Meclis Başkanı Mustafa Şentop'tan AP'nin Maraş ve Kıbrıs kararına tepki
Abone olTBMM Başkanı Mustafa Şentop, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda kabul edilen kapalı Maraş ve Kıbrıs meselesine ilişkin tasarıyla ilgili, "Söz konusu karar, içerdiği suçlamalar ve hasmane tutumla Türkiye'yi hedef almakta ve Kıbrıs Türk halkının iradesini daha önce de birçok kez olduğu gibi görmezden gelmektedir" diye tepki gösterdi.
Yaptığı yazılı açıklamayla Avrupa Parlamentosu Genel
Kurulunda kabul edilen kapalı Maraş ve Kıbrıs meselesine
ilişkin tasarıya tepki gösteren Şentop; AP'nin,
Türkiye ile ilişkilerine ve yapıcı gündeme zarar veren adımlarına
bir yenisini daha eklediğini belirtti
Şentop, şunları kaydetti: Söz konusu karar, içerdiği suçlamalar ve hasmane tutumla Türkiye'yi hedef almakta ve Kıbrıs Türk halkının iradesini daha önce de birçok kez olduğu gibi görmezden gelmektedir.
Somut hatalar, ön yargılar ve haksız iddialar barındıran bu kararın, mevcut ilişkilere ve Kıbrıs meselesinde kalıcı bir çözüme hiçbir katkısının olmayacağı açıktır. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi bizlerin de samimiyetle benimsediği değerler üzerine inşa edildiğini savunan Avrupa Birliği'nin gündeminin, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından rehin alınmasının ve bu iki ülkenin Kıbrıs konusundaki dayatmacı ve uzlaşmaz tavrının, Avrupa Birliği'nin Kıbrıs konusunda oynayabileceği yapıcı role katkı sunmayacağı da ortadadır. Kararda Türkiye'ye yaptırım uygulanmasına yönelik bir çağrının yapılması ise Avrupa Birliği'nin Türkiye ile arasına mesafe koymak için yeni gerekçeler yaratmaya çalıştığı izlenimi edinmemize sebep olmuştur.
"Kendi mevzuatına tamamen ve açıkça aykırı bir karar"
Şentop, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kıymetli yöneticileri
ve vatandaşlarının geçmişin acı dolu hatıralarına rağmen her
fırsatta büyük bir olgunluk göstererek Ada'da kalıcı barış ve çözüm
için desteklerini ortaya koyduklarına dikkati çekerek, "Gerek
Birleşmiş Milletler nezdinde yapılan görüşmeler gerekse 2004
yılında yapılan referandumda çıkan sonuç, bu iradenin en somut
göstergesidir. Kıbrıs Türkü'nün çözüm bulmaya yönelik iradesine
rağmen Avrupa Birliği, kendi mevzuatına tamamen ve açıkça aykırı
bir kararla Rum yönetimini Birlik'e kabul ederek çözüm imkanlarını
toptan reddeden anlayışa adeta bir ödül vermiştir. Kıbrıs'ta
yaşanan sorunların en önemli müsebbibinin bizzat Avrupa Birliği
olduğu tartışmasız bir gerçektir." ifadelerini kullandı.
"Maraş üzerindeki egemenliği tartışmasız olan KKTC yönetimi"
TBMM Başkanı Şentop, şu değerlendirmelerde bulundu: Bu hasmane tutumun son örneği olarak gördüğümüz söz konusu kararda, Avrupa Parlamentosunun Maraş hakkında yaptığı değerlendirmeler, Avrupalı siyasilerin gerçeklerden ne kadar uzak, Rum Yönetimi tarafından yapılacak manipülasyona da ne kadar açık olduğu ifşa olmuştur. Altını çizmek isteriz ki Maraş üzerinde yapılacak tasarruflarda tek söz sahibi, Maraş üzerindeki egemenliği tartışmasız olan KKTC yönetimidir. Ayrıca bölgenin ihya edilmesi, canlandırılması ve turizme kazandırılması, hak sahiplerinin tamamına fayda sağlayacaktır. Üstelik, KKTC tarafından alınan kararla yeniden açılan Maraş'ta Kıbrıslı Rumların meşru hakları da gözetilecek, bu karar iki toplum arasındaki ilişkilerin gelişmesi için bir fırsat olacaktır.
"Maalesef ilişkilere gölge düşürmektedir"
Şentop, Avrupa Parlamentosunun dostane ilişkilere yakışmayan bu kararıyla, son dönemde Türkiye'nin çeşitli kademeleri tarafından Avrupa'ya yönelik verilen dostane mesajları görmezden geldiğini de gösterdiğini belirtti.
Mustafa Şentop, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Türkiye, Avrupa Birliği'nin bir parçası olmak için niyet ve irade ortaya koyarken Avrupa Parlamentosunun aldığı yersiz kararlar, maalesef ilişkilere gölge düşürmektedir. Türkiye - AB ilişkilerinin, AB üyesi bazı ülkelerin münferit menfaatlerine ve temelsiz iddialarına odaklanan kararlara ve ön yargılarına kurban edilmeden hakkaniyet çerçevesinde ele alınması ve Avrupa'nın aklıselim içinde davranması en içten temennimizdir. Son olarak, buna benzer kararların Türkiye'yi ve KKTC'yi egemenlik haklarını kullanmaktan alıkoyamayacağının, tehdit dilinin tarafımızca kabul edilemez olduğunun kayda geçirilmesini dileriz.