Türk neşriyatından yeni moda Mit Müsteşarı Hakan Fidan’a sahip
çıkmak. Amerikan gazetelerinde çıkan yazılar üzerine Türkiye’deki
gazeteciler Hakan Fidan’a methiyeler düzmek için sıraya girdi. Ben
de sıranın sonunda yerimi alayım. Alayım ama biraz söyleyeceklerim
var.
...
Kimi diyor ki Fidan’ı yedirmeyiz, kimi diyor ki Türkiye büyüdü,
Ortadoğu’da operasyon yapıyor ve önce İsrail sonra Amerika bu
operasyonu durdurmak için Fidan’a karşı çıkıyor.
Kimi diyor ki operasyon Fidan’a değil Başbakan Erdoğan’a, kimi
diyor ki operasyonun asıl hedefi Fidan değil Dıişişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu.
Ben diyorum ki, bir operasyon varsa yapanlar acemi, eğer Fidanı
yemek istiyorlarsa onu yemek bir yana yerini sağlamlaştırdılar.
Hedef Başbakan Erdoğan ise oyunun sonunu görmek gerekiyor.
…
Amerikan gazetelerinde iki yazı çıktı. Yazılarda genelde Mit
Müsteşarı Hakan Fidan’ın gücünden, Türkiye’de politika
belirlenirken Mit Müsteşarı’nın etkisinden bahsediliyor. Bir de
istihbarat var, İsrail için çalışan İran’lı ajanların İran’a
ispiyon edildiği iddiası.
Bu iddianın doğru olması halinde bile “Fidan Türkiye aleyhine
bir karar verdi” denilemez. Ama Amerika’da makaleleri yazanlar
belli ki Fidan’ı buradan vurmayı hedeflemişler. Ama acemilikleri de
tam burada ortaya çıkıyor.
Eğer yabancı bir güç, ya da medya, Ak Parti Hükümetinin atadığı
bir bürokratla ilgili aleyhte yayın yapıyorsa bilmeli ki o
bürokratın ömrünü uzatır. Sadece yabancı medya değil bu yayını
yerli medya da yapsa durum değişmez. Başbakan görevden alacağı
varsa da o bürokratı görevden almaz. Yani yayınlar Fidan’ın ömrünü
kısaltmadı, aksine uzattı.
Bu madalyonun bir yüz.
Diğer yüzündeyse yeni MİT var.
…
Milli istihbarat teşkilatı Fidan ile yeni bir düzene geçti. Bunu
ulusal ya da uluslar arası anlamda kabul etmeyen hiçbir uzman
yok.
Peki bu yeni düzende başarı var mı?
Evet demek için çok iyimser olmak gerekiyor.
Niyet var ama sonuç yok.
Mit dış politika ile uyumlu operasyon konusunda ilk
deneyimini Suriye’de yaşadı. Suriye operasyonunun sonuçları ise
ortada. Dengelerin tam tutturulamadığı, farklı ve istenmeyen
grupların güçlendiği, muhalefetin rejim karşısında zayıf kaldığı
bir sonuç bu. Elbette burada tek başına “Mit başarısız oldu” demek
mümkün değil. Ama Türkiye’nin, Mit’in de oluşumunda katkı
sağladığı, Suriye politikasının vardığı nokta da ortada.
Muhalefet rejim karşısında çaresiz.
Türkiye topraklarında 600 binin üzerinde mülteci var.
Reyhanlıda, sınır kapılarında patlamalar, alevi sunni
meselesinin deşilmesiyle yaşanan sıkıntılar da cabası.
Böylesine bir ortamda MİT rasyonel veriler ile
tartışılamadı.
Yaptığı operasyonların başarısı veya başarısızlığı
konuşulamadı.
Çünkü araya Amerika’lılar ve dolaylı olarak İsrail girdi.
Bu tabloda Mit’e sahip çıkmaktan başka bir yol da kalmadı.
Ez cümle ben de “Fidan’ı yedirmeyiz” diyenlerdenim.
Çünkü operasyonlar istenilen sonucu vermese de, operasyon niyeti
bile belli ki bazı çevreleri çok rahatsız etmiş…
İşte burada da Başbakan giriyor devreye.
Çünkü operasyon talimatını veren bizzat Başbakan’ın kendisi.
Bu durumda uluslar arası kampanyanın Başbakan’ı hedef aldığı
iddiası daha bir ağarlık kazanıyor.
Seçimler yaklaşırken çarşının daha bir karıştığına şahit
olacağız.
Belli ki Martta Türkiye sadece yerel yöneticilerini
seçmeyecek.
twitter.com/yavuzoghan