Başbakan, İran dönüşü 4+4+4 yasa tasarısını kanunlaştırmayı
başaran partili arkadaşlarına teşekkür ederken, bir yandan
muhalefete bir yandan da halka sopayı gösteriyordu aba
altından…
Polisin şiddetini destekler şekildeki konuşması, şiddete yönelik
ilk sıcak bakışı değildi… Daha önce de aynı yasa tasarısı
görüşmelerinde muhalefeti döven AKP’li milletvekillerine sahip
çıkmış, “Herkese anladığı dilden” diyebilmişti…
Başbakanı anlamak mümkün değil…
Hele hele, şiddete sahip çıkıyor görüntüsü vermesinin, bu
doğrultuda laflar ediyor olmasının partisi içerisinden kimseyi
rahatsız etmiyor oluşunu anlamak hiç mümkün değil…
Bizi nasıl günler bekliyor, sokağa çıkmaya, herhangi bir şeyi
protesto etmeye cesareti olan var mı?
Dün bana mail atan bir okur demiş ki; “Dünyanın en pahalı
benzinini alıyoruz, elektriğe ve doğalgaza yüklü bir zam yapıldı,
başka bir ülkede olsa halk ayaklanır, biz niye böyleyiz? Nasıl bir
uyku bizimki? Neden uyanamıyoruz? Tepki verdiğimizde, zar-zor
geçinen halk bile neden hala zam yapan, şiddeti savunan hükümeti
destekliyor, neden gerçeklere gözlerini kapatıyorlar? Neden, neden,
neden?
Neden mi? Bir deneyle açıklamaya çalışayım…
“5 maymun bir kafes içerisine konuluyor ve maymunların
uzanabileceği, kafesin yüksek bir yerine de muzlar bağlanıyor ve
ulaşabilmeleri için bir merdiven konuluyor. En başta hiçbir önyargı
sahibi olmayan maymunlar doğal olarak muza uzanmak için hamle
yapıyorlar. Fakat muza yaptıkları her hamle sonrası onlara
yukarıdan bir sopa vuruyor ve üzerlerine soğuk su sıkılıyor, muzu
almaları engelleniyor. İlk zamanlarda denemekten yılmıyorlar ama
her denemeleri başarısız oluyor, aynı sopa her denemede onlara
acıyı tattırıyor, soğuk su da cabası. Bir süre sonra maymunlar
asılı duran muza hamle etmemeye başlıyorlar ve hamle etmeye
çalışanı da engelliyor, dövüyorlar. Daha sonra kafesteki
maymunların bir kısmı, yenileri ile değiştiriliyor. Yeni gelen
maymunlar, durum hakkında fikir sahibi olmadıklarından muza hamle
etmeye kalkıyorlar fakat onların da hamleleri eski maymunlar
tarafından her seferinde engelleniyor ve yeni gelen maymun da bir
süre sonra muza hamle yapmaz oluyor. En son aşamada kafesteki eski
maymunların tamamı yenileri ile değiştiriliyor fakat yine de eski
“dayak” hadisesinin etkisinde olan maymunlar muza ulaşmaya
çalışıldığında birbirlerini engelliyorlar ve en sonunda hiç birisi
muza hamle yapmaz oluyor.
Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde, artık hiç
biri merdivene yaklaşmıyor.
Neden mi?
”Çünkü burada işler böyle gelmiş böyle gitmektedir...”
Sanırım nedenini anladınız…
Sindirilmiş, korkutulmuş, bir topluluğa ait hale getirilmiş,
taraf olmak zorunda bırakılmış, kutuplaştırılmış, ne yaparsa yapsın
bir değişiklik olmayacağına inandırılmış, çoğunluğun aldığı her
karara uymak zorunda kalmaya alıştırılmış insanlar tepki vermemeye,
sorgulamamaya başlarlar…
Sorguladıklarında dayak yiyeceklerini, ıslatılacaklarını,
gözlerine gaz sıkılacağını bilirler…
Bazıları da bunu isyankârlık olarak nitelendirir!
Bu yüzden hep vazgeçerler ve gelecek kuşaklara da bunu miras
bırakırlar… Böylece sorgularsak başımıza ne geleceğini bilerek
büyürüz…
Sorgulamaya cesaretimiz kalmaz, cesaret gösterenlere de suyu,
sopayı, gazı basarlar...
Yazıyı, Sokrates’in “Sorgulanmayan yaşam yaşanmaya değmez”
sözüyle bitireyim…
Belki kafein etkisi yapar…
twitter.com/nsrnylmz