Mazlumların film festivali
Abone olİnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) düzenlediği Uluslararası Film Festivali, New York’ta gerçekleştiriliyor. Değişik kategorilerde 19 film gösterime girdi.
1994’ten bu yana Londra ve New York’un yanı sıra gezici olarak
da gerçekleştirilen Festival bünyesinde, Paolo Pellegrin’in
‘Darfur, doğal olmayan felaket’ başlıklı fotoğraf sergisi ve Medya
Hakları Birliği’nin (Mediarights.org) Fark Yaratan Medya Film
Festivali de yer alıyor. Savaş ve sonrası hesaplaşmalar İnsan
Hakları İzleme Örgütü’nün yıllık küresel film seçkisinin en çok
üzerinde durduğu konular. ‘İLİŞTİRİLMİŞ GAZETECİLİK’ RÖPORTAJLARI
... Film Festivali’nde Irak İşgali de çeşitli belgesellerle yerini
alıyor. ‘Occupation: Dreamland’de yönetmenler Garrett Scott ve Ian
Olds ‘iliştirilmiş gazetecilik’ röportajlarının az rastlanan olumlu
katkılarını sergiliyorlar. Paolo Pellegrin'in 'Darfur, doğal
olmayan felaket' başlıklı fotoğraf sergisi. Yönetmenler 2004’ün ilk
aylarında Felluce’de bulunan ‘Dreamland’de (Baasçılara ait
terkedilmiş ve şu anda askeri üs olarak kullanılan bir yer)
konuşlandırılmış bir birliğin yanında çekim yaparlar. Filmde,
askerler Irak’taki amacı belirsiz görevlerine karşı duydukları
heyecan, sinizm ve sıkıntılarını şaşırtıcı bir içtenlikle dile
getiriyor, bir yandan da taciz edilen, zorla işsiz güçsüz bırakılan
halka öfkelerini kusuyorlar. ‘Occupation: Dreamland’, Irak’taki
Amerikan rodeosunun kanlı ve amaçsız bir kendini koruma
operasyonuna dönüştüğünü gösteriyor. Bir subayın da yüksek sesle
söylediği gibi: “Neyi koruyoruz, bilmiyorum!” Aynı soru, son derece
geçirgen bir engel hakkındaki ‘Wall’ için de sorulabilir. ‘Wall’,
İsrail-Filistin çatışması hakkında 2005 Festivali içindeki tek
film. Yönetmen Simone Bitton, inşa halindeki İsrail güvenlik
duvarının her iki tarafındaki kişilerin seslerini aktarıyor.
Duvarın arka bahçesinden geçtiği genç bir İsrailli baba bir barış
konferansına ev sahipliği yapmak için evini açarken; Filistinli bir
çiftçi, duvarın (ironik bir şekilde) işsiz Filistinliler tarafından
yapıldığını anlatıyor. Çiftçi, bu duvarın verimli topraklarının
kurnazlıkla ele geçirilmesinin bir yolu olduğunu söylüyor.
Ayrılıkçı şiddet, son derece etkileyici birkaç filmin konusunu
oluşturuyor. Pete Travis’in ‘İyi Cuma Anlaşması’na muhalif
IRA’lıların 1998 yılında bombaladığı Kuzey İrlanda kasabasını
anlattığı ‘Omagh’ adlı filmi, Paul Greengrass’ın ‘Bloody Sunday -
Kanlı Pazar (2002)’ yapıtına karşı çıkan bir film. Ancak ‘Omagh’,
Greengras’ın filminin tarihsel bakışındaki derinlikten yoksun.
Helene Klodawsky’nin öldürülen Sri Lankalı insan hakları eylemcisi
Rajani Thiranagama’nın anısına bir saygı gösterisi olan ‘No More
Tears Sister: Anatomy of Hope and Betrayal’ filmi, Sri Lanka ve
Tamiller tarafından dökülen kanı anlatıyor. Savaşın kıyımı ile
yüzleşmenin acısı, Katarina Rejger ve Eric van den Broek’in
‘Videoletters’ filminde açık bir yara gibi ortaya seriliyor.
Filmde, Yugoslavya’daki ayrılıkçı savaşlar sırasında birbirlerinden
kopan arkadaşlar ve ailelerin video konferans yoluyla tekrar
bağlantı kurması anlatılıyor. Heidi Ewing ve Rachel Grady’nin
kapanış gecesi filmi olan ‘The Boys of Baraka’, yerinden edilme
üzerine pedagojik bir çalışma. Yirmi yaşlarındaki siyahi gençler
Baltimore’daki devlet okullarından Kenya’nın kırsal kesimindeki 2
yıllık bir programa yollanır. Ancak, ıssızlığın ortasındaki okul
binaları çok geçmeden jeopolitik çekişmenin ortasında kalır:
2002’de Mombasa’da meydana gelen otel bombalaması ve Nairobi’deki
ABD elçiliğinin kapatılmasının ardından Baraka Okulu’nun
aktiviteleri askıya alınır. Filmin bir sahnesinde, endişeli
annelerden biri, oğlunun Baltimore sokaklarında öldürülme
ihtimalinin daha yüksek olduğunu dile getirir. Baraka Okulu
temsilcisi, katılımcılara 18 yaşına geldiklerinde lise diploması,
hapis ya da mezar arasında seçim yapmış olacaklarını söylüyor.
'State of Fear' ‘Mardi Gras: Made in China’nın genç emekçileri için
geleceğe dönük seçenekler çok daha kısıtlı görünüyor. Su toplamış,
yara bere içindeki elleri ile Fuzhou’daki Tai Kuen fabrikasında
çalışan kızlar ve kadınlar 14 yaşında işe başlıyor, saati 10 sente
günde 12 ila 20 saat arası çalışıyor. Kendilerinden istenen kotayı
karşılayamadıkları zaman bu üç kuruşluk ücretleri de ellerinden
alınıyor. Bütün bunlar, Mardi Gras karnavalı sırasında etrafta
uçuşan kolyeleri üretmek için yaşanıyor. Yönetmen David Redmon,
Çinli işçilerle New Orleans’ta eğlenenlerin görüntüleri arasında
yaptığı geçişlerle asıl kozunu ortaya koyuyor. İşçiler böyle çirkin
kolyeleri kimin takacağını merak ederken, Tai Kuen’den görüntüler
yerini Bourbon Sokağı’nda eğlenen insanlara bırakıyor. FESTİVAL
FİLMLERİ ” Omagh ” The Boys of Baraka ” Compadre ” The Education of
Shelby Knox ” Justice (Justiça) ” The Liberace of Baghdad ” Living
Rights ” Mardi Gras: Made in China ” Seoul Train ” Midwinter
Night’s Dream ” No More Tears Sister: Anatomy of Hope and Betrayal
” Occupation: Dreamland ” Pulled from the Rubble ” La Sierra ”
State of Fear ” Una de Dos ” Videoletters ” Wall (Mur) ” Still Life
Kaynak: www.ntvmsnbc.com