Ezgi Mola, Birkan Sokullu, Farah Zeynep Abdullah ve Merve Dizdar'ın yer aldığı Masumlar Apartmanı yayımladığı ilk günden beri herkesin favori dizisi haline geldi. Gülseren Budayıcıoğlu'nun kitabından uyarlama olan aslında bir gerçekliğe ışık tutan dizinin oyuncuları da başarılı performanslarıyla alkışları topladı.Masumlar Apartmanı'ndaki kardeşlerden Gülben karakterine hayat veren Merve Dizdar da her hafta dizinin yayımlandığı akşam sosyal medyaya damga vurmayı başardı. Son olarak ise Dizdar, Elele Dergisi'ne verdiği röportajla ön plana çıktı.''Tüm karakterler, seyirciyle bağ kurmayı başarsa da Gülben deyince, özellikle sosyal medya yorumlarında 'Ah Gülben, üzümlü kekim' samimiyetinde bir bağ söz konusu... Bunun nedeni Gülben’in ''Masumlar Apartmanı''nın en masumu olarak görülmesi mi sizce?'' sorusuna cevap veren Dizdar, bombayı patlatıyor:- Evet, çok güzel tepkiler geliyor. Çok mutlu oluyoruz. Seyircilerimize çok teşekkür ederim bu vesileyle. Fakat tek masum Gülben mi ki? Bence “Masumlar Apartmanı”nda herkes masum. Herkes hüzünlü, herkes dertli. Aynı zamanda herkesin karanlık tarafı var. - Siniri, hırsı, öfkesi, umudu... Yani herkes gerçek. Bence çok sevilmesinin sebeplerinden biri bu. Karakterlerin hepsi yaşıyor. Hepimiz izlerken bir yerlere gidiyoruz, başka anılara... Herkes masum o yüzden. Kimsenin suçu yok ama aslında hepsi suçlu... Bu bir zincir ve bana sorarsanız kırılması gerekiyor. Kendimizi iyileştirebilecek güç bizde var; kendine inanmakla başlıyor.Masumlar Apartmanı'ndaki Gülben'in çocukluğuna dair konuşan Dizdar, şunları söylüyor: - Hepsi sevgi eşiğinde takılıp kalıyor. Gülben, ortanca çocuk. Ortanca olması gibi, hayatta da hep arada kalmış bir karakter. Tüm duyguları bastırılmış. Kimse onu dinlemiyor, ciddiye almıyor. Yok sayılmak o kadar ağır bir şey ki... - Kendini var etmeye çalışıyor. ‘Ben de buradayım beni de görün’ çırpınışları o kadar net ki... Bu yüzden de çocuk gibi. Özgüveni, hiç yok. Saf, iyi niyetli. Kimse üzülsün istemiyor; ama en sevdiğim özelliği, bu kadar sevgisiz büyüyen bir insanın sevgiye bu kadar inanması diyebilirim. - İnancına, hayallerine, cesaretine bayılıyorum. Ben bile şaşırıyorum bazen. Bu kadar cesaretli olabilir miydim? Bilemiyorum. O yüzden Gülben, çok özel bir insan. Çok gerçek, çok iyi.''Geçmiş yıllarda güzellik 'kusursuzluk' olarak görülüyordu. Şu anda özellikle seyirci tıpa tıp aynı görünen kusursuzluktansa, doğal oyuncuları takdir ediyor ve hatta bu kez de estetikli, kaslı oyunculara karşı sert eleştirilerde bulunuyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna ise Merve Dizdar şu cevabı veriyor:- Kimse kimseyi yargılamamalı. Kimseyle kıyaslamamalı. Ben Merve kişisi olarak, kusursuzluğa inanmıyorum zaten. Herkes kusurlu ve herkes mükemmel bence. İnsanı tipine göre ayırmıyorum. Kişi nasıl görünmek istiyorsa, öyle görünür. - Ama oyuncu Merve olarak; bugün bir rol gelir kaşımı alırım, bir rol gelir sarışın olurum, bir rol gelir saçımı kestiririm, bir rol gelir kilo alırım. - Oyunculuğun keyfi burada. Karakter neyi gerektiriyorsa, o olmaya çalışmalısın. Oyuncu olarak görevimiz daha iyi görünmek, daha güzel olmak, daha zayıf ya da kilolu olmak değil; karakter inşa etmeye çalışmak.