Mavi Marmara davasında son gelişmeler

Abone ol

Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Mavi Marmara davasında yerli mağdurların yanı sıra gemide yer al...

Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Mavi Marmara davasında yerli mağdurların yanı sıra gemide yer alan yabancı uyruklu insanlar da mağdur sıfatıyla ifade veriyor. İfadeler sesli ve görüntülü olarak alınmaya başlandı.
Filistin’e 31 Mayıs 2010 tarihinde insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine yönelik İsrail askerlerince düzenlenen 9 Türk vatandaşının şehit edildiği saldırıya ilişkin devam eden duruşmanın 7’inci celsesi bugün başladı. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Mavi Marmara davasında bugün yerli mağdurların yanı sıra gemide yer alan yabancı uyruklu insanların mağdur sıfatıyla verdikleri ifadeler sesli ve görüntülü olarak alınmaya başlandı. Duruşmada ilk olarak ifade veren müşteki İtalya vatandaşı Manulo Luppicini, İsrail’in müdahalesini bulunduğu gemiden kamerasıyla izlediğini söyleyerek, “Zodyakların içinde bulunan İsrailli komandolar, Mavi Marmara gemisine doğru ateş ederek yaklaştılar. Daha sonra gemiye tepeden helikopter yaklaştı. O kadar yaklaştı ki geminin üzerindeki eşyalar uçuştu. Üzerimde ‘press’ yazılı bir kart ve yelek olmasına rağmen gemideki herkesle aynı müdahaleye maruz kaldım. İsrailli askerler bana ait olan tüm eşyalarımı aldı. Olayın ardından ülkeme döndüğümde bankaya gittim ve kendi hesabımdan para çekildiğini gördüm” dedi.

SALDIRIYI NAMAZ VAKTİNDE GERÇEKLEŞTİRDİLER
Luppicini’nin ardından ifade veren müşteki İrlanda asıllı Keneth O’keefe, İsrail’in saldırısının planlı olduğunu belirterek, ’’Saldırı zamanını gemide bulunan Müslümanların birçoğunun dua ettikleri sabah namazı vaktini seçmişlerdi. Askerler, el bombaları, ses ve sis bombalarıyla gemide bir kaos ortamı yaratmak için uğraştılar. Saldırının ilk 10 dakikasından sonra yanına yaklaştığım Cevdet Kılıçlar alnından vurulmuş yerde yatıyordu. Geminin üstüne çıktığımda çok sayıda yaralı ve vurulmuş insan gördüm. Daha sonra İsrail’deki havaalanına kaçırıldıktan sonra boğazlandım ve coplandım. Elindeki makineli tüfeği bana doğru kullanmak üzere olan İsrailli komandonun bu hareketini engellemek için ellerini tuttum. Ben bugün yaşıyorum, çünkü o iki İsrailli komando düştü. Düşmeselerdi bugün yaşıyor olamazdım’’ diye konuştu.
Yazar Abdurrahman Dilipak ile Mısır, Fransa, Cezayir, Tunus, Fas, İngiltere ve Yunanistan’dan gelen avukatların da izlediği duruşma, müşteki ve mağdurların ifadesinin alınmasıyla devam ediyor. Öte yandan adliye önünde toplanan bir grup, tekbir getirerek İsrail’i protesto etti. Daha sonra grup ellerindeki renkli balonları gökyüzüne bıraktı.
(İHA)

Günün Önemli Haberleri