Meclis terör oturumu ne karar çıktı?
Abone olMeclis bugün olağanüstü terör gündemiyle toplandı. Saat 15.00'da başlayan oturumda terör saldırılarının nedenlerinin incelenmesine yönelik karar çıkmadı.
TBMM Genel Kurulu bugün 15.00'de terör gündemiyle
olağanüstü toplandı. Yaklaşık 3 saat süren oturumda CHP'nin
Araştırma Komisyonu kurulması üzerine verdiği teklif tartışıldı.
Ancak önerge kabul edilmedi.
TBMM Genel Kurulu, gündemdeki konuları görüşmek için olağanüstü
toplandı. Bu arada, ilk kez Genel Kurul'u yöneten Şafak Pavey,
CHP'li milletvekilleri tarafından oturumun başında alkışlandı.
KOMİSYON ÖNERİSİ KABUL EDİLMEDİ
Konuşmaların ardından CHP'nin terör oylarıyla ilgili Meclis'te komisyon kurulması önergesi hakkında oylama yapıldı. Oylama sonucu CHP'nin önerisi reddedildi.
Oylamada AK Parti milletvekilleri "hayır" oyu kullandı. İlk
başta çekimser kalan MHP'li vekiller, sayının yetersiz olacağını
düşünerek el kaldırarak öneriye ret oyu verdi.
"BU SON ŞANS"
İlk sözü hükümet adına Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç aldı.
20 Temmuz'da Suruç'ta yaşanan katliamın sonrasında yaşananları an
be an takip ettiklerini belirterek PKK, IŞİD ve DHKP-C'ye yönelik
operasyonların bilançosunu açıkladı.
39 ilde operasyon 1302 kişiye gözaltı uygulandığını kaydeden
Arınç bugün saat 11.00 itibariyle rakamları şöyle duyurdu:
"1061 kişi gözaltına alındı, 156 kişi serbest kaldı, 545 kişi
savcılığa gönderildi, 461 kişi mahkeme sürecinde, 172 kişi
tutuklandı, 201 kişi adili kontrol şartı ile bırakıldı, 62 kişi
serbest kaldı, halen kollukta sorgusu süren kişi sayısı 360."
Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
"2013 yılında DAİŞ'i terör örgütü ilan eden ve çalışmalarını
sürdüren hükümetimize yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Bir
batı ülkesi farklı davranabilir. Ancak bizim farklı koşullarımız
var. IŞİD'le yan yana gelmiş hükümet sözünü kınıyorum.
Çözüm süreci bazıları tarafından sürekli istismar edilmiş ve
kullanılmıştır. Şimdi bugünden bakınca sürece yönelik CHP ve
MHP'den gelen bazı eleştirilerin haklı olduğunu gösrüyoruz. Şimdi
bunlardan ve edindiğimiz tecrübelerden yola çıkarak durumu yeniden
değerlendireceğiz. Bu ülkemizin son şansıdır.
Arınç'ın ardından HDP'li İdris Baluken kendilerine sataşma
olduğu gerekçesiyle söz hakkı istedi.
Meclis Başkanvekili Şafak Pavey, tutanakları inceleteceğini ve
Osman Başdemir'in konuşmasının ardından konuyu değerlendireceğini
söyledi.
"MECLİS İSTERSE SAVAŞ 48 SAATTE DURUR"
Ardından HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir söz aldı.
Baydemir, "Meclis isterse bu savaş 48 saat içerisinde durur"
dedi.
Baydemir'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
TBMM'nin 8 Haziran sabahından itibaren yepyeni bir döneme uyandı. Ama maalesef Türkiye halklarının bir bütün olarak parlamenterlere siyaset mekanizmasına emrettiği "barışın", "ortak paydalarda buluşun" mesajı ya alınmadı ya da bu mesajın yerine getirilmemesi çabasında ısrar ediliyor.
Suruç'ta insanlık ailesine karşı suç işleyen IŞİD'in Kobani'de
açtığı yaraların sarılmasını isteyen gençler adeta katliama uğradı.
Toplumda var olan barış arzusu siyasi partilerimizin ortak bir
tezahürü olmamıştır. Bu tarihi buluşmada tarihi bir beraberliğe
gelin hep beraber katkı sunalım.
Yaşamış olduğumuz acıların son acılar olmasının temennisinde
bulunuyoruz. HDP olarak bu toplantıya dahlimiz bir daha bu ülkede
tek bir insanımızın çatışma ortamı içerisinde yitirmemesinin
pratiği olacaktır. Bir kez daha hepinizin vicdanına çağrıda
bulunmak istiyorum. Eğer bu Meclis; AKP'si, CHP'si, MHP'si ve
HDP'siyle tek bir kardeşimizin yaşamını yitirmesini istemiyorsak
adres burasıdır. Milletin iradesi burada tecelli
etmiştir.
İnsani sorumluluğumuzun gereği olarak bu çatışmalara dur
diyelim. Çatışmasızlık ortamının kıymetinin ne kadar değerli
olduğunu bugün daha iyi idrak edebiliyoruz. Bugünü tarihi bir güne
dönüştürmenin arifesindeyken bu şiddet sarmalı neden başladı bunu
masaya yatıralım.
AKP iktidarı barışı etkin bir şekilde yönetebilmiş olsaydı
bugüne kadar 1 kez değil onlarca kez şiddetin bütün argümanları
devre dışı kalacaktı. Ama maalesef AKP hükümeti iktidarın
kirletilmesinden dolayı büyük bir kan kaybetti. Hükümet 1993'lerin
ve Cumhuriyet tarihindeki diğer hükümetlerin refleksine geri
döndü.
Milliyetçi dalga yaratarak HDP'nin baraj altında kalmasını
sağlayacak bir politika yapılıyor. İktidar olma uğruna bugün
Türkiye'nin dört bir yanına cenazelerin gitme tehlikesiyle karşı
karşıyayız. Bugün yapılması gereken barış zeminine dönüş konusundan
başka yapılacak bir şey yok.
"BARIŞTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOK"
Yaşanılan saldırılar, partimize yöneltilen saldırılar...
Bunlar etkin bir şekilde soruşturulsa ve üzerine gidilmiş olsaydı
emin olun ki Suruç'taki katliamı toplum yaşamamış olacaktı.
Grubumun ve şahsımın amacı savaş isteyenlerin restine restle
karşılık vermek değildir. Barıştan başka çaremiz yok. Suruç'ta
katledilen kardeşlerimiz nasıl yaşam hakkına sahipse Ceylanpınar'da
uykusunda öldürülen polisler de o kadar yaşam hakkına sahiptir. Her
bir cinayet mutlak suretle bir arka plana sahiptir.
Ya Rab tek başına iktidar olma uğruna canlar toprağa
gömülüyor, defnediliyor. Bütün dünya iktidarları bir sivilin yaşam
hakkına binlerce kez kurban olsun. Bizim yapmamız gereken kin ve
öfkeyle yanıt vermekle hiçbir sorunu çözemeyeceğiz. Gelin elele
vererek bu toplumun bir tek ferdinin bile hayatını kaybetmeyeceği
bir geleceği birlikte inşa edelim. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın
yapmış olduğu konuşma, barışa suikast girişimidir.
"SAVAŞA KARŞI BARIŞ CEPHESİNDE
BULUŞALIM"
Gelin HDP olarak şiddet kimden gelirse gelsin, hep birlikte
sizin savaş yapmanıza izin vermeyeceğiz diyelim. Savaşa karşı bir
barış cephesinde buluşalım. Toprağa düşen canlardan sorumluyuz,
gelin el ele verelim. Bu coğrafya bin yıldır ittifaklarla
ayaktaydı. Bu Meclis evet derse, AKP grubu olmak üzere, vallahi
billahi bu savaş 48 saat içerisinde durur.
Meclis derhal çözüm endeksli bir tabloyu önüne koymalıdır.
Gelin Ağrı, Manisa, Adana, Mersin, Diyarbakır, Suruç ve Ceylanpınar
dahil olmak üzere çatışma zemininin tekrar başlamasına neden olan
sürecin araştırılması için bir Meclis araştırma komisyonu kuralım.
Bizler HDP olarak Türkiye toplumu bilsin ki bizler 78 milyonun
barış içerisinde bir arada yaşaması için zalimin zulmüne teslim
olmayacağız. Onlarca siyasi parti kapatıldı, bu gelenekten
geliyoruz. Rabbim şahit olsun ki Savaşa da kaosa da teslim
olmayacağız."
"KADIN OLARAK SUS" SÖZLERİ TARTIŞMA
YARATTI
Osman Baydemir'in konuşmasında sataşma olduğu gerekçesiyle
Bülent Arınç hükümet adına bir kez daha söz aldı. Arınç
konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Baydemir'i geçmişten tanıyorum. Kendinin akan kanın durması
konusundaki iyi ve samimi dileklerine katılırım. Ancak bugünkü
konuşması tam bir talihsizliktir. Aslında konuşmayı her iki eş
başkanın yapması gerekirdi. Eğer kadın milletvekili ve eş başkan
konuşsaydı sırtımızı PKK'ya, PYD'ye yasladık diyebilecekti. Erkek
eş başkan konuşsaydı, kendi öz savunmalarınızı kurun bu hükümetle
hesabınızı görün diyecekti. İki tane polsimiz gece yarısı evinde
ensesinde vurularak öldürüldü. Dün de binbaşımız saldırıya uğradı.
Binbaşının öldürülmesi karşısında PKK'nın yayın organı Özgür
Gündem'in bugünkü sayısında binbaşının öldürülmesinin 'HPG komuta
konseyi üyesi Şervan Varto'nun hava saldırısında katledilmesinin
misillemesi' olduğu belirtildi."
Arınç'ın, konuşması sırasında HDP sıralarından yükselen
seslere "Hanfendi sus, bir kadın olarak sus"
diyerek yanıt verdi.
Bu sözler üzerine HDP'li kadın milletvekilleri Bülent Arınç'a
tepki gösterdi.
ÇAĞRIYI CHP YAPMIŞTI
CHP, Meclis’in olağanüstü toplanması için çağrı yapmış, HDP de bu çağrıya destek vermişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu da talebi olumlu karşıladıklarını söylemişti.
Davutoğlu, toplantıda son terör olayları ve operasyonlarla ilgili Meclis’i bilgilendireceklerini de belirtmişti.