Masonun dosyası kabarık
Abone olMasonlar Locasından ihracı istenen eski Büyük Üstat Kaya Paşakay hakkında bir iddia daha ortaya atıldı.
Yolsuzmluk nedeniyle Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası’ndan
ihracı istenen eski Büyük Üstat Kaya Paşakay yıllarca emekli
büyükelçi olarak tanındı. Yeni Şafak Gazetesi’nde Taha Kıvanç
imzasıyla Fehmi Koru’nun yazdığı adlı köşesinde Paşakay’ın
büyükelçi olmadığı ve ihracın bu yanlış tanıtım nedeniyle gündeme
geldiği yer aldı.
Yazı: Taha Kıvanç
Kaynak:
-Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası ciddi bir skandalla
sarsılıyor. Loca'nın eski büyük üstadı Kaya Paşakay ile birlikte
iki 'Birader' yeni Büyük Üstad Asım Ak'in tarafından ihraç edildi.
Görünür sebep, yolsuzluk iddiaları... 'Dul karı kesesi' diye
bilinen Loca kasasını kendi cebi gibi kullanmış Paşakay; diğer iki
üye de yapılanı görmezden gelmiş...
Masonluk kendisini 'iyi ahlâk derneği' gibi tanıttığı için o
düzeyde birilerinin yolsuzluk yapması hayli sorunlu; daha da
sorunlu olan, kirli çamaşırların ortalığa serilmesi... Bu tür
ihtilâfları 'Mason Mahkemesi' önüne götürüp çözerdi masonlar; oysa
konu bu defa yargı önüne gideceğe benziyor...
Masonluk hakkında nerede ne çıkarsa dikkatle izleyen bir dostum
var. Son yıllarda, "Türkiye'deki türban yasağının arkasında
Biraderler var" diye başımın etini yiyip durur o dost. Konu Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi önüne gittiğinde, "Eyvah, oradaki
Biraderler eliyle yasağı Avrupa'ya yayacaklar" dediğini iyi
hatırlıyorum. Uyarısını işitmesi önem taşıyan kişilere de
iletmişti, kös dinlediler... Çıkan karara tek itirazın Belçikalı
bayan yargıçtan gelmesini tezinin doğrulanması olarak yorumlamıştı
dostum; "Kadından mason olmaz" gerekçesiyle...
Kaya Paşakay
Kaya Paşakay Türkiye'deki masonların lideri konumundayken bir dizi
mülâkat vermişti gazetelere... Önce Hürriyet'te karşımıza çıktı
Paşakay, sonra diğerlerinde... Hürriyet'teki mülâkat için Loca'da
çekilen fotoğraflarda Hürriyet'te çalışan bir Birader de yer
almıştı, hatırlayacaksınız... Sabah'ta çıkan mülâkatta en dikkat
çekici cümle şuydu: "Bizde eşi başörtülü üye bulunmaz..."
Mülâkatı gözüme sokan dostum, "Göreceksin bak" demişti bana, "Bütün
Türkiye'yi Loca haline getirme niyetinde bu adam, medyadaki
Biraderlerine eşi başörtülü siyasilere ve bürokratlara karşı çıkma
tâlimatı veriyor..." O gün bugündür, dostumun açtığı gözlerim,
etraftan hep o yönde işaretler alıp duruyor.
Loca'da yolsuzluk skandalı patlayınca bir süre kendisinin benimle
irtibat kurmasını bekledim; haber çıkmayınca ben ulaştım dostuma.
"Olan biteni özümsemeni, bazı sonuçlara sohbetlerimiz ışığında
kendiliğinden varmanı bekledim" dedi bana. Anladığım, Loca'da kopan
fırtınanın medyaya yansıyandan çok farklı sebepleri olduğuna
inanıyor dostum. Paşakay'ın otelde izlediği porno filmin parasını,
ya da eşine aldığı iç çamaşının faturasını Loca'ya ödetmesi dostuma
yeterince ciddi gerekçeler olarak görünmemiş anlaşılan...
"Büyük Üstad ya da Üstad-ı Muhterem olan biri, başında bulunduğu
örgütün mâlî kaynaklarını istediği gibi kullanma yetkisine
sahiptir; bize yolsuzluk gibi görünse de, masonik âlemde Paşakay'ın
yaptığı suç sayılmaz" dedi dostum. İddiası şu: Skandalın
göbeğindeki kişi kendisini diğer Biraderlerine 'farklı' tanıtma
suçu işlemiş biri; 'konumunu kötüye kullanma' gibi bir suçu daha
söz konusu. Bize 'basit' gelse bile, bunlar, masonik âlemde
affedilemeyecek ahlâkî zaaflar olarak görülürmüş...
Kaya Paşakay şimdilerde bile kendisini 'emekli diplomat' ve 'eski
büyükelçi' olarak tanıtıyor. Oysa Dışişleri Bakanlığı kayıtlarında
bu isimle bir büyükelçi bulunmuyor. Matrikül kaydına kendi
özgeçmişiyle ilgili doğru olmayan bilgiler sunmuş Kaya Paşakay...
Esas sorun da buradan kaynaklanıyor... Dostum olayı böyle görme
eğiliminde. "Diplomat Biraderler itiraz etmişler ve yeni yönetim
itirazı haklı bulmuştur" dedi bana.
Asım Akin
Tabii, dostumun, olan-biteni kendine yontma çabasını fark etmiyor
değilim. Onun ağzından, kimbilir kaç kez, "Türkiye'deki başörtüsü
yasağının Avrupa'ya taşınmasında bir rolünüz var mı?" sorusunu Kaya
Paşakay'a buradan yöneltmiştim. Her seferinde, "Göreceksin, cevap
vermeyecek" demiş ve dediğinde haklı da çıkmıştı. Şimdi de, "Senin
yazılarına Kaya Paşakay cevap vermedi, ama onu kovarak Loca sana
cevap vermiş oldu" diyor dostum...
Gerekçesi şu: İskoç ritine bağlı masonluğun tarih boyunca koruduğu
en temel kural "Locada siyaset ve din konuşulmaz" kuralıdır...
Kendisiyle yapılan mülâkatta, durduk yerde, "Eşi başörtülü mason
yok" cümlesini sarf ederek, Kaya Paşakay, bu kurala aykırı hareket
etmiş oldu. Çünkü 'başörtüsü' bir dinle ilişkilidir ve son yıllarda
siyasetle de irtibatlanmıştır.
Dostumun hüküm cümlesini de dinleyelim: "Senin ısrarlı soruların
konuyu daha iyi görmelerine sebep oldu; kendi içlerinde mutlaka
tartışmış, hatta İngiltere'deki merkeze bile soru olarak
iletmişlerdir. Bana göre, Kaya Paşakay, hem 'diplomat' olduğu
yanlış bilgisi, hem de 'başörtüsü' takıntısı yüzünden
cezalandırıldı."
Tespiti doğruysa, 'başörtüsü' konusunda olumlu gelişmeler yaşanacak
demektir. Bekleyelim.