Mavi dalgaların sırrı çözüldü
Abone olBilim dünyası, özellikle okyanuslarda bulunan ve deniz suyuna parlak mavi bir görünüm kazandıran mikroskobik bitkilerin saçtığı biyolüminesansın, yani biyolojik ışığın, nasıl oluştuğunu çözdü...
Fitoplankton olarak bilinen bu mikroskobik bitkiler arasında, özellikle, dinoflagella türlerinin biyolojik ışık saçtığı daha önce biliniyordu.
Harvard Üniversitesi'nden Woodland Hastings liderliğindeki bir ekip, dinoflagellaların hücre zarındaki özel bir kanalın elektriksel uyarılara yanıt verdiğini gösterdi.
Hastings ve ekibi, bu kanalların, dinoflagellaların biyolojik ışık saçmasını sağlayan mekanizma olduğunu ifade etti. Ekip, kısa bir süre önce Ulusal Bilimler Akademisi Tutanakları’nda da yayımlanan çalışmasında, dinoflagellaların yapısındaki kanalların, sadece artı yüklü parçacıklar olan protonların geçişine izin verdiğini ortaya koydu.
İNSAN HÜCRESİ OLSA OLMAZDI
Ekibin üyelerinden elektrofizyolog Thomas DeCoursey, National Geographic’e yaptığı açıklamada, “Yeni keşfedilen bu kanallar, o ışıldamayı tetikleyecek özelliklere sahip. Eğer dinoflagellalardaki kanalların yerine insan, fare ya da salyangoz hücrelerinden kanal alıp koysak, aynı ışık ortaya çıkmazdı” diye konuştu.
Uzmanlar, dinoflagellaların su yüzeyinde süzülmesiyle çevrelerindeki suda oluşan hareketin, canlıların içindeki proton dolu organellere elektrik sinyalleri gönderdiğini belirtti. Bu elektrik sinyalleri, voltaj değişikliğine hassasiyet gösteren proton kanallarını açıyor, bir dizi kimyasal tepkimeyi tetikliyor. Bu da neon mavisi ışığı üreten lusiferaz proteinini harekete geçiriyor.
PİLOTLARA YOL GÖSTERİYOR
Hastings, biyolüminesans olayının Atlas Okyanusu’nda ve Büyük Okyanus’ta neredeyse her gece yaşanan bir olay olduğunu belirterek, bunun hava kuvvetleri pilotlarının yollarını bulmakta kullandıkları bir araç olduğunu ifade etti.
Hasting, “Uçak gemilerine iniş yapacak olan jet pilotları, gece misyonlarından dönüşte, gemilerin kenarındaki biyolüminesans izlerine göre yollarını bulurlar” dedi.
Bilim insanları, bazı dinoplagellaların, balıklara, insanlara ve diğer canlılara zararlı olabilecek zehirler de ürettiğinin altını çizerek, biyolüminesansın aynı zamanda bir düşmanlara karşı savunma veya avın dikkatini çekme mekanizması olduğunu öne sürüyor.