Meclis olağanüstü toplanmayacak

Abone ol

Meclisin tatile girmesiyle birlikte yasama döneminin değerlendirmeleri siyasilerin gündeminde. Bakan Şahin, yargıyla ilgili polemik yapıldığını düşünüyor.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, bildiriyle bazı taleplerini dile getirmenin kişi ve kurumların kendi tercihleri olduğunu belirterek, ''Ama doğru olanı, eğer hükümete söylemek istenen bir şey varsa bunu bizzat söylemektir diye düşünüyorum'' dedi. Başbakanlık'ta düzenlediği basın toplantısında hükümet açısından TBMM'nin 3. yasama yılını değerlendiren Şahin, gazetecilerin sorularını yanıtladı. ''TBMM'nin Eylül ayında olağanüstü toplanmasının mümkün olup olmadığı'' sorusuna Şahin, ''Şu anda böyle bir düşüncemiz yok'' yanıtını verdi. Meclis'in 1 Ekim 2005 tarihinde toplanmak üzere çalışmalarına ara verdiğini anımsatan Şahin, ''Eğer böyle bir zorunluluk duyarsak, iktidar partisi olarak yetkili kurullarımızda görüşürüz, bunun kararını veririz. Ama şu anda alınmış böyle bir kararımız yok'' diye konuştu. Yargıtay ve Danıştay başkanlarıyla görüşmesinde yargı mensuplarının özlük haklarıyla ilgili konunun gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine de Şahin, gerek Yargıtay, gerekse Danıştay Başkanı ile devlet personelden de sorumlu bakan olması dolayısıyla bu yargı organlarının talep ettiği geçici personel konusunu konuştuklarını belirtti. Görüşmede hakim ve savcılarla diğer yargı mensuplarının sosyal ve mali haklarıyla ilgili konuyu da değerlendirdiklerini bildiren Şahin, şunları söyledi: ''Yeni bir kamu personel kanunu tasarısı hazırladık. Bunu Bakanlar Kurulu'nda tartıştık. Üzerinde tartışıyoruz. Henüz daha kamuoyuna intikal ettirmedik. Meclis çalışmaları sebebiyle üzerinde yeniden bir değerlendirme yapma imkanı bulamamıştım. Önümüzdeki hafta bürokratlarımızla birlikte kanun tasarısına son şeklini vereceğiz. Bu bağlamda tüm kamu kesimi mensuplarının olduğu gibi yargı mensuplarımızın özlük haklarıyla ilgili de düzenlemeler olacak. Bu düzenlemeleri yaparken kuşkusuz kendileriyle istişare edeceğiz. Yargıtay ve Danıştay Başkanı ve mensuplarıyla bu konuyu da zamanı geldiğinde görüşerek üzerinde çalışma yapacağımızı ifade ettim bugün.'' ''DOĞRU OLANI HÜKÜMETE BİZZAT SÖYLEMEKTİR'' ''Verdiğiniz mesajdan iyileşme olacağını anlayabilir miyiz? Yüksek yargı organlarının art arda bildiri yayınlamalarını neye bağlıyorsunuz?'' sorusuna da Şahin şu yanıtı verdi: ''Doğrusu, varsa sorunlarımız, oturup konuşarak çözülsün isterim. Tabii ki bildiriyle bazı taleplerini dile getirmek kişi ve kurumlarımızın kendi tercihleridir. Benim ona bir şey söylemem mümkün değil. Ama doğru olanı eğer hükümete söylemek istenen bir şey varsa, bunu bizzat söylemektir diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye'de millet adına egemenlik hakkını kullanan, devlet erkini kullanmak durumunda olan kişi ve kurumlar mutlaka aralarında her türlü sorunu diyalogla çözmelidirler. Diyalog yok demiyorum. Her zaman var, şimdi de var. Bundan sonra da olacak. Çünkü hepimiz nihayet milletimize hizmet etmekiçin şu anda bulunduğumuz görevlerde varız.'' Tüm kamu personelinin özlük haklarıyla ilgili bir iyileştirme üzerinde çalıştıklarını kaydeden Şahin, bu iyileştirme kavramının içine yargı mensuplarının da girdiğini bildirdi. Şahin, ''Ama biz perakende perakende kamu kurumlarımızın özlük haklarını düzenlemek yerine, toptancı bir anlayışla tamamını bir yasayla halledelim diye uzun süredir çalışıyoruz. Bazı beklentileri hemen karşılayamıyorsak tek nedeni budur'' diye konuştu. KAMU PERSONEL YASA TASARISI Şahin, Kamu Personel Yasa Tasarısı ile ilgili daha ayrıntılı bir açıklama yapmasının istenmesi üzerine de, şunları söyledi: ''Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, hakim ve savcıların, YÖK mensuplarının ayrı personel kanunları var. Biz bu yasayı çıkardığımızda bu kanunlar yine olacak. Ancak, sosyal ve mali haklar yönünden bütün kamu personelini bir kanun içinde değerlendirmeye alışıyoruz. O bakımdan yeni bir maaş sistemine geçmeye karar verdik. Taslak metin oluştu. Bakanlar Kurulu'nda da tartıştık. Sayın Başbakan'ın ve diğer bakan arkadaşlarımızın bazı önerileri ve itirazları oldu. Bu öneri ve itirazlar ışığında yeniden bu tasarıyı gözden geçirdi bürokrat arkadaşlarımız. Ancak ben sorumlu olduğum için bu taslak üzerinde çalışma imkanı bulamadım. Şimdi Meclis çalışmalarına ara verdi. Yeni bir çalışma yaparken, sendikalarla, memur konfederasyonlarıyla ve kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileriyle görüşerek onların da düşüncelerini alıp buna son şeklini vermek istiyoruz.'' Şahin, ''Temel yasa uygulamasına nasıl bakıyorsunuz?'' sorusuna karşılık da, bazı yasaların temel yasa olarak değerlendirilip bölümler halinde görüşülmesi uygulamasının yeni olmadığını, 1996'da içtüzüğe girdiğini anımsattı. 2001'de dönemin hükümetinin bu konuda bir içtüzük değişikliği yaptığını anlatan Şahin, bu değişikliğe o sırada muhalefet partisi üyesi olarak bazı bakımlardan itiraz ettiğini söyledi. İtirazlarının, Danışma Kurulu'nda siyasi partilerin oybirliğinin aranması şartının kaldırılmasına ve 91. maddede temel kanun tarifinin bulunmamasına yönelik olduğunu ifade eden Şahin, Anayasa Mahkemesi'nin temel kanunun tarifi bulunması ve her kanunun temel kanun olarak görüşülmemesi gereğine işaret ederek itirazı haklı bulduğunu hatırlattı. Ancak, Yüksek Mahkeme'nin, Danışma Kurulu'nda oybirliği aranması gerektiği yönündeki itirazı haklı bulmadığına dikkati çeken Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Şimdi çıkan içtüzük değişikliğiyle 91. madde Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçesine uygun olarak düzenlendi. Buna CHP'liler itiraz ettiler ve bu itirazlarını son hafta Meclis'e gelmemek suretiyle de gösterdiler. Ancak sözcüler, 'bizim de görüşümüzü onayımızı alarak bir kanunu temel kanun olarak bölümler halinde görüşebiliriz' dediler. Demek ki sonuç değişmiyor. Yani 30-40 maddenin birden görüşülmesi konusuna ana muhalefet partisi CHP karşı değil. Sadece kendi görüşlerinin alınmamış olmasından dolayı karşı olduklarını ifade ettiler. Bu da onların takdiridir.'' Şahin, ''Böyle bir dönemde Yargıtay ve Danıştay ziyaretlerinin farklı bir yoruma yol açıp açmayacağı'' sorusu üzerine de, bugünkü ziyaretlerinin her iki yüksek yüksek yargı organının geçici personel talepleriyle ilgili olduğunu yineledi. ''Hakimler ve Savcılar Yasası veto edilirse ısrarcı olacak mısınız?'' sorusuna da Şahin, ''Olmamış hadiseler hakkında görüş belirtmiyorum. Bu konuları sayın başkanlarla görüşmüş değiliz'' yanıtını verdi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şahin, bir başka soru üzerine de bu yasama yılında 9 yasanın veto edildiğini söyledi. Şahin, ''Geçici personel uygulamasının devam edip etmeyeceği''nin sorulması üzerine de, özelleştirme nedeniyle işsiz kalanların mağduriyetini bir ölçüde gidermek için bir yasal düzenleme yaptıklarını, bir de Bakanlar Kurulu kararı aldıklarını anımsattı. Özelleştirme nedeniyle kimsenin işsiz kalmaması için özelleştirilen kuruluşlarda çalışanların bir kamu kuruluşunda geçici personel olarak değerlendirildiğini anlatan Şahin, ''Bundan sonra da bu yasa devam edecek'' dedi. İSTANBUL REHBERİ İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Mimarlar Kongresi nedeniyle bastırdığı broşürle ilgili bir başka soruyu da yanıtlayan Şahin, bu yayınla ilgili olarak kendisinin de hükümetin de bilgisi bulunmadığınısöyledi. Basında bu broşürün 1996'da hazırlandığı yolunda haberler yer aldığını kaydeden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İçinde cumhuriyetimizi rencide edecek, eleştirecek ifadeler varsa, bunu cumhuriyet hükümetinin bir bakanı olarak kabul etmem, tasvip etmem mümkün değildir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu kitabı bastırmışsa, sayın Belediye Başkanı Topbaş ilgilenecek ve çok bunu kısa sürede tasviye edecektir. Çünkü biz cumhuriyetimizi daha da geliştirmeyi ve demokrasi tacıyla daha da yükseklere çıkarmayı ilke edinmiş bir iktidar olarak bu tür sözleri ve yazıları asla tasvip etmeyiz ve bunları ortadan kaldırmayı görev biliriz.''

Günün Önemli Haberleri