Meclis'te Kafirun Suresi kavgası
Abone olMeclis'in, Suriye için çıkardığı tezkerenin ardından, bugün de sınır ötesi operasyon yetkisini uzatan Genel Kurul'da iktidar ile muhalefet birbirine girdi
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın şehitlerin ölümsüzlüğünü anlatırken Kuran-ı Kerim ayetlerinden ve özellikle Kafirun Suresi’nden alıntı yaparak muhalefete yanıt vermesi, CHP'li Muharrem İnce'yi çılgına çevirdi.
Muharrem İnce, “Kendinizi evliya yerine koyup diğer insanların inancını sorgulamak sizin haddinize mi düşmüş? Sizin göreviniz Türk savaş uçağını kimin, nasıl düşürdüğünü açıklamak. Bu uçak sapanla mı düşürüldü? Siz devlet adamlığınızı yapın. Kafirun Suresi kafirlere yöneliktir, bu Meclis’te kafir yok" sözleri Genel Kurul'u bir anda karıştırdı.
TBMM Genel Kurulu'nda, Irak'ın kuzeyine sınır ötesi operasyon konusunda Hükümet'e verilen yetkiyi 1 yıl daha uzatan Başbakanlık Tezkeresi üzerinde Hükümet adına konuşan Bakan Yılmaz, tezkerenin tek hedefinin PKK terör örgütü olduğunu vurguladı.
Şimdiye kadar yürütülen askeri harekatlarda Iraklı sivillere zarar verilmemesine Silahlı Kuvvetler tarafından azami özen gösterildiğini belirten Yılmaz, ''Terör, milletin ortak sorunudur. Terörde elde edilecek başarı, ortak başarı olacaktır'' diye konuştu.
Nihai hedefin bu tür tezkerelere ihtiyaç duyulmaması olduğunu belirten Yılmaz, şunları söyledi:
''Terör örgütü yandaşları bugün kendilerine konjonktürel bir fırsat doğduğunu zannetmekte, devletin şefkatini, suçsuz insanların korunması konusundaki azami özenini bir zafiyet olarak görmekte, zorla bazı şeyleri kabul ettireceklerini sanmaktadırlar. Türkiye'yi terörle mücadele kararlılığından vazgeçireceklerini, ülkenin bölünmez bütünlüğüne zarar vereceklerini düşünenler, bunun bir hayal olduğunu er geç anlayacaklardır. Gönül arzu eder ki geç olmasın.
Türkiye, terörle mücadelesini vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini koruyarak, demokrasi ve hukuk içerisinde sürdürecektir. Demokratik toplumun ve uluslararası hukukun her türlü nimetini kullanan fakat külfetini hiçe sayanlara karşı da birlik olmamız gerekir.
Gerek bölgemiz gerekse Türkiye bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçmektedir. Bu süreç sonunda kalkınmış, milleti barış içinde, zengin, özgürlükleri yaşayan, bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyan, yarından kaygısı olmayan insanların oluşturduğu bir ülkeyi hedefliyoruz. Barışı, zenginliği ve huzuru sadece kendimiz için değil bölgemiz ve tüm insanlık için de istiyoruz. Bunun önündeki engellerden biri de terördür. Terör bir anda ortaya çıkmadığı gibi bugünden yarına hemen ortadan kalkacak bir sorun da değildir. Terör bir sonuçtur. Önce onun zeminini yok etmek lazımdır. Terör örgütü bazı dış güçlerin Türkiye'ye karşı yürüttükleri örtülü operasyonların taşeronluğunu da yapmaktadır. O güçler böyle ucuz bir taşeronun yerine yenisini koymadıkça, daha etkilisini bulmadıkça ellerinden çıkarmak istemezler.''
Terörle mücadelenin bir bütün olduğunu, bunun içinde güvenliğin de insan haklarının da olduğunu vurgulayan Yılmaz, ''Bu bir savaş değil barışı temin etme tezkeresidir'' diye konuştu.
Kuzey Irak'ta gerçek bir güvenliğin sağlanmasının Türkiye'nin samimi temennisi olduğunu dile getiren Yılmaz, ''Keşke bölgesel Kürt yönetimi, kendi topraklarından yönelen tehdidi engellemiş olsa ama bu yok'' diye konuştu.
ALTININ KIYMETİNİ SARRAF BİLİR
Kimseyi Türk olmaya zorlamadıklarını, herkesin inancının kendine olduğunu belirten Milli Savunma Bakanı Yılmaz, ''Biz, birlikte bu ülkenin eşit vatandaşlarıyız'' dedi.
''Her yerin PKK için güvenli olduğunu söyleyenler, 'PKK 400 kilometreyi kontrol ediyor' diyenler aynı bakış açısını paylaşmıyor mu?'' diye soran Yılmaz, milletin hakkına zerre zarar verecek bir çalışmanın hükümetten gelmeyeceğini kaydetti.
Milletvekillerinin Suriye politikasıyla ilgili laf atmaları üzerine Yılmaz, ''Biz, Esed'i halkını bombalayıncaya kadar destekledik. Siz, halkını bombaladıktan sonra desteklediniz'' diye konuştu.
''Siz ne dediğinizi ne istediğinizi de bilmiyorsunuz'' ifadesini kullanan Yılmaz, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ilgili eleştirilerin yapıldığını anımsattı. Yılmaz, ''Altının kıymetini sarraf bilir. Dışişleri Bakanı'nın nasıl bir altın olduğunu gidin Konyalı'ya sorun. Davutoğlu, aklının zekatı kime verse, o, ömür boyu içinde bulunduğu topluluklarda başarılı görünmek için yeter. Sıfır sorun bir amaçtır. Gerçek bununla örtüşmüyor olabilir ancak amacımız budur, bu amaca ulaşmak için çalışma gerek'' dedi.
Geçen yıl Ağustos'ta Kuzey Irak'taki harekatlarda sivillerin öldürülmesi iddialarının yalanlandığını anımsatan Yılmaz, ''Bu tezkere, birlik ve beraberliğimizi devam ettirirsek alacağımız son uzatma olur diye düşünüyorum'' diye konuştu.
TARTIŞMA BAŞLATAN SÖZLER
Yılmaz’ın şehitlerin ölümsüzlüğünü anlatırken Kuran-ı Kerim ayetlerinden ve özellikle Kafirun Suresi’nden alıntı yaparak, “Biz kimsenin inancını sorgulamıyoruz, senin dinin sana, benim dinim bana. İstediğin gibi inan. Herkes de inanmak zorunda değil” demesi tartışmaya neden oldu. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “Kendinizi evliya yerine koyup diğer insanların inancını sorgulamak sizin haddinize mi düşmüş? Sizin göreviniz Türk savaş uçağını kimin, nasıl düşürdüğünü açıklamak. Bu uçak sapanla mı düşürüldü? Siz devlet adamlığınızı yapın. Kafirun Suresi kafirlere yöneliktir, bu Meclis’te kafir yok, aynen ona iade ediyorum. Onu kendisi okusun, AKP grubuna okusun” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, “Sanki bizim inancımız farklıymış gibi söyledi, aynen kendisine iade ediyorum. ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ diyenleri töhmet altında bırakan sizsiniz. Başbakan diyor ki ‘şehitlerin yaygaraları.’ Şehit acısı ona göre yaygara. Oslo’da şehitler ölür vatan bölünür diye aynı masayı kuran da sizsiniz” dedi.
ABD'Yİ VE BARZANİ'Yİ İKNA ETTİNİZ
Şahsı adına konuşan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, ''Madem Başbakan kendini Alparslan ile kıyaslıyor, Başbakan da savaşmalı'' dedi.
Atatürk'ün, İsmet Paşa'nın ömrünün cephelerde geçtiğini, ancak onların emperyalistlere ve işbirlikçilerine karşı savaştıklarını belirten İnce, ''Siz ise emperyalistlerin isteği üzerine savaş çıkartmak istiyorsunuz'' dedi.
Mavi Marmara olayıyla bağlantılı tezkere çıkartılmamasını eleştiren İnce, şunları söyledi:
''Bir AKP milletvekili, hızını alamamış '3 saate Şam'a gireriz' diyor. 130 ile gitse 390 kilometre yapar. Şam, 460 kilometre. Otobanda gitse yine Şam'a varamıyor ama işgali 3 saatte yapabiliyor. Şam'da Emevi Camisi'nde namaz kılmaktan söz edenler Kandil Dağı'nda yaz kampı yapmayı ne zaman konuşacaklar? Suriye sınırında yumruk sıkan Genelkurmay Başkanı, Kandil'e sıra gelince 'ABD'nin ikna edilmesi gerekir' diyor. Parti sözcüsü Çelik 'Barzani'nin ikna edilmesi gerekir' diyor. Bu tezkere yetkisini geçmişteki 7 tezkere gibi kullanmamazlık mı yapacaksınız? ABD'yi, Barzani'yi ikna ettiniz mi?''
AK Parti hükümetleri döneminde Suriye ile 49 anlaşma imzalandığını belirten İnce, ''Siz o zaman Baascıydınız, Esadcıydınız. Sizin nasıl Baascı olduğunuzu, bu 49 anlaşmayı tek tek anlatacağım'' dedi.