Matematik bu kadar kolay”
Abone olAli İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi ile ilgili olarak Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada bir tanığın sorulan soruya, “3-4 kişi ...
Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi ile ilgili olarak Kayseri 3.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada bir tanığın sorulan soruya,
“3-4 kişi kaçanı kovalıyordu, diğer 3-4 kişi de yakaladıkları
kişiyi götürüyordu. Matematik bu kadar kolay” cevabını salondaki
diğer müdahil avukatlar alkışladı.
Tanık Ahmet Uygun, “Olayın birebir şahidi olmadım ama olay olduğu
sırada ben ile Okan evdeydik. Ali İsmail’i olaydan sonra Turhan
buldu. Durumunun çok kötü olduğunu söyledi. Fırat ile birlikte
giderek onları bulduk. Kaldırımın üzerinde oturuyorlardı. Başında
çok ciddi yaralar vardı. O sırada Ali İsmail’in canını daha fazla
sıkmamak için bir şey sormadık. Okan’ı da çağırdık ve üniversitenin
içindeki hastaneye gittik. Ali İsmail’e sorduk ne olduğunu, çok
kötü dayak yediğini ve yerde tekmelendiğini söyledi. Sivil ve
polislerin dövdüğünü söyledi.
Hastaneden müdahale edemeyeceklerini söylediler ve Yunus Emre
Devlet Hastanesi’ne sevk ettiler. Ben de muayeneye girdim. Moralini
düzeltmek için. Doktor muayene ederken Ali İsmail ‘Cuma günü
sınavlarım var. İyileşir miyim?” diye sordu. Doktor de
iyileşeceğini söyledi.
Birisi başına darbe aldığı zaman uyumaması lazımdı. Doktora bunu da
söyledik. Sıkıntı olmayacağını ve ortopediye gitmemiz gerektiğini
söyledi.
Sabah Çarşı karakoluna gittiler. İfadeye gerek olmadığını ve direk
muayeneye gidebileceğini söylediler. O süreçten sonra ben Ali
İsmail’i görmedim. Biz yolda gelirken Ali İsmail bu olayı ailesinin
öğrenmesini istemedi. Ama biz buna karşı çıktık. Ailesinden
korktuğu için ev taşıma konusunu söylemiş olabilir ama ev taşıma
olayı kesinlikle olmadı” diye ifade verdi.
Mevlüt Saldoğan, “Kendileri veya rahmetli Ali İsmail, daha önce
kullandığı bu ilaçlardan bahsetmiş mi?” diye sordu. Ahmet Uygun ise
gittikleri doktorlara rahatsızlığından bahsettiğini söyledi.
Tanık Okan Korkmaz, “Gece saatlerinde Turhan aradı. Ali İsmail’in
iyi görünmediğini söyledi. Fırat bir süre sonra Turhan ve Ali
İsmail ile buluştu ve iyi görünmediğini ve benim de gelmemi
belirtti. Onlarla buluştum. Üniversitenin içindeki hastaneye
gittik. Ali İsmail’in vücut röntgeni çektiler. Doktor hanım
vücudunda kırık olduğunu kafası için tomografi cihazı bulunmadığını
söyledi.
Buluştuğumuzda Ali İsmail pek iyi görünmüyordu. Başında ve omzunda
darp izi vardı. Ne olduğunu sorduk ve hatırlayamadığını söyledi.
Konuşmasında da güçlük vardı. Dişlerinden birisi kırıktı. Bu
nedenle biz de onu fazla zorlamadık.
Final haftasıydı, olayı büyütmek istemedi ve doktora eşya taşırken
düştüğünü söyledi. Ambulansla Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne sevk
ettiler. Burada bekledik, röntgen ve tomografiye gittik. Doktor Ali
İsmail’e ağrı kesici vurdu. Ali İsmail bu sefer olayı anlattı.
Polisler ve sivillerin karışık olarak dövdüğünü söyledi. Doktor
raporlara baktı ve Ali İsmail’in bir şeyi olmadığını hafıza
kaybının da birkaç gün içinde geçeceğini söyledi. Doktor sınava
kadar bir şeyi kalmayacağını söyledi.
Ortopedi servisinde muayene için bekledik, Ali İsmail’in durumunun
adli vaka olduğu için sıra veremeyeceklerini önce karakola gitmemiz
gerektiğini söylediler. Ali İsmail çok yorgun ve yürüyemez halde
olduğu için eve döndük. Daha sonra Çarşı karakoluna gittik, oradan
Odunpazarı karakoluna gittik. Ali İsmail ifadesini verdi daha sonra
gittiğimiz hastanede teşhis konuldu.
Girdiğimiz her doktorun yanında daha önceki hastalığını belirttik”
diye ifade verdi.
Sanık Mevlüt Saldoğan, “Okan, Ali İsmail Korkmaz’ın akrabası. Bütün
hastane sürecinde en yakınında olduğunu söyledi. Yunus Emre Devlet
Hastanesi’nde Beyin Cerrahi Bölümü’ne görünmesini söylemişler. Niye
böyle bir ihmali yaptılar?” diye sordu. Okan Korkmaz ise, “Acildeki
doktor ciddi bir durumu olmadığını söyledi biz de o nedenle
göstermedik” cevabını verdi.
Tanık Fatih Kırbaş, “Adını daha sonra öğrendiğim Serkan Kavak
sokağa geldi. Sokakta vatandaşları geçirmedi. Elinde odun ile
gelmişti. ‘Ben bu sokağın Başbakanıyım’ diye bağırdı. Bir süre
sonra ortaya çıktılar, 8-10 kişilik grup, eylemci zannettikleri
fırının önünde bekleyenleri dövdü. Olaylar yatışınca dövülen
şahıslar fırının içine girerek kamera kayıtlarını izlediler. Bu
8-10 kişilik grup, sıralı araçların aralarına ve bina kapılarına
saklanarak pusu kurdular. O sırada Çevik Kuvvet ve TOMA eylemcileri
püskürtmüştü. Bazı eylemcileri sokağın içine soktular. Sokağa giren
eylemciler zikzak çizerek kaçmaya çalıştılar. Bir tanesi yere düştü
ve darp ettiler. Pusuda yatan grup, bizim evin olduğu tarafa
seslenip, ‘Çevirin, çevirin’ diye bağırdı. Fırıncı ve 3 kişilik
grup yola çıktılar. Birini çevirdiler ve çelme takmaya çalıştılar.
Eylemci kepenge çarparak düştü. Can havliyle bir iki küfür sarf
etti. Küfrü duyunca sivil, fırıncı ve yanında çalıştığını
düşündüğüm kişi yerde yatan şahsı darp ettiler. Yerden kalkan
şahıs, ‘Başım, başım’ diye ağlayarak kaçtı” diye olayı anlattı.
Sefa Kırbaş, “Ben şahsı yerde gördüm. Bir refleksle pencereyi açtım
ve aşağıya baktım. Yerde hareketsiz yatıyordu. Daha sonra yediği
dayağın etkisiyle küfretti. Küfredince çok kötü bir şekilde
kafasına tekmeyle vurdu” diyerek olay anını anlattı.
Savunma avukatının “8-10 kişinin sayısını düzeltmek yerine neden
daha önce verdiğin ifadedeki şahsı değiştirmeyi tercih ettin?”
sorusu üzerine Sefa Kırbaş, “3-4 kişi kaçanları kovalarken, diğer
3-4 kişi ise yakaladıklarını götürüyordu. Matematik bu kadar basit”
cevabını salondaki avukatlar alkışladı. Sefa Kırbaş’ın ifadesinden
sonra kardeşi O.K.’ın ifadesi alındı. İfadenin alınmasının ardından
duruşmaya ara verildi.
(İHA)