Meclisin deprem raporuna uzmandan destek: Bir an evvel uygulanmalı
Abone olDeprem Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen komisyonun raporunu değerlendirip "Umarım bu raporda belirtilen görüş ve öneriler bir an önce hayata ve uygulamaya geçer"
Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, Deprem Araştırması Komisyonu raporundaki Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında daimi olarak kurulması önerilen, "Deprem Risklerinin Azaltılması Komisyonu"nun isminin "Afet Risklerinin Azaltılması Komisyonu" olarak değiştirilmesi, doğa ve teknoloji kaynaklı bütün afetleri kapsayacak şekilde görev alanının genişletilmesi tavsiyesinde bulundu.
Özmen, depreme karşı alınabilecek önlemlerin ve depremlerin zararlarının en aza indirilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan TBMM Deprem Araştırma Komisyonu'nun raporunu, AA muhabirine değerlendirdi.
İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen ve 117 vatandaşın hayatını yitirmesine neden olan 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından, TBMM Genel Kurulu'nun, 3 Kasım 2020'de 22 üyeden oluşan bir TBMM Deprem Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verildiğini anımsatan Özmen, komisyonun uzun ve yoğun çalışmalardan sonra raporunu tamamladığını belirtti.
Özmen, raporun 16 Temmuz 2021'de TBMM Meclis Başkanı Mustafa Şentop'a sunulduğunu ve TBMM internet sayfası aracılığıyla kamuoyu ile paylaşıldığını ifade etti.
Doç. Dr. Bülent Özmen, şimdiye kadar 1962, 1967, 1997, 1999, 2010 ve 2020 yıllarında farklı isimler altında deprem ile ilgili çalışmalar yapmak amacıyla birçok TBMM Deprem Araştırma Komisyonu kurulduğunu anımsattı.
Son komisyon raporunun, "Türkiye'nin Depremselliği ile Hukuki ve Kurumsal Yapılanması", "Deprem Risk ve Zararlarını Azaltma Çalışmaları", "Deprem Risk ve Zararlarının Azaltılmasına İlişkin Öncelikler" ile "Sonuç ve Öneriler" olmak üzere 4 ana bölümden ve 524 sayfadan oluştuğunu anlatan Özmen, şunları söyledi:
"Şimdiye kadar kurulmuş olan Deprem Araştırma Komisyon raporları incelendiği zaman en kapsamlı ve en tatmin edici raporun bu son rapor olduğu görülmektedir. Raporda hem çok önemli tespitlere hem de birçok çözüm önerisine yer verilmiştir. Ayrıca yapılan bütün toplantı tutanaklarının kayda alınmış olması ve dileyenlerin bu tutanakları TBMM web sayfasından indirerek okumalarına imkan sağlanmış olması bir ilktir ve çok yerinde bir uygulama olmuştur. Böylece dileyen herkesin komisyon toplantıları sırasında yapılan bütün konuşmaları okuması sağlandı."
Özmen, raporda, Türkiye'de deprem risklerinin azaltılması araştırmalarının sürekliliğinin sağlanması, uygulamaların kesintisiz denetiminin yapılması ve sürece etkin çözümler sunmak amacıyla TBMM çatısı altında daimi olarak görev yapacak, "Deprem Risklerinin Azaltılması Komisyonu" kurulmasının öneri olarak sunulduğuna işaret etti.
Uluslararası düzeyde yapılan çalışmalar ve hazırlanmış politika ve strateji belgelerinde bütün afetlerin, iklim değişikliği dahil birlikte değerlendirildiğine dikkati çeken Özmen, "afet yönetimi bilimi" bakış açısıyla politikalar, stratejiler ve hedefler belirlendiğini, çözüm yolları üretilmeye ve afetlere dirençli şehirler, ülkeler yaratılmaya çalışıldığını vurguladı.
Bülent Özmen, "Meclis çatısı altında kurulması önerilen 'Deprem Risklerinin Azaltılması Komisyonu' isminin 'Afet Risklerinin Azaltılması Komisyonu' olarak değiştirilmesi ve başta deprem, sel, heyelan, kuraklık, iklim değişikliği gibi doğa ve teknoloji kaynaklı bütün afetleri kapsayacak şekilde görev alanının genişletilmesi çok daha yararlı olacaktır." diye konuştu.
- "Zemin etütleri yapı denetim sistemi içine alınmalı ve yerinde denetlenmeli"
Doç. Dr. Özmen, yapı denetim sisteminin iyileştirilmesi adına TBMM Deprem Araştırma Komisyonu raporunda yapılan önerilere, "zemin etüt çalışmalarının yapı denetimi sistemi içine dahil edilmesi ve etütlerin yerinde kontrolünün sağlanması" diye bir ek öneri getirilmesinin de yararlı olacağına dikkati çekti.
Raporda, Türkiye Afet Müdahale Planının (TAMP) etkinliğinin daha da artması için sivil toplum kuruluşları ve gönüllü yönetimi çalışma grubu kurulması, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne görev ve sorumluluk verilmesi gibi son derece yerinde önerilere yer verildiğini anlattı.
TAMP'ın, bütüncül bir bakış açısı ile ve Deprem Araştırma Komisyonu raporunda yapılan öneriler doğrultusunda ele alınmasını da öneren Özmen, gerçekleşen afetlerden alınan dersler, afet yönetimi bilimindeki gelişmeler ve değişen kanun, yönetmelik ve kurumsal yapılanmalara göre yenilenmesinin daha etkin bir afet müdahalesi için yararlı olacağını belirtti.
Özmen, bütünleşik afet yönetimi sistemi ile uyumlu, olası tüm afet risklerini odağına alan, merkezi ve yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ile bireyler ölçeğinde görev, yetki ve sorumluluk tanımlarının net olarak yapıldığı güçlü bir mevzuat yapısının varlığının, deprem zararlarının azaltılması konusunda tüm paydaşlara rehber olacağını anlattı.
- "Umarım, yeni bir Afet Kanunu en kısa zaman içinde hazırlanır"
Raporda, başta deprem olmak üzere tüm afetleri kapsayan afet yönetim mevzuatının, "Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi" gibi uluslararası belgelerdeki afet yönetimi bilimi bakış açısı, güncel gelişmeler ve elde edilen deneyimlerden yararlanılarak güncellenmesinde fayda görüldüğü vurgusunun yapılmış olmasının önemine de işaret eden Özmen, şunları kaydetti:
"Özellikle 1959 yılında yasalaşan 7269 sayılı 'Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun' yerine, bütün afet türlerini kapsayan, risk azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme safhalarını içeren, ilgili kurum ve kuruluşları, sorumlulukları, görev dağılımını ve eş güdüm ihtiyaçlarını tanımlayan çerçeve bir 'Afet Kanunu' oluşturulması önerisi çok önemli ve yerinde bir öneridir. Umarım, uzun zamandır ihtiyaç olduğu birçok kişi tarafından söylenen yeni bir Afet Kanunu en kısa zaman içinde hazırlanır."
Doç. Dr. Özmen, Deprem Araştırma Komisyonu'nun raporundaki tespit ve önerilerin hayata geçirilmesi ve takibinin yapılmasının önemine işaret ederek, rapordaki önerilerin hayata geçirilebilmesi için mutlaka yasal bağlayıcılıklarının da olması gerektiğini söyledi.
Özmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mecliste grubu bulunan bütün siyasi partilerin birlikte çalışarak ortaya koydukları bu önemli raporda yapmış oldukları önerilerinin takipçisi olarak mevzuat düzenlemeleri ile ilgili önerilerini bir an önce Meclis'te gündemlerine alarak kanunlaştırmaları ve uygulamaya geçirilmesini sağlamaları, Türkiye'nin deprem risklerinin azaltılması çalışmalarına önemli katkılar sunacaktır. Umarım bu raporda belirtilen görüş ve öneriler bir an önce hayata ve uygulamaya geçer ve ülkemiz en kısa zaman içinde depremlere çok daha dirençli, depremlerle çok daha iyi baş edebilir bir ülke haline gelir."