Meclise başörtüsü takıp geldi
Abone olAvrupalı parlamenterin "İslam'da başörtüsü yoktur" yorumuna AK Parti milletvekili Mehmet Tekelioğlu'ndan sert eleştiri geldi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde başörtüsü
tartışması yaşandı. Avrupalı parlamenterin "İslam'da başörtüsü
yoktur" yorumuna AK Parti milletvekili Mehmet Tekelioğlu'ndan sert
eleştiri geldi.
Alman haber ajansı Deutsche Welle'nin haberine göre,
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) tarafından
Strasbourg'da kabul edilen kararda İslam dini ve Müslümanların
Avrupa’nın bir parçası olduğu, İslam’ın Hıristiyanlık ve
Musevilik’le aynı kültürel ve tarihi kökleri paylaştığı, aynı temel
değerleri tanıdığı vurgulandı.
AKPM tarafından oy birliğiyle kabul edilen kararda Avrupa
devletlerinden burka veya peçeli çarşafa genel yasaklama
getirmemeleri istenirken, İsviçre’ye de minare inşası yasağına
moratoryum uygulaması çağrısında bulunuldu. Müslümanlardan da
kadın-erkek eşitliği konusunda adım atmaları istendi.
AKPM’nin “Avrupa’da İslam, İslamizm ve İslamofobi” başlıklı raporu
genel kurula gelmeden önce kulislerde, popülist sağcı partilere
mensup üyelerin genel kurulda sorun çıkartabilecekleri ve oturumu
şova çevirebilecekleri kaygısı hakimdi. Ancak korkulan olmadı ve
karar tasarısı 30’dan fazla değişiklik önergesinin tartışıldığı
oylama sonunda oy birliğiyle kabul edildi.
BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMASI
Sosyalist grup üyesi İngiliz parlamenter Denis MacShane genel
kuruldaki konuşmasına başını tamamen kapatan kara bir örtüyle
başladı. MacShane’in konuşmasında “İslamiyet’te başörtüsü yoktur”
şeklindeki yorumuna EPP grubundaki AKP milletvekili Mehmet
Tekelioğlu “Böyle bir hükmü nasıl verebiliyorsunuz. Bu hükmü vermek
bizim işimiz değil. İnsanlar giyinişlerinde özgür olmalılar”
yanıtını verdi.
Konu hakkında AKPM’nin kadın-erkek fırsat eşitliği komisyonu adına
görüş raporu hazırlayan AKP milletvekili Nursuna Memecan ise
“İslam’ın bir barış dini” olduğunu söyleyerek, “Avrupa’da
Müslümanların dışlanıp, parmakla gösterildiğini” kaydetti.
Memecan’ın bu tespiti oturum sonunda kabul edilen kararına da
yansıdı. Kararda, Müslümanların, dini gelenekleri ve kültürel
farklılıkları nedeniyle toplumdan dışlandıkları, parmakla
gösterildikleri ve kendilerine ayrımcılık yapıldığı hissine sahip
oldukları vurgulandı.
BURKAYA YASAK ELEŞTİRİLDİ
Oturuma, güncelliğinden ötürü beklendiği gibi bazı Batı Avrupa
ülkelerindeki burka ve peçeli çarşaf yasağı damgasını vurdu. Raporu
kaleme alan Sosyalist grup üyesi Danimarkalı parlamenter Morgens
Jensen, burka yasağını ilk oylayan Belçika’daki bölünme
tartışmalarına gönderme yaparak alaylı biçimde “Belçikalı
meslektaşlarımızın şu anda burka yasaklamak yerine uğraşacakları
daha ciddi konular var sanıyorum” dedi.
Liberal Grup adına söz alan Alman parlamenter Marina Schuster de
burka veya peçeli çarşafa getirilecek genel bir yasaklamanın olası
ters etkilerine dikkat çekti.
Avrupa muhafazakârlarını temsil eden Avrupa Halk Partisi (EPP)
grubu adına konuşan Hollandalı parlamenter Pieter Omtzigt, Avrupa
devletlerinin burka veya peçeli çarşafa genel yasak getirme
yetkilerinin olmasını savundu. Omtzigt konuşmasında “liberal bir
toplumda vücudun tamamen örtülmesi bir hak olabilir mi?” sorusunu
yöneltti.
“DEVLET DİN KONUSUNDA TARAFSIZ OLMALI”
Kararda buna karşılık, demokratik normların din ve devlet
ilişkilerinin birbirlerinden ayrıştırılmasını gerektirdiğinin altı
çizilerek, “Genel anlamda toplumu demokratik biçimde yansıtan ve
onun hizmetinde olan hükümetler, parlamentolar ve idari kurumlar
tüm ateist, agnostik ve dini inanca karşı nötr olmakla
yükümlüdürler” ifadelerine yer verildi.
Kararda, Avrupa Konseyi ülkelerinde hizmet veren bazı İslami
kuruluşların “yabancı hükümetlerden” finansal destek ve siyasi
direktif aldığı ve hedeflerinin dini olmadığı da belirtildi. AKPM,
Avrupa devletlerine, İslami dernek ve kuruluşların maddi
kaynakları, yönetim kadroları ve tüzükleri konusunda saydam
olmaları için önlem alması çağrısında bulundu.
KÜLTÜRLERARASI DİYALOĞA DESTEK
Kararda, azınlıkta olan bir kültüre mensup göçmenlerin yaşadıkları
ülkelerde marjinalleşmemeleri ve paralel bir toplum oluşturmamaları
için önlemler alınması ve bu çerçevede kültürlerarası diyaloğun
cesaretlendirilmesi de savunuluyor. Ancak İslam’ın bir barış dini
olduğunu ifade eden AKPM, “teröristlerin ve aşırı siyasilerin İslam
dinini kendi iktidar mücadeleleri için kullanmalarına ilk tepkinin
Müslümanlardan gelmesi gerektiği” görüşünü de kararına ekledi.
Burka ve peçeli çarşaf yasağının demokratik bir toplumda güvenlik
veya kamusal alanda dinsel nötralite adına gerekli olabileceğinin
vurgulandığı kararda, bu giyim tarzına genel yasak getirmenin
hedeflenenin aksi etki yapabileceği ve aileler ve toplumu Müslüman
kadınların evden çıkmaması için baskı yapmaya itebileceği
uyarısında bulunuluyor. AKPM buna karşılık üye devletlerden
Müslüman kadınları giyinişleri konusunda hür iradeye sahip
olabilmeleri için ve her türlü fiziksel ve psikolojik şiddete karşı
korumalarını istiyor. Bu tespitten yola çıkarak da üye devletlerden
Müslüman kadınları hakları konusunda duyarlı kılacak spesifik
politikalar üretmesini istiyor.
“MİNARE YASAĞI KAYGI VERİCİ”
Avrupa’da bazı siyasilerin Müslümanlara karşı ayrımcı
politikalarının endişe verici olduğuna da vurgu yapan AKPM, bu
çerçevede özellikle İsviçre’nin minare yasağı için düzenlediği
referandumun “kaygı verici” olduğunu belirterek, bu ülkeden minare
inşasına getirilen genel yasağa moratoryum uygulamasını ve bu
yasağı en kısa sürede kaldırmasını talep ediyor.
Kararda, İslam dininin Avrupa genelinde yüksek öğrenim kurumlarında
olarak okutulması, bu alanda akademik ve dini planda uzmanlar
yetiştirilmesi ve İslam ile İslamizm arasındaki farkın anlatılması
da istenmekte.