MEB işgal altında iddiası
Abone olBağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, MEB'in işgal edildiğini öne sürdü.
Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, Milli
Eğitim Bakanlığı"nın AB uzmanlarınca işgal edildiğini öne
sürdü.
Milli Eğitim Bakanlığı"nın hemen bütün birimlerinde Avrupalı bir
uzmanın görev yaptığını belirten Gürkan Avcı, “Yıllardan bu yana
Türkiye"den umudunu kesmiş olan insanlara her gün görmeleri gereken
"pembe bir rüya" gibi empoze edilen Avrupa Birliği, ülkemizin en
temel unsurlarından olan MİLLİ EĞİTİM"i tam anlamıyla işgal etmiş
bir konuma gelmiştir” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığında uzman sıfatıyla çalışan AB tarafından
gönderilmiş kişilerin doğal olarak sözü geçer bir konumda
çalıştıklarını belirten Avcı, “Her alanda olduğu gibi eğitimde de
dudak uçuklatan maddi destekler sunan Avrupa Birliği, aktardığı
paraların yönlendirilmesini kendi eline almıştır. Milli Eğitim
Bakanlığı bünyesinde bulunan iletişim, inşaat, iş piyasası,
müfredat geliştirme, mekanik sektör, ulusal kalite sistemi, yaygın
eğitim, uluslar arası satın alma ve daha birçok alanda yapılan
çalışmaların yönlendirilmesi, gönderilen euroların hatırına AB
tarafından atanan yüksek maaşlı uzmanlar tarafından yapılmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde kısa ve uzun dönemli çalışacak
şekilde ve belirtildiği gibi AB tarafından belirlenen uzmanların
sayısı, 100"e yaklaşmıştır” şeklinde konuştu.
AB KREDİLERİ, MEB"E FAİZLİ VE HAZİNE GARANTİLİ VERİLİYOR
Gürkan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Birliği"nin zararlı
tohumları eğitim sistemimizi 100 kadar farklı proje ismiyle
ekilmeye başlamıştır. Eğitim Sistemimize damardan girmek isteyen
AB, uygulamaya sokulan Temel Eğitime Destek Projesi"ne 100 milyon
euro aktarmıştır. Bu proje kapsamında Diyarbakır"da
gerçekleştirilen seminer ile, 50 öğretmene "AB standartlarını
yakalama"nın püf noktaları öğretilmiştir(!).
Yine 59 milyon euro ile bütçelendirilen ve 51 milyonu AB hibesi
olan Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi
de uygulamaya sokulmuştur. Ayrıca, 14 milyonu AB hibesi olan ve
18.5 milyon euroluk bütçe ile uygulamaya sokulan Mesleki ve Teknik
Eğitimin Modernizasyonu Projesi kapsamında Türkiye"ye gelen AB
uzmanları, eğitim müfredatının düzenlenmesi ve öğretmenlerin AB
normlarına göre yetiştirilmesi çalışmalarını yürütüyor. Kaldı ki
tüm bu projelerin az bir kısmı hibe olmakla birlikte büyük bölümü
hazine garantisi ile Milli Eğitim Bakanlığı"na faizli borç olarak
veriliyor.
KOLAY KURTULAMAYACAKLAR
Yapılanların adının, kelimenin tam anlamıyla eğitim sistemine çomak
sokmak olduğunu söyleyen Gürkan Avcı, “Bir zamanlar ABD"li
uzmanların hizaya sokmak istediği Milli Eğitim, bugün AB"nin
belirlediği uzmanlara teslim edilmiştir. AB uzmanlarının bilgi
birikimlerine sahip olan ve diplomalarının duvarda asılı kalmasına
seyirci kalınan kendi uzmanlarımızın aranıp sorulmaması,
kendilerine alanlarında iş verilmemesi ise, ayrı bir utanç tablosu
olarak sergilenmektedir. Bu vebalin altına girmek kolay, yükünün
altından sıyrılmak ise o kadar kolay olmayacaktır.
AB"ye üyelik isteği ve hırsı, Türk ulusunun bir talebi olarak
sergileniyor. Halbu ki, aç karnını doyurmak için "Avrupa ülkesi
olsunda neresi olursa olsun" düşüncesindeki vatandaş, Avrupa
Birliği kriterlerinden bir tanesini bile söylemekten uzak yaşıyor
Avrupa"ya. Öte yandan, Avrupa Birliği"nin kullanmaya yer ve zaman
bulamadığı paraların akıtıldığı Milli Eğitim Bakanlığı, "Avrupa
Birliği normlarını, hedeflerini ve eğitim anlayışını kabul
ediyoruz" diyebiliyor.
BEYİN GÖÇÜNE ÇANAK TUTULUYOR
Avrupa Birliği"nin hibe adı altında sunduğu paraların, Türkiye"ye
köklü yerleşme amacı taşıdığını ileri süren Gürkan Avcı, “Sayıları
100"e yakın AB uzmanının işgal ettiği Milli Eğitim Bakanlığı, belki
de onlardan daha yetenekli olan kendi insanlarımızı unutarak beyin
göçüne çanak tutmaktadır” dedi.
AB tarafından yapılan yardımlar karşılığında Milli Eğitim Bakanlığı
bünyesinde; Temel Eğitime Destek Projesi kapsamında 27, Türkiye"de
Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi
kapsamında 42 ve Türkiye"de Mesleki ve Teknik Eğitimin
Modernizasyonu Projesi kapsamında da 3 uzman bulunduğunu belirten
Gürkan Avcı, “AB"li uzmanların işgaline yeşil ışık yakan Milli
Eğitim Bakanı kendi insanına kapılarını kapatırken, yılların
kanayan yarası beyin göçünün önünü açmaktadır. Avrupalıların, daha
doğrusu euroların hatırına kendi aydın insanını küstüren ve
Türkiye"den kaçmalarına yol açan bir bakanın, ülke geleceğini
düşündüğünden söz edilemez” şeklinde konuştu.
SEÇME BÜROKRATLARA AVRUPA TATİLİ
AB"nin eğitim sistemine öngördüğü dayatmalar çerçevesinde Milli
Eğitim Bakanlığı bünyesinde bulunan "seçme" bürokratların bilgi ve
birikimlerini artırmak amacıyla haftalar boyunca Avrupa ülkelerine
gönderildiğini de söyleyen Gürkan Avcı, “Bir yandan Avrupalı
uzmanları bünyene sokacaksın, diğer yandan "Git Avrupa"yı gör" diye
gönderdiğin "seçme" kişilerin konaklamasına, iaşesine, uçuşuna artı
harcırah ekleyerek milyonları harcayacaksın. Avrupalı zaten
Avrupasını uzmanları aracılığıyla burada tanıtmıyor mu? Daha ne
öğreteceksin? Buna Amerika"yı yeniden keşfetmeye soyunmak derler”
dedi.
AB, İŞE YARAMAYAN PROJELERE PARA VERİYOR
Türkiye"de yırtık ayakkabılar ile karları yararak okula ulaşma
mücadelesi veren çocuklar bulunduğunu belirten Avcı sözlerini,
“Parasızlıktan zorunlu eğitimine devam edemeyenlerin varlığı gözler
önündeyken, sistemi renkli kutulara sokmanın hiçbir yararı olmaz.
Öğretmen ve öğrenciler aracılığıyla topluma çevre bilinci aşılamak
amacıyla hazırlanan ve Yeşil Kutu denilen, içerisinde öğretmen el
kitabı, video kaset, interaktif tabloların, çizgi filmlerin yer
aldığı bir CD-Rom dağıtmak ile Türkiye yeşillenmez. Öğretmenlerimiz
ağır ekonomik şartlar altında kıvranırken, çağdışı eğitim sistemi
yüzünden öğrencilerimiz bolca sıfır çekerken, eğitimin asıl
sorunları çözüm beklerken, çok geniş kapsamlı ele alınması gereken
konuların boyalı kutular içerisine sıkıştırılarak iş yapar
görünmesi, Milli eğitim Bakanlığı"nın çok çabuk AB dümen suyuna
girdiğini göstermektedir.
Bağımsız Eğitimciler Sendikası olarak, öncelikle bütün
çocuklarımızın okula isteyerek gitmelerine fırsat yaratılmasını
istiyoruz. Ek konuların daha sonra gönüllü olarak benimseneceği
düşüncesindeyiz. Milyarların görünüş değiştirmek adına (göz)
boyamalarda kullanılması yerine, acil çözüm bekleyen eğitim
sorunlarına yatırılmasının daha yararlı olacağını düşünüyoruz”
şeklinde tamamladı.