzü
Abone olİngiliz gazetesi savaşta müttefik askerlerinin sivillere karşı acımasız tavırlarını gözler önüne serdi.
Guardian gazetesi "Müttefikler kalpleri kazanma mücadelesinde
bölündü" başlığı kullanılarak İngiltere ordusunun üst düzey
yetkililerinin, Amerikalıların Irak halkına karşı sert ve acımasız
tutumundan rahatsız olduklarını dile getirmeye başladığı
kaydedildi. Savunma Bakan Yardımcılarından Adam Ingram'ın,
"Amerikan ve İngiliz birlikleri iyi niyetli olduklarını Iraklılara
inandırmak zorunda" dediği belirtildi ve İngiliz subayların, yerli
halkla temas ederken Amerikalılardan çok farklı bir tutum
sergiledikleri anlatıldı. Gazeteye göre bir subay, "Amerikalılar
gibi yapmıyoruz, miğferimizi, güneş gözlüklerini çıkarıp,
Iraklılarla göz göze geliyoruz, Amerikalılar ise zırhlı
araçlarından çıkmak istemiyor" dedi. Habere göre, Nasıriye'de
Amerikalıların, Basra'da İngilizlerin uyguladığı taktikler
arasındaki farka dikkat çeken İngiliz askeri kaynakları, "Biz daha
tecrübeli ve kabiliyetliyiz, bizim subay ve erbaşlarımız kendine
güveniyor" dedi. Guardian'daki yazıya göre Kuzey İrlanda'dan Kosova
ve Sierra Leone'a kadar birçok bölgede yerli halkla temas tecrübesi
edinen İngilizler, son intihar saldırısı ardından da taktiklerini
değiştirmeyecek. Yazıda, savaşın başından beri meydana gelen,
Amerikan ordusunun ve özellikle deniz piyadelerinin aşırı kuvvete
başvurduğu bazı örnek olaylar sıralandı. Bilgiler bölgedeki
gazetecilere dayandırıldı. "ABD ORDUSUNUN AŞIRI ŞİDDETE
BAŞVURDUĞUNUN ÖRNEKLERİ" Bunlardan birincisini, Amerikalıların
kuşattığı Nasıriye şehrinde ağır kayıplar veren Amerikan
askerlerine kendilerine yaklaşan herkese ateş açma emri verilmesi
konusu oluşturdu. Otomobillerin kamyonların kurşun yağmuruna
tutulduğunu anlatan bir gazeteci, yol kenarında sivillere ait 12
ceset saydığını anlattı. Bir adamın cesedi hala alevler içinde
olduğunu, beş yaşından büyük olmadığı belli bir kız çocuğunun ve
başka bir adamın cesedi yan yan yana bulunduğunu söyleyen bu
gazeteci, Amerikalıların ağır bombardımanından kaçan sivillerin bu
kurşunlara hedef olduğunu belirtti. İkinci olay ise, bir Iraklı
doktorun ifadesine dayandırıldı. Amerikalıların yine Nasıriye'de
bir yerleşim alanına üç veya dört misket bombası attığını söyleyen
doktor, oalyda 10 kişinin öldüğü, 200 kişinin de yaralandığını
söyledi. Yine bu bölgede 50 yaşındaki bir çiftçinin evini basan
Amerikan askerlerinin, adamın oğlunu, tüfeğini ve 800 dolar
karşılığı gelen 3 milyon dinarını aldığını yazan gazete, yoğun
itirazlardan sonra Amerikalılar oğlunu ve parayı geri vermeye razı
olduğunu kaydetti. Gazeteye göre, Bağdat yolunda gazetecilerin en
az on tane otobüs ve kamyon enkazıyla karşılaştı. Burada 60 Iraklı
erkeğin cesedinin de bulunduğunu yazan gazete, Amerikalılar önce bu
kişilerin Cumhuriyet Muhafızı olduğuna dair belgeler bulduklarını
söylediğini, sonra da bir Amerikalı general "Düşman mı değil mi,
karar vermek için fazla zamanımız olmuyor" diye izahta bulunduğunu
kaydetti. Gazeteye açıklamada bulunan bir İngiliz subay ise,
kendisine eşlik eden Amerikan askerlerinin Umm Kasr'da, yanlarından
geçerken bir evi kurşun yağmuruna tuttuğunu ve bunu kendilerinin
asla yapmayacağını anlattı. Gazeteye göre, İngiliz subaylar şimdi
Amerikalıların operasyonlarına danışmanlık etmeye başladı ve bu
sayede uygulamalarda değişiklikler görülmeye başlandı.