Mason sırları kadınlarda
Abone olErkek kulübü masonların simgeleri kadınlara ait! Masonların bütün simgelerinde kadınlar gizleniyor.
"2012: Mardukla Randevu" kitabı çok tartışılan yazar Burak Eldem
yine olay yaratacak.
Burak Eldem yeni kitabı "Fraternis"de 5 bin yıllık kadın
uygarlığının Tapınak Şövalyeleri ve Masonluğun da temeli olduğunu
iddia ediyor. Eldem'e göre Masonların bütün simgelerinde kadınlar
gizleniyor.
Erkek kulübü masonların simgeleri kadınlara
ait
2012 Marduk'la Randevu adını taşıyan kitabıyla çok konuşulan yazar
Burak Eldem şimdi Fraternis'le okurların karşısında. Eldem
kadınlara dayanan uygarlığın izini 5 bin yıllık bir dönemde
araştırıyor.
En azından beş bin yıldan beri kesintisiz süren bir örgütler
dizisi... Gizli semboller, ritüeller ve simgeler... Bir başka
deyişle "Ataerkil" şiddet ve güce, mülkiyete yenilen eşitlikçi ve
paylaşımcı eski "Anaerkil" düzenin bilgisi... Ve unutulan,
unutturulan idealler... Burak Eldem "Kardeşliğe ait" anlamına gelen
yeni kitabı Fraternis'te geçmişte yaşanan kadın iktidarının ve bu
iktidara ait kültürün gizli kalmış izlerini sürüyor.
Eldem pek çok spekülatif kitaba konu olan "gizli örgütlerin"
sembollerle, kavramlarla bir araya gelen bağlarını kuruyor. Farklı
ve beş bin yılın gizemlerini şaşırtıcı bir sadelikle aydınlatan bir
kitap Fraternis. Anaerkil altın çağdan pek de duyulmayan Pisagor
kardeşliğine, Roma'daki Dionysos'un çılgın kadınlarından, Tapınak
Şovalyelerine, Balkanlardaki Bogomillerden Cathar'lara,
Anadolu'daki Kybele'den Şeyh Bedreddin'e kadar eşitlik ve paylaşıma
inanan kültürler Eldem'in tarihe farklı bakışıyla inanılmaz bir
dizide yerlerini alıyor. Fratenis'in en çarpıcı savlarından biri
aslında katıksız bir erkek kulübü olan masonluğun sembollerini,
kavramlarını kadınlardan alması.
Örneğin masonların simgelerinde sık sık kullandıkları "G" harfinin
"Gaia" ya da "Gea"yı yani "Dünya Anne"yi ya da "Ana Tanrıça" yı
gizlemesi gibi... Eldem, masonluğun gizeminin aslında beş bin
yıldır kadınların koruduğu "bilgi" olduğunu söylüyor. 2012:
Marduk'la Randevu ile başlayan ve üç bölümde tamamlanacak olan
dizinin bu ikinci kitabında dünyanın en eski "bilgi koruyuculuğu"
geleneğinin serüveni var.
Üç kitabın ortak temasının alternatif tarih olduğunu vurgulayan
Burak Eldem "saklı bilgi" derken aslında göz önünde olan, ancak
parçaları birleştirmek için kimsenin çaba göstermediği bilgiyi
tarif ediyor. Eldem "Bir beş bin yıllık dönemin içine girip bilinen
detaylarla ciddi biçimde çelişen noktalara vardığınız zaman
bambaşka bir şey çıkıyor ortaya" diyor. Burak Eldem aslında çok
daha önce bitirmeyi planlamış Fraternis'i. Ancak "Bu işin bu kadar
dallanıp budaklanabileceği aklıma gelmedi. Bu biraz ayrıntılara
olan saplantılı merakımdan kaynaklandı" diyor.
Pisagor kardeşliği!
Pisagor matematikçi olarak tanınır, geometrinin babası. Bir de
mistik bir okul görüntüsü altında dervişler grubu gibi bir tarikat
kurduğu bilinir ama bunun aynı zamanda politik bir örgüt olduğu,
İtalya'nın güneyinde iktidarı ele geçirdiği daha büyük bir iktidar
programı oluşturduğu, siyasi parti olduğu falan pek fazla
bilinmez.
Hepimizin geçmişi Roma
Batılı tarih araştırmacılarının fantastik bir gruplaşma olarak
gördükleri toplumsal yapıların aslında gayet politik içerik
taşıdığı ve Roma'daki bazı unsurları rahatsız ettiği görülüyor.
Roma çok kilit bir unsur. Hepimizin geçmişi Roma. Biz de dahil
olmak üzere. Biz de bir biçimde Roma'nın mirasını üstlenmiş
durumdayız.
İdealleri kadınlar yaşattı
Beni en çok şaşırtan bir kadın örgütlenmesinin bu kadar etkin
olabilmesi ihtimaliydi. Tarih boyunca çok baskı altına alındıkları
için böyle bir şey gerçekleşmiş olabilir mi diye duraksadığım
dönemler oldu. Ama işte o Sybil adı verilen krahibeler, muazzam bir
karizmaya ve güce sahip. Şehir devletlerinin hükümdarları önlerinde
saygıyla eğiliyorlar ve tedirgin oluyorlar onlardan. Bir geleneği
özverilerle yaşatmaya çalışmışlar ve sürekli bir ideali
gerçekleştirmek için koşulları zorlamışlar.
İslamın katkısı önemli
İslamın da belli ideallerin korunup günümüze ulaşmasında önemli bir
katkısı var. Özellikle Abbasi rönesansı dediğimiz 80-100 yıllık
dönemde bunu görebiliyoruz. O kadar kritik bir dönemde bunlar
yaşanmış ki. Hiç İslam diye bir din ortaya çıkmasaydı, biz bugün
büyük bir ihtimalle Platon'- u, Socrates'i falan da kayıp bilgi,
efsane gibi bilecektik çünkü Roma kilisesi bütün antik bilgiyi
baskı altına alıp yok etmeye çalışıyordu. Bütün kültürü koruyan ve
üzerine bir şeyler katarak aktaran belli bir dönemdeki İslam
kültürü. Bu insanlık tarihi için büyük bir şans olmuş.
Kaynak: