Meclis, Hz. İsa'yı arıyor!
Abone olDevir için de yasalara göre ya o kişilerin ya da mirasçılarının gelmesi lazım. Yani Meclis Hz İsa'yı arıyor!
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Türkiye'deki dinsel
azınlıkların sorunlarıyla ilgili olarak başlattığı çalışma
kapsamında, Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı, Vakıflar Genel
Müdürlüğü ile Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı temsilcilerinin
görüşüne başvurdu. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bugün
Komisyon Başkanı Mehmet Elkatmış başkanlığında toplandı. Toplantıda
ilginç ve trajikomik bir olay da yaşandı. TBMM İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonu bugün bir toplantı yaptı. Toplantıda alınan
bilgilere göre Türkiye'deki dinsel azınlıkların sorunlarıyla ilgili
olarak başlattığı çalışma kapsamında, Dışişleri ve İçişleri
Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Başbakanlık İnsan Hakları
Başkanlığı temsilcilerinin görüşüne başvurdu. Alınan bilgiye göre,
görüşüne başvurulan temsilciler Lozan Anlaşması'na göre azınlık
sayılan Ermeni ve Musevilerin ibadetlerini yerine getirmede sıkıntı
yaşamadıklarını, ancak Fener Rum Patriği Bartholemeos'un din adamı
ihtiyaçlarının karşılanması için Heybeliada Ruhban Okulunu'nun
yeniden açılması konusunda lobi faaliyeti yaptığına işaret ettiler.
Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması isteğine karşılık, ilahiyat
fakülteleri bünyesinde eğitim verilmesi önerisine cemaat
temsilcilerinin sıcak bakmadığı kaydedildi. Azınlıkların
isteklerinin 'karşılıklılık' esasına göre değerlendirildiğine
dikkat çekilirken, Süryaniler konusundaki sıkıntının ise ''MİT ve
MGK'nın bunları azınlık olarak tanımamasından kaynaklandığı'' ifade
edildi. VATİKAN NE İSTİYOR? Vatikan'ın, diğer ülkelerde olduğu gibi
''Türkiye'de Katoliklere ait gayrımenkullerin Vatikan'a ait
sayılması'' için sözleşme yapmak istediği, bunun Türkiye tarafından
kabul edilmediği bildirildi. Türkiye'de protestanların cemaat
oluşturacak sayıda olmadığı, misyonerlik faaliyetlerinin en çok
bunlar tarafından yapıldığı kaydedildi. Türkiye'ye gelip yerleşen
yabancıların ibadetlerini yerine getiremedikleri konusundaki
şikayetlerin AB uyum paketleri kapsamında giderildiği, imar
mevzuatına aykırı olmamak kaydıyla ibadethane açma başvurularına
izin verildiği hatırlatıldı. Toplantıda, azınlık vakıfları hakkında
da bilgi verildi. Türkiye'de 161 azınlık vakfı bulunduğu, bunların
mülk edinmedeki sorunlarının giderilmesi amacıyla AB uyum
paketlerinde düzenlemeye gidildiğine işaret edildi. HZ. İSA'DAN
BELGE İSTEMİ Vakıfların mülk edinmesine ilişkin ilginç bir örnek de
anlatıldı. Türkiye'deki yasalar gereği vakıf mülklerinin kişinin
üzerine olduğu hatırlatıldı ve geçimişte kurulan Hz. İsa ve Hz.
Meryem isimli azınlık vakıflarından 'kişinin kendini ispat etmesi'
istendi. Bu anektod komisyon üyeleri arasında gülüşmelere yolaçtı.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu zor durumda... Çünkü Azınlık
Vakıfları, gayrimenkullerini tescil ettirmek istiyor. Bu mallar
‘‘İsa'nın Evi’’, ‘‘Meryem'in Evi’’ gibi isimllerle kayıtlı. Devir
için de ya o kişilerin ya da mirasçılarının gelmesi lazım...
Azınlık vakıfları, gayrimenkullerini adlarına tescil ettirmeye
çalışınca, tapu kayıtlarındaki ilginç engellerle karşılaştılar.
Özellikle Osmanlı döneminde kurulan vakıfların bugünkü
temsilcileri, tapuya gittiklerinde bu malların, ‘‘İsa'nın Evi’’,
‘‘Meryem'in Evi’’, ‘‘Aziz Nicholas'ın evi’’ olarak kayıt altına
alındığını gördüler. TBMM İnsan Hakları Komisyonu dün azınlık
vakıflarının sorunları ve bunlara yönelik çözüm önerilerini
tartışmak üzere toplandı. Komisyona katılan Dışişleri ve İçişleri
Bakanlığı temsilcileri, vakıfların karşılaştıkları sorunlarla
ilgili olarak bilgi verdiler. Azınlık vakıflarının taleplerinin
başında, gayrimenkullerinin tescilinin yapılmasının geldiği
biliniyor. Bu amaçla 7. Uyum Paketi'yle vakıfların
gayrimenkullerine sahip çıkmaları olanağı sağlanmıştı.
Bürokratların verdiği bilgiye göre, bu konuda şu gelişmeler
yaşanıyor: İSME KAYITLI Azınlık vakıflarının büyük kısmı hükmi
şahsiyete ait olsa da bir kısmı kişi ismine kayıtlı. Osmanlı
zamanında kurulan vakıflar, mal varlıklarını hastane, okul,
ibadethane olarak kayda geçirmişler. BİLDİRİLMEMİŞ 1974'de Türk
Hükümeti, bu vakıflara, mallarının kayıtlarını bildirmelerini ve
bunların kendilerine verileceğini ilan etmiş. Büyük kısmı mallarını
bildirmiş. Ancak bazı vakıflar, isme kayıtlı olan ve vakıf
tarafından kullanılan malları, ‘‘Elimizden alabilirler’’ korkusuyla
bildirmemişler. İSTENDİ AMA Yeni uyum yasasıyla birlikte bu isme
kayıtlı olanların vakıf malı olması için başvuruda bulunuyorlar. Bu
malların tapu kayıtları incelendiğinde, ‘‘İsa'nın Evi’’,
‘‘Meryem'in Evi’’, ‘‘Aziz Nicholas'ın Evi’’ olarak yazıldıkları
görülüyor. Bizim sistemimize göre kişi mallarının devri için o
kişinin ya da mirasçılarının imzası gerekiyor. İşler burada
düğümleniyor.