Meclis'te BDP'den AK Parti'ye ilk kurşun
Abone olBıçaklanmış kadın fotoğrafını basan Altaylı ile BDP'nin 'zamansız' türban önergesi iki sorunu hatırlatması açısından benzerlik taşıyor.
Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Tıpkı Fatih Altaylı'nın bastığı o kadın
fotoğrafı gibi, BDP'nin Meclis'te türbana izin veren önergesi AK
Parti'yi zorlayacak.
Hak ve özgürlük mü? Yoksa yeni baskı aracı mı? Ülkenin bütünlüğü
tehlikede, "laiklik elden gider" kaygıları yeniden
hortladı. "Korkuların esiri" Türkiye'de eski
hastalıklar yeniden depreşti.
O fotoğrafla kadına şiddeti kamuoyunun gözüne rahatsız edici
biçimde sokan Altaylı, "küfredin ama sahtekar
olmayın" diyerek eleştirilere yanıt veriyordu. Belki
tribünlere oynamak için böyle bir yolu seçti; ama neredeyse her gün
işlenen kadın cinayetleri gerçeğini gündeme getirmeyi başardı. İşte
BDP'nin önergesi de bu anlamda önem taşıyor.
ÖNERGE NEREDEN ÇIKTI?
CHP'nin engelli vekili Şafak Pavey nedeniyle TBMM'de kadınların
pantolon giymesine izin veren iç tüzük değişikliği BDP'nin
hamlesine takıldı. Erkeklere kravat takmaması ve kadınların türban
takması için önerge sunmaları nedeniyle Anayasa komisyona
değişiklik geri çekilmişti.
TÜRBANA KARŞI ÇIKANLAR
Önce türbana karşı olanların gerekçelerini kısaca özetleyelim.
Devlet laikse kamu alanlarında "dinsel simgeler"
olmamalı görüşünü savunuyorla. Türbanı hak ve özgürlük olarak değil
"dinsel araç" gerekçesiyle Meclis'te türbanlı
vekile karşılar. Başörtüsünün TBMM'ye
girmesiyle kamuya sıçrayacağı, çalışanların
"tarafsızlığını" yitireceği endişesini
taşıyorlar.
MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ
"İnsan bedeli kutsaldır bu mahrem alan müdahale kabul
edilemez" görüşü de madalyonun diğer yüzü. Hak ve
özgürlüklerin pazarlık konusu yapılmasını rahatsız edici
buluyorlar. İnanmadığı değerleri Meclis'te savunmanın
"riyakarlık" olacağını savunuyorlar. Kendi bedeni
üzerinde tasarrufta bulunanlara sordukları "bu hakkı
nereden alıyorlar?" sorusuyla cevap arıyorlar.
VELEV Kİ BDP ART NİYETLİ OLSUN
İktidar kanadı BDP'lilerin kendilerini köşeye sıkıştırmak
istediğini düşünüyor. BDP lideri Selahattin Demirtaş'ın
"AKP'ye rağmen ve AKP'yi geriletmek için Meclis
çalışmalarına katılma kararı aldık" sözünü hatırlıyor
olmalılar. Velev ki BDP'liler prim yapmak, AK Parti'yi zora sokmak
için önergeyi vermiş olduğunu düşünelim. Ancak bu sorun var ve
çözüme kavuşturulmadığı sürece belli aralıklarla gündeme geleceği
aşikar. Yasakların sorgulandığı, askeri vesayetin bittiği bir
ortamda, sorunu halının altına süpürülmesi tartışılır.
AK PARTİ VE CHP'NİN YUMUŞAK KARNI
Kendi tabanları açısından AK Parti ve CHP'nin "yumuşak
karnı" sayılan bu hassas konu yeni anayasa sürecinde
masaya geleceği kuşkusuz. Bu tartışma aslında yeni anayasa
sürecinin ne kadar zor bir maratondan geçeceğini göstermesi
açısından önemli bir veri. Komisyonda kulisler yapılacak,
ittifaklar kurulacak, kıran kırana pazarlıklar olacak. Görünen o ki
partiler arasında müthiş bir taktik savaşları yaşanacak.
'ÖZGÜRLÜĞÜN' KAPSAMA ALANI
Arınç bir konuşmasında "sıfır motorlu, yepyeni, tam
demokrat, çağdaş, özgürlükçü bir anayasayla yola
çıkacağız'' diyor. Erdoğan da "her insanımızın
renginin bu bütün içinde temsil edilebilmesi arzusunu" her
fırsatta dillendiriyor. Başörtüsü takanlar o renklerin içerisinde
yer alıyor. Meclis'in bu "özgürlük" alanının
kapsamına girip girmeyeceği merak konusu.